Bölüm 23 - Önünü göremeyen arkasını da göremez

100 8 48
                                    

》Ani《

Grigor: ,,Ani'ye kadar bunu söylemek için mi geldin, Seferiye Hatun?"
Seferiye: ,,Dediğimi işittin, tekfur. Gizli geçide yine benim erlerim girecekler."

Kekavmenos ve Alexander öylece izlerler.

Grigor: ,,Alparslan kalede değilken dahi onun adamlarına yakalandınız, Seferiye Hatun. Alparslan bizzat kaledeyken nasıl kurtaracaksın esirleri? Yine esir düşmeyeceğin ne malum? Sadece kendin esir düşsen iyi. Senin beceriksizliğin bizi de etkiledi. Bizanslılara türk kanı akıtmam diye diye Silvius'un esir düşmesine sebep oldun!"
Seferiye: ,,Beceriksiz birini arıyorsan aynaya bakasın tekfur!"
Grigor: ,,Ne?"
Seferiye: ,,O Silvius ahmağı takip edildiğini fark edemedi diye Selçuklular babamı rehine aldılar. Sen, Tekfur Grigor, sen kendi kalendeki emniyeti sağlayamadın diye Selçuklular babama suikast düzenlediler. Beni yargılamadan evvel kendine bakasın."
Grigor: ,,Öfkeni anlıyorum, Seferiye Hatun. Ancak Alparslan'ın bu kadar kurnazlık edeceğini ne sen tahmin edebilirdin, ne de ben."
Seferiye: ,,Öyleyse benim dediğim olacak. Esirleri kurtarmaya benim erlerim gidecekler."
Grigor: ,,Kusura bakma da senin yeniden esir düşmeni göze alamam ben."
Seferiye: ,,Ben gitmeyeceğim zaten! Komutan Ergün gidecek."
Kekavmenos: ,,Konuşmanızı bölüyorum, ancak unuttuğun bir şey var, Seferiye Hatun. Gizli geçidi benim sayemde biliyorsunuz. Bu durumda her şey senin istediğin gibi olamaz. Bizim senden daha çok söz hakkımız var."
Seferiye: ,,Ben töreme bağlı biriyim. Keferelerin türkleri kılıçtan geçirmesine asla göz yummam."
Alexander: ,,Bahsettiğin, türkler, Selçuklu türkleridir Seferiye Hatun. Düşmanımız aynıdır. Ne diye diretirsin bu kadar?"

Seferiye: ,,Düşmanımız bir diye sizinle dost olduğumuzu aklının ucundan dahi geçirmeyesin, Prens Alexander. Sizden de, Selçuklu'dan da nefret ederim. Söz konusu babamın canı olmasa sizinle asla burada toplanmazdım."
Kekavmenos: ,,Bir Bizanslıyla bir araya gelmek zorunda kalan tek kişi sen değildin. Oooo Alparslan da vaktiyle babasını Liparit prenslerin elinden kurtarmak için Diyojen ile iş birliği yapmıştı. Diyojen Alparslan'a Dukas'ı verdi, Alparslan da Dukas'ı kendi babasıyla takas etti. Yani anlayacağın, Bizanslılara türk kanı akıtmam dediğin o türkler de Bizanslılarla bir araya gelmişlerdi."
Seferiye: ,, Lakin Alparslan bu yaptığıyla size türk kanı akıttırmış olmuyor, Tekfur Kekavmenos."
Grigor: ,,Yeter! Yeter, Seferiye Hatun. Artık senin hiç bir söz hakkın yok. Biz bu işi halledeceğiz. Selçuklu kanı akıtarak halledeceğiz."
Seferiye: ,,Buna asla müsade etmem."
Alexander: ,,Eminim baban buna karşı çıkmazdı."
Seferiye: ,,Ben babam değilim! Ne kefereyle ticaret ederim, ne de türk kanı akıtmalarına göz yumarım!"
Grigor: ,,Seferiye Hatun, bize engel olmaya kalkarsan bu babanın daha uzun süre tutsak kalmasına sebep olur."
Alexander: ,,Türk töresi diye diye kendi babanı da yakacaksın."
Seferiye: ,,Onlar her ne kadar Karahanlı'ya düşman olsa da, hem dindaşlarımız, hem de soydaşlarımızlar. Onları yalnızca kendi erlerime yem ederim, kefereye değil!"
Grigor: ,,Seferiye Hatun, kararım kesindir. Bizi düşünmesen de babanı düşünmelisin."

Karahanlı melikesi kaşlarını çatar.

Seferiye: ,,Ateşle oynarsın tekfur. Kendi bildiğini okursan bunun bedelini gün gelir sana ödetirim."
Grigor: ,,Bedel ödeyecek biri varsa o da Alparslan'dır. Onun ayağına kadar gidip başına geleceklerini söyledim, ancak beni ciddiye almadı. Komutanlarımı bu gece oraya yollayacağım. Silvius da Arslan Yusuf da kurtulacaklar."
Alexander: ,,Baba, komutanlara gerek yok. İzin ver, ben oraya gideyim."
Grigor: ,,Olmaz, Alexander. Bu tehlikeli bir görev."
Alexander: ,,Kendini kanıtlamak zorundasın diyen sen değil miydin? Bundan daha iyi fırsat mı var?"

Grigor biraz düşünceli bakar.

Alexander: ,,Lütfen, baba."
Grigor: ,,Tamam. Bu gece bu iş bitecek."

AlpSef: Nefret etme, çok seversin...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin