》Rey《Gün doğmuştu...
وَاِذْ يَمْكُرُ بِكَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لِيُثْبِتُوكَ اَوْ يَقْتُلُوكَ اَوْ يُخْرِجُوكَۜ وَيَمْكُرُونَ وَيَمْكُرُ اللّٰهُۜ وَاللّٰهُ خَيْرُ الْمَاكِر۪ينَ
"Hatırla ki, kâfirler seni tutup bağlamaları veya öldürmeleri yahut seni yurdundan çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar sana tuzak kurarlarken Allah da onlara tuzak kuruyordu. Çünkü Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır." - Enfal suresi, 30.ayet
,,Sadakallâhülazîm."
Alparslan dinine çok düşkün, Allah kelamı okumak onun ruhuna huzur veriyor. Sabah namazından sonra Kuran okumak içini daha da bir ferahlattı. Kurân-ı Kerim'i 3 kere öptükten sonra ayağa kalkar ve kutsal kitabı rafa geri koyar. Gece fazla yatmadı. Yiğitleriyle tertip kurmak ile meşguldü. Bu vazife son derece önemliydi. Alparslan zırh askısına yaklaşıp zırhına bakıyor. Ardından göz ucuyla kılıcına bakar. Eline alıp kınından çıkarır. Bir eliyle kılıcın kabzasını tutuyor. Diğer elini yavaş yavaş kılıcının ucuna getiriyor. Vazifesi belliydi, Komutan Silvius'tan malumat almalıydı. Lakin selçuklu melikinin aklı daha çok başka birisindeydi.
{Flashback...
Yınal: ,,Arslan Yusuf'u ortadan kaldırmamız için bir sebep daha. Eminim Grigor ile ittifak edecekler."Sultan Tuğrul, Yınal Beye doğru çevirir yüzünü.
Tuğrul: ,,Öfkeni anlarım kardaşım. Lakin Arslan Yusuf'u imdilik ortadan kaldırmayacağız."
...Flashback}
Arslan Yusuf bir Karahanlı...
Selçuklu'ya düşman...
Yınal Beyin babasının katili...
Amma...
Amma o bir müslümandı...
O bir türktü...
Alparslan'ın kafasını kurcalayan mesele de tam olarak bu. Bir müslüman, bir türk, nasıl olur da kefereyle, Bizans ile bir olabilir? Arslan Yusuf bunu gerçekten yapacak mıydı? Küffar ile bir olup Selçuklu'ya mı saldıracaktı?
Alparslan kılıcının ucuna iyice bakar.Alparslan: ,,Arslan Yusuf... Şayet küffar ile ittifak edersen, Yınal Bey'den evvel ben akıtırım kanını..."
Kılıcını eliyle hafif sıkar.
Hasan: ,, Destur var mıdır beyim?
Hasan kapının önünde bekler.
Alparslan: ,,Gelesin atabeyim."
Hasan Bey içeri girer. Alparslan diğer elini kılıcının ucundan çekip tek el ile kabzasından tutar.
Hasan: ,,Hepimiz hazırız beyim. Buyurduğun gibi saraydaki güvenilir askerleri de seçtik bu vazife için."
Alparslan: ,,Kaç asker seçtin?"
Hasan: ,,15."
Alparslan: ,,15 çoktur. 10 kişi yeter de artar."
Hasan: ,,Beyim, bu vazife mühimdir. 15 asker az iken sen daha da azaltılsın bunu."
Alparslan: ,,Sultanımızın emri olmasa hiç birini yanıma almazdım atabeyim."
Hasan: ,, Silvius'u bir avuç alp ve bir avuç asker ile mi yakalayacağız beyim?"
Alparslan: ,,Silvius yalnızca 4 kişi ile gidecek demedim mi atabeyim? Tacir Razen'in mektubunda öyle yazar, gözlerinle de gördün. 10 asker, 4 alp, 1 atabey ve 1 melik 5 kişinin hakkından gelemez mi?"
Hasan: ,,Tedbirli olmakta fayda var beyim. Hesap edemeyeceğimiz vaziyetlere düşebiliriz. Her şeye hazırlıklı olmalıyız."
Alparslan: ,,Ben de tam olarak onu derim atabeyim. Fazla kalabalık gidersek açığa çıkabiliriz. Açığa çıkmak, hesap edemeyeceğimiz neticeler getirebilir. Tedbir amaçla sayımız az olmalı."
Hasan: ,,Emrin olur beyim."Alparslan atabeyinin gözlerine bakar. Gözlerindeki o endişeyi görüyor. Atabeyi kendisini çocukluğundan beri yetiştirdi, savaşı ve ilmi siyaseti öğretti. Alparslan'ın yalnızca atabeyi değil akıl hocasıydı. Aynı zamanda baba yarısıydı. Kendisinin kılına zarar gelse atabeyi cihanı yakardı. Atabeyinin endişesini çok iyi anlıyor Alparslan. Hasan Bey, melikini her daim koruyup kollamak ister. İlmi siyasetiyle ona yol gösterir. Ona küçüklüğünde pusat sallamayı öğretirdi. Alparslan da atabeyini kendi canından çok sevip sayar, sözlerine pek ehemmiyet verir. Lakin budefa durum başka. Alparslan, budefa kendi kafasına koyduğunu yapmakta kararlıydı. Atabeyinin gözlerine kararlı bir şekilde bakar. Belki de ona artık büyüdüğünü göstermekti niyeti. Sonuçta kendisi sadece bir melik değil, aynı zamanda bir veliaht adayı. En kudretli adaylardan biri hemde. Yınal Bey de en az onun kadar kudretli. Arslan Yabgu oğlu Kutalmış Bey de öyle. Alparslan'ın kardeşleri de var, veliaht olabilecek. O, bunun bilincinde. Belki de artık kendini göstermesi gerekti. Atabeyinden akıl almadan da vazifelerini yerine getirebilmeliydi. Kendi bildiği işi yapmalıydı. Kudretini herkese göstermeliydi. Lakin bu vazifenin esas gayesi kudretini göstermek değil, devletine hizmet etmektir. Alparslan, devletinin bekasına büyük ehemmiyet verir. Atabeyine bakmaya devam eder.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AlpSef: Nefret etme, çok seversin...
Romance"Karanlığı karanlık aydınlatamaz, onu alt eden sadece ışıktır. Nefreti nefret yenemez, onu alt edecek olan sadece sevgidir."