Bölüm 34 - İşin aslı

100 9 62
                                    

》Vaspurakan yakınları《

Alparslan Bey şehrin çıkışının yakınlarında bekler. Seferiye Hatun'un tek başına olması işine yarayacak. Zira niyeti, Karahanlı melikesini kaçırmaktı. Sırlarını daha fazla tehlikeye atamazdı. Bir dahaki hamlesi için biraz olsun zaman kazanmalıydı.

---------------------------------------------------------

》Vaspurakan karargahı《

Öke Hatun derin bir nefes alır.

Öke: ,,İşte böyle, Yınal Bey. Alparslan gözümüzün içine baka baka yalan söylemiş."
Erbasgan: ,,Nasıl yapar bunu?"

Yınal Bey susar. Bu olaylar hiç hoşuna gitmiyor.

Öke: ,,Alparslan'ın ne haltlar karıştırdığını Seferiye Hatun'dan evvel bizim öğrenmemiz icap eder."
Erbasgan: ,,Ne edeceğiz, ağabey?"
Öke: ,,Yınal Bey! İşitmez misin bizi?"
Yınal: ,,Bu işin içinde bir iş var. Bilhassa da Komutan Silvius'un takip edilmesiyle ilgili."
Öke: ,,Bildiğin bir şey mi var?"

Yınal Bey düşünür. Evet, bildiği bir şey vardı. Buhara'ya gidip Silvius'u takip eden Alparslan'ın kendisiydi. Cihangir de ordaysa demek ki Alparslan ile beraber vazifeye giden erlerden biri olmalıydı. Hasan Bey'i ve Alparslan'ın alplarını Yınal Bey tanıyordu. Ancak onunla beraber giden Selçuklu askerlerini pek tanımıyordu. Cihangir onlardan biri olmalıydı.

Yınal: ,,Şu Cihangir... Rütbesi yüksek biri demiştin, öyle değil mi?"
Öke: ,,Evet. Seferiye Hatun söyledi bana. Ona beyim diye hitap ederlerdi diğer askerler. Kalenin komutanlarından biri olabilirmiş. Alparslan'ın bütün kirli işlerini o halledermiş."
Yınal: ,,Allah Allah..."
Erbasgan: ,,Ağabey, bir bildiğin varsa söyle."

Yınal Bey'in kafası karışıktır.

{Flashback...

Tuğrul: ,,Alparslan'a verdiğim bu vazife, gizli bir vazifedir. Burada konuşulanlar, burada kalacak. Yalnızca dördümüz ve Çağrı Bey bilecek bunu. Ve tabiki Alparslan'ın emrindeki yiğitler."
Alparslan: ,,Müsadenizle obaya varıp babama vaziyeti anlatayım o vakit, sultanım."
Tuğrul: ,,Babana vaziyeti Süleyman anlatır. Vakit geç oldu, Alparslan. Bu geceyi sarayda geçiresin. Vazifene odaklanıp tertibini kur. Yanına asker de alasın."

...Flashback}

Alparslan'a verilen vazife gizliydi. Yınal Bey bundan bahsedemezdi.

Yınal: ,,Devlet sırrıdır, Erbasgan. Diyemem. Lâkin imdi bu olayı çözmeye giderim."
Öke: ,,Nereye?"
Yınal: ,,Rey'e."
Erbasgan: ,,Ya Seferiye Hatun ne olacak?"
Yınal: ,,Ne hali varsa görsün. Onunla mı uğraşacağım?"

----------------------------------------------------------

》Vaspurakan《

Bir müddet geçmiştir. Seferiye Hatun, Alparslan'ı beklemekten sıkılırken aklına Hasan Bey gelir. Belki o şuan kalede olabilirdi. Karahanlı melikesi koridorlardan ilerleyip Selçuklu askerlerinden birine sormak isterken Akınay Hatun'u ve Akça Hatun'u görür az ötede.

Akınay: ,,Dediğim gibi, kızım. Merhem kararken bunlara çok dikkat etmen lazım."
Akça: ,,Anladım, Akınay ana. Dediklerini uygulayacağım."

Seferiye onlara yaklaşır.

Seferiye: ,,Affedersiniz."

Akınay ve Akça, Seferiye'ye bakarlar. Buralıya pek benzemiyordu. Üstünden başından belliydi. Buhara'dan gizlice çıktığı için şaşalı giyinmemişti Karahanlı melikesi. Lâkin yine de başka bir yere ait olduğu belliydi. Akça da merak eder bu hatunun kim olduğunu.

AlpSef: Nefret etme, çok seversin...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin