Yeliz|bölüm 19|

107 7 8
                                    

kötü ruhun yanına gitmek için yola çıktık. Yol çok uzak değildi ama yinede arabaya binmiştik. Bir kaç dakika sonra kötü ruhun yanına gitmiştik. Kalabalık bir yer değildi ama hiç kimse yok demek de yanlış olurdu. Adam bir apartmanın içindeydi. İçeri koşarak girdik. En üst katta oturuyordu. Asansöre binip hızlıca en üst kata çıktık. Ha-na hangi daire demişti? 8 mi, 9 mu? Her neyse. Mun direk bir kapıya yönelip kapıyı açmayı denedi. Açıklayınca zorla açtı. Salonda, yerde kanlar içinde, yüz üstü yatmış ya da bayılmış, belkide ölmüş, çıplak, uzun sarı saçlı, üstünü sadace ince ve çok kısa olmuyan bir örtü vardı. Örtü kan olmuştu. Hemen yanımda kalın halatlar ve kan içinde olan bir kemer vardı. Mutfaktan sesler geliyordu. Koşarak kadının yanına gittim. İlk önce yaralarına bakıp koltuğun üzerine olan biraz daha kalın battaniyeyi onun üstüne attım. Bayan Chu'nun gelmesi gerek. Buradan öyle çıkamayız. İçeride ilk yardım çantası var mı diye ararken bir tane orta boyda olan çantayı alıp koşarak kızın yanına geri döndüm. Bu esnada Mun, kötü ruh ile kavga ediyordu.

Çok ses çıkarmamış olmamız lazım. Kadının üstüne attığım örtüyü kaldırıp pamuk ile üzerindeki kanları sildim. Çok fazla kan vardı, duş alması lazım ama Bayan Chu... Boşver Bayan Chu'yu, kendin yap işte. Bayan Chu yaralı. O iyileşince iyileştirir. Ayrıca ona bu halde kadını göstermem ne kadar doğru bilemem. Kandan kurtulunca geri kalanı hal ederim. Kadını kollarımın arasına alıp banyoya götürdüm.

Kıza yapılana sonra bakar, daha iyi olması için bu adamla yaşadıklarını silerim. İlk başta fark etmesemde üstünde ip çamaşırı vardı. O da kan olmuştu. Sikerim böyle işi! Kızın ne suçu var? Büyük ihtimalle 15-16 yaşlarında. Eğer bu yaşadıkları uzun sürmüş -yıl olarak- ise anılarının sadece kötü kısımlarını silerim. Bu anı dahil.

Küçük bir havlu alıp ıslatım. Yaralı olamayan -yaralı yer olmadığını sanmıyorum- yerlerdeki kanı sildim. Kim bilir ne yaşattılar. Boynuna bakınca çok kötü halde olduğunu gördüm. Suya mı koysam? Bu işleri çok iyi bilmiyorum. Bu durumda ne yapılır onuda bilmiyorum ama hastaneye gidemeyiz. Bayan Chu iyileşene kadar idare edelim yeter. Kanları silince pamuk ile yaralarının üstünden kalan kanları tekrar sildim. Bu böyle olmayacak. Duş kabine götürüp suyu ılık olarak ayarladım ve suyu çok olmuyacak şeklide açtım. Kan tam anlamıyla gidince onu oradan çıkarıp çantayı alıp gerekleri şeyleri çıkardım.

🌕

Sargı bezini de sarınca banyodan çıkıp odaları gezdim. Kıza kıyafet çıkarmam lazım. Bir odaya girince dolabı açtım. İçinde çok bişi yoktu. Kıza uygun şeyler vardı. Büyük ihtimal kızın odası burası. İçimden temiz iç çamaşırı, siyah ve bol bir eşofman ve lacivert bir tişört çıkardım. Banyoya dönünce kıza kıyafetlerini giydirdim. Ben bunları yaparken Mun avcılara haber vermiş ve içeriyi temizlemişti -hâlâ temizliyordu-

Çok fazla bakınmadan banyoya geri döndüm. Üstüne kıyafetleri geçirip salona geri döndüm. Mo-tak çok yaralı değildi ve polis olduğu için yanımıza gelicekti, yola çıkmıştı, bir kaç saat içinde. Çünkü karakolda uğraması gerekmiş. Kızı koltuğa koydum. Mun'a yardım etsem iyi olur. Tam bez alıcağım sırada izin vermedi. Aman yardım etmem. Kızın elini tutup anılarına girdim...

Yazardan...

Kız odasında oturmuş ağlıyordu. Hiç beklemediği bir anda bir kaç kişi girdi. Kız ne olduğunu, ne olacağını anlamıştı sanki. Bu evden kurtulmak için ne gerekiyorsa yapardı. İçlerinden en uzunu kıza yaklaştı. Elini saçlarına geçirdi ve çekti. Kız, başını onun eliyle geri gitti. Adam sırıtmaya başlayınca tekrar ağlamaya başladı. içeridekilerin hepsi rahat giyinmişti. Adam elini ayağının üstüne verip sıktı...

The Uncanny Counter//Kötü Ruh Vers.//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin