R.U.A.

VI

Türk duygusu her Türkçüye en tatlı kımızdır;
Türk ülküsü candan da aziz bayrağımızdır.
Bayrak ki onun gölgesi Bozkurtları toplar;
Bayrak ki bütün kaybedilen yurtları toplar.
Nerden geliyor? Tanrıkut'un ordularından!
Lakin bize bir beyt okuyor kutlu yarından:
Darbeyle gönüllerde yatan ülkü silinmez!
Atsız yere düşmekle bu bayrak yere inmez!...

Hüseyin Nihal Atsız

🐺

"İniş yapıyoruz Yüzbaşım!"

Helikopter pilotu seslendiğinde Demirkan hepimize bir bakış attı.

"Hazırlanın."

Kafamı yasladığım yerden kaldırarak silahımı düzelttim.

Ankara'dan geliyorduk. Hakkari'ye iniş yapacaktık.

Aslında bakarsanız, yarın da Ankara'da kalıp, Bekir amcanın cenazesine katılmak istiyordum. Nasip değilmiş. Onun yerine gidip Şehitlerimizin intikamını alacaktık. Bu da olurdu.

Helikopter yavaşladığında iniş yaptığımızı anlamıştım.

Sıra sıra indiğimizde, babam ve Levent amca bizi karşılamıştı.

Havasını bile özledim tek günde anasını satayım. Sözde Ankara'lıyız.

"Hoşgeldiniz çocuklar!"

Asker selamı vererek aynı anda konuştuk.
"Sağolun komutanım!"

Gece saat kaçtı bilmiyorum ama baya geçti eminim. Ankara'dan çıktığımızda saat gece yarısını geçmişti çünkü.

"Rahat, Rahat."

Levent amcanın komutu ile herkes rahata geçmişti. Gözümü silerek ellerimi arkada birleştirdim.

"Başımız sağ olsun çocuklar."

Gözüm esen rüzgarda sallanan Al Bayrağa takıldı.

Bir Hilâl uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor diyorlar ya. O şekilde işte.. Sen hep dalgalan diye, Vatan sağ olsun.

"Vatan sağ olsun!" Diye bağırdık hep beraber.

"Tebrik ederiz. Güzel iş çıkardınız."

Ne demek, ne demek.

Demirkan baş selamı vermişti sadece. O kadar uykum vardı ki.. anlatamam. Daha uyumadan buradan Hop! Kuzey Irak'a..

Allah yardımcımız olsundu cidden.

"Dinlenemeden başka bir göreve gideceksiniz. Yorulacağınızı düşünmüyorum. Siz bu günler için varsınız."

Sağol baba ya. İnsan bir keşke dinlenseydiniz falan der.. ayıp oluyor baba yani. Neyse haklıydı.

Haklılığına sustuğumda bir bakış attı bana.

"Sabah saat beşte helikopter sizi bekliyor olacak. Hazır olun. Zaten üç saat kaldı."

Oha. Of abi. Bayılacağım şimdi uykusuzluktan. Bana dediğine bakın. Baba yani sende.

"Emredersiniz komutanım!"

Aman Emre demeyelim.. Ya ayrıca ben açım. Nereye gidiyoruz aç aç biz? Üç saatimiz var..  Yani yemek siparişi versek, gelir bence ya.

"Albay'ım!"

Bir kadın, hızlı hızlı yanımıza gelirken rütbesine baktım. Yarbay.. Ay hadi inşallah. Bana da nasip etsin rabbim.

Kırklı yaşlarında gayet güzel bir ablamızdı kendisi.. Mavi gözler, siyah saçlar falan. Afetiz anlayacağınız.