》Rey《
Nihayet sarayın bahçesine varmıştı. İçten içe sabır çekse de sabrı iyice taşmaktaydı. Az ilerisinde duran hedef tahtalarını görür. Eline yakınlarda duran 1 yay ve 1 sadak dolusu ok alır. Sinirini çıkaracak bir şeye ihtiyacı vardı Karahanlı güzelinin. Bu durumda da o şey ok tahtasıydı. Seferiye biraz mesafe koyarak ilk atışını yapar. Tam ortadan vurur. Tekrar atış yapar, tekrar ortadan vurur.
Yine atış yapar, yine ortadan vurur.
Ama yok... Bu oklar yeteri kadar sert gelmiyordu tahtaya. Seferiye yayını kenara atıp hançerini çeker.Hançeri de yedek olarak almıştı. Asıl kullandığı hançeri ve kılıcı Alparslan Bey'in odasında duruyordu daha. Bunu göz önünde bulundurarak genç melike, elindeki hançeri bir hışımla hedef tahtasına doğru fırlatır. Lâkin hançeri hedef tahtasına varmadan sağ taraftan gelen bir okun hedefine denk gelir. Okun temgeni sert bir şekilde hançerin bıçak ağzına çarpar ve böylece biraz savrulduktan sonra her ikisi de yere düşer. Seferiye Hatun, başını okun geldiği yöne çevirir ve kendisine üstten bakan Öke Hatun'u görür. Elindeki yayı gurur duyarcasına parmağında sallayarak yaklaşır Öke Hatun.
Öke: ,,Hayrola, Seferiye Hatun? Bu ne öfke böyle?"
Seferiye daha da sinirlenir bu duruma.
Seferiye: ,,Niyetin yine boşboğazlık yapmaksa..."
Öke: ,,Dur hele, Seferiye Hatun. Dur. Öyle kestirip atma direk."
Seferiye: ,,Seni dinleyecek vaktim yok, Öke Hatun."Öke alaylı tavırlarını sürdürür.
Öke: ,,Aaa, bu oklar kadar da mı değerim yok yoksa? Onlara vakit ayırabiliyorsun da bana ayıramıyor musun?"
Seferiye: ,,Edeceğin hiç bir kelamı dinlemek istemiyorum."Seferiye arkasına dönüp yürüyecek iken Öke onun kolundan tutar.
Öke: ,,Dinleyeceksin, Seferiye Hatun."
Birilerinin devamlı koluna yapışması Seferiye Hatun'u iyice sıkmıştı artık. Alparslan Bey, Yınal Bey, Akça Hatun... İmdi de Öke Hatun...
Tehtit edercesine tonlandırır sesini Karahanlı terkeni.Seferiye: ,,Bırak kolumu, Öke Hatun."
Seferiye'nin dediğin aksini yapar Öke, üstelik daha da sıkı tutmaya başlar onun kolundan.
Öke: ,,Yınal Bey'e ettiğin hadsizlik kulağıma gelmez mi sandın?"
Seferiye: ,,Gelirse gelsin, umrumda mı sanırsın? Hatta duymayanlara da duyurursan memnun olurum. Seferiye Hatun'a dil uzatmanın ne demek olduğunu herkes bilsin."Öke Hatun öfkelenerek sesini yükseltir, Seferiye Hatun'un kolunu iyice çekiştirir.
Öke: ,,Bana bak, hatun! O diline sahip çık, yoksa..."
Seferiye Hatun da sesini yükseltir.
Seferiye: ,,Yoksa ne?!"
Öke: ,,...yoksa onu kökünden koparırım. Bir daha Yınal Bey'e karşı hadsizlik edersen, karşında evvela beni bulursun."Karahanlı melikesi kaşlarını çatar. Ses tonunu biraz alçaltarak konuşmasına devam eder.
Seferiye: ,,Beni iyi dinleyesin, Öke Hatun. Erin de, sen de benden uzak durun. Sabrımı biraz daha zorlarsanız cümlenizi buna pişman ederim. Sonra ahlayıp oflarsınız, lâkin iş iṣten geçmiş olur."
Öke: ,,Sen beni tehtit mi edersin?"
Seferiye: ,,Yoo, neden tehtit edeyim? Ben zaten tehtidin ta kendisiyim. Bu sebepten..."Karahanlı güzeli kolunu hızlı bir hamleyle çekip kurtarır Öke Hatun'un elinden. Üstüne de parmağını kaldırır.
Seferiye: ,,...bana bulaşmaman senin için daha hayırlı olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AlpSef: Nefret etme, çok seversin...
Romance"Karanlığı karanlık aydınlatamaz, onu alt eden sadece ışıktır. Nefreti nefret yenemez, onu alt edecek olan sadece sevgidir."