R.U.A.

III

Ey gözlerinin rengi,bütün ruhumu sarsın
Kalbimde bugün açtı siyah renkli çiçekler
Bir gün beni rüzgarlara kalbinle sorarsan
''Can verdi senin ruhuna çoktaan'' diyecekler!

Hüseyin Nihal Atsız

🐺

"Umay! Kalk hadi güzelim."

E mecbur kalkacaktık şimdi. Albayımızın sözünden caymak olmaz.

Kendime gelmek için elimi yüzümü yıkayıp koltuğa atlamıştım. Dün güzel geçmişti de.

Bütün tim oturmuş kahvaltı yapmış, bu yaşımızda olmamıza rağmen gruplara ayrılıp çeşitli çeşitli oyunlar oynamıştık. Düşünün, isim- şehir bile oynadık amk. O kadar yokluktaydık. Hep beraber mutfağa girip yemek yapmaya kalkıştığımızda çok iyi şeyler olmamıştı. Ay hatırlamak istemiyorum ben.

Abdullah komutan evli ve çocuklu olduğu için izin gününü ailesiyle geçirmek istemiş. Dün çocuklarının fotoğrafını göstermişlerdi. O kadar tatlılardı ki.. Maşallah ya.

"Umay! Hadisene kızım." Koltuğun başında bana yastık fırlatan abime baktım ters ters. Üniformasını giymiş, ayaklarını orta sehpaya uzatmıştı.

"Tamam lan! Kalktık!"

Saat sabahın altısında niye kalkmak zorundaydık biz? Şaka şaka! Kalktık işte.

Odama geçip üzerime siyah pantolon, beyaz crop giyip omzuma da siyah bir ceket attım. Uygun giyinmek lazımdı şimdi. Aynen.

Benim uyum gerçek mi?

Yanıma gerekli eşyaları koymak için siyah bez çantamı aldım. Silahımı belime yerleştirerek saçlarımı geriye attım.

Bir tık uykum vardı benim. İmdat. Olsun şikayet etmek yok Umay!

Hemen parfüm şişemi üzerime boşalttım. Kalıcı olsun diye arkadaşlar.

Kendi kendimi gazlayarak boy aynamdan üzerimi süzdüm.

Lan! Bugün ne vardı tahmin edin.

Evet! Görev var ayol. Abimle ilk operasyonumdu. Bir tık gözü yaşlı gülümseyen Umay..🥹

"Umay! Saat kaç oldu amına koyayım ya!"

Off! Ağzına sıçtığım! Geliyoz işte.

"Düzgün konuş lan!" Diye ufak bir uyarıda bulundu babam, abime.

Çantamı omzuma atarak sallana sallana odamdan çıktım.

"Geldim işte. Ne bağırıyorsun kuyruğuna basılmış kedi gibi?"

Göz devirerek ayaklandı. "Demirkan'lar bekliyor."

Anasını satayım. Şaka yapıyorsun. Ciddi miydi lan bu? Onlarla gidemeyiz. İki gözü yaşlı gülümsemeyen Umay..

Babam önden çıkarken, abim de peşine takıldı. Lan dur su içek bir.

Mutfağa geçerek bir şişeye su doldurup çantaya attım. Üşenmiştim içmeye. O kadar doldurursun da içmekte yük olurmuş işte.

Evin kapısını kilitleyip siyah botlarımı geçirdim ayağıma.

Kapının önünde de kimse yoktu. Muhtemelen aşağıda beni bekliyorlardı.

Ay çok üşendim aşağı inmeye. Off hayat. Yoruyorsun.

Aklıma gelen fikirle sırıtıp merdivenin kolundan aşağı doğru kaydım. Abi budur işte. On numara yöntem.