İyi okumalar:) :) :)
200 okumayı geçmişiz okuyan herkese teşekkürlerimi iletiyorum 💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕Sara'nın anlatımından;
George'u yerde görünce şok olmuş gözlerle baktım. Bu lanet yerde ne oluyordu ve George...Ağzından köpük gelmişti, herşey bu kadar basit miydi? Herşey bitti mi? Peki ya mektuplar onlarla George'un ne alakası vardı aklımdaki onlarca sorudan bazılarıydı. Görevli kadın George'un nabzına baktı. Ne düşündüğümüzü biliyor muydu yoksa tahmin mi ediyordu bilmiyordum ama kadının başını olumsuz anlamda iki yana salladığını gördüm. Yaşadıklarım, gerçekler hepsi o kadar kafamı karıştırıyorduki. Hem mental hem de fiziksel olarak çok yorulmuştum. Bu sebeple bedenim daha fazla dayanamadı.
Yere doğru bir ceset gibi yığılacağımı düşünsem de öyle olmadı. Sıcak bir beden beni yakalamıştı. Bilincim kapanmadan önce duyduğum tek şey
"İyi olucaksın"dı. Bilincimi daha fazla açık tutamadığım için dediklerinin hepsini anlamadım ama bu Duncan'dı.Duncan'ın anlatımından;
Onu son anda yakaladığımda, derin bir nefes verdim. Nefesimi tuttuğumu bile bilmiyordum.Ve kokusu ilk defa farkettiğim şey adeta başımı döndürmüştü.Ferah ama tarif edemediğim bir kokuydu.Sara'ya aşığım(doğru kelimenin bu olduğunu düşünüyorum, platoniğim de denilebilir. )hem de üniversitenin başından beri, aslında Ryan'la kavgamın ya da Natalie'yi polise vermemim sebebi Sara'ydı.O belki de sıkıca hayatıma renk katan biri ya da daha fazlası tek bildiğim artık ona bağlanmam.
Şuan hastanede bekliyordum. Sara hala uyanmamıştı, yaşadığı şeyler çok zor ki zaten tepki vermeseydi bir sorun oluştuştuğunu düşünürdüm. Doktor odadan çıkınca hemen Sara'nın elini tuttum, "iyi olacaksın ben sana hep destek vereceğim" Dediğimde elinin hareket ettiğini gördüm ya da ben öyle anladım bilemiyorum.
Çocuklara baktığımda onlarında perişan olduğunu gördüm. Hem Sara hem de George'a olanlar onları da derinden sarsmıştı. Özellikle Amaya ve Natalie'yi. Açıkcası kızların dostluk bağlarına bayılıyordum. Her daim birbirlerine destek çıkmaları tek kelimeyle muhteşem bir şey....
Ryan'la da yakın olsalarda herhangi bir kıskanma durumum yok çünkü Amaya ve Ryan'ın bakışları her şeyi anlatıyor. Bakışlarımı Sara'ya çevirince ne kadar masum gözüktüğünü farkettim. Onu herşeyden korumak istiyordum ancak peşimizde bir katil vardı. Bizi kukla gibi oynatıyordu.
Kapıdan ses gelince dikkatimi gelen kişiye verdim. Natalie'ydi. Ardından birinin içeri adeta düşerek girdiğini gördüm bu kişi tabi ki Amaya'ydı. Kızları yalnız bırakmak için odadan çıktım. Kafamda birçok soruyu tartışıyordum ancak tek önemli noktayı buldum.
Ivan....Lanet olası bu çocuk sabahtan beri neredeydi.Bir katilde olabilecek tüm özellikleri taşıyordu. Sessiz ama utangaç değil, sakin ama sinirlenince deliriyor, zeki, en önemlisi ise fazla dikkat çekmeyen biri ehh Emily ve Diana de dikkat çekmiyor ama Ivan, onun neredeyse varlığını unutuyordum. Arada bizi yoklamak için kontrole geliyordu sanki..
Bu düşüncelerimi bölen İvan'ın kapıyı sertçe açması oldu. Hiddetle içeri girip, Sara'nın yanındaki koltuğa oturdu. Sara'nın kulağına ne söyledi bilmiyorum ama Sara'nın gözleri aniden açıldı.
İvan'a baktığımda gözlerinde keder vardı ama sebebini anlamamıştım. İvan George'un yaşadığını söylediğinde üzerimden bir yük kalkmış gibi hissettim. Nedenini bilmesem de belki de Sara için bazı gerçekleri öğrenmesi zamanı gelmiştir. Buna George'un ve benim diyeceklerim de dahil.
İvan odadan çıkarken bana baktı ve sadece "iyi olucaksınız" dedi. Neden böyle dediğini pek anlamasamda çok sorgulamadım çünkü Sara'nın su diye sessizce mırıldandığını duydum. Onu yavaşça doğrultup şu verdin ve hemen ardından kızları çağırmak için odadan çıktım.
Sara'nın anlatımından;
Uyandığımda boğazımda bir kuruluk hissetmiştim bu hissin sebebiyle Duncan'a su diye seslendim. Kendimin bile zor duyduğu sesimi duyduğundan emin olamasam da bana doğru gelen su bardağıyla beni duyduğunu anladım. Tatlım iyiyiz sakın, sabahtan beri ne edebiyat yapıyorsun 3 kere duydum demişsin yani yok artık. Ayy acaba George'a ne oldu? Hiç merak etmiyor musun kız? George o yaşıyor mu ve huzurevinde ne olduğunu tamamen unutmuştum. Odaya kızların girmesiyle gözüme kapıya çevirdim. Amaya hemen üzerime doğru sarıldı. Ne sarılması atladı neredeyse. Natalie ise beni baştan aşağı süzerek nazikçe sarıldı. Amaya neşeyle George'un yaşadığını adeta cıvıldayarak söyledi. Açıkcası hala mektupta yazılan şeylerin gerçekliğini sorguluyordum.Hayatımın temel ögelerinin yalan olabilme ihtimali yüreğime saplanan bir bıçaktan daha acıtıyordu. Bıçaktan da değildir ya abartma tamambiraz abartmış olabilirim. Yatmaktan sıkıldığım için yavaşça ayağa kalktı zaten sadece bayılmıştım.
George'un yanına gitmek için kızların koluna girdim her ne kadar ayağa kalkmamamı söyleselerde.Bana karşı çıkmak istemedikleri için bana yardım ettiler. George'un odasına geldiğimde odaya kimseyi sokmadıklarını gördüm yaşıyordu ama hayati tehlikesi vardı.Burnundaki solunum cihazı, kolundaki serum ve kalp atışlarının görüldüğü monitör hastaneleri ne kadar sevmediğimi hatırlattı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Gerçekler
Mistério / SuspenseHerşey bittiyse tekrar başlar. Psikoloji öğrencisi üç arkadaş kendini tehlikeli bir oyunun içinde bulursa. Kızlara takıntılı bir katil, vahşi işlenen cinayetler. En önemlisi katil kim? Hikayemizin içinde; Arkadaşlık Aşk Gizem Kaos Gerilim Cinayet B...