Enkaz|Bölüm 31

48 5 7
                                    

Lütfen oy verinnnn😖. Bu arada taslaklarda iki hikayem daha var. Her ikisinin de bxb. Konuları bence iyi ve paylaşmak istiyorum ama tutmaz diye korkuyorum. Emeğim boşa gider diye. Zaten bu hikayeyi yazarken aynı zamanda bir kaç tane bxb yazıp paylaştım ama hepsinin izlenme toplamı 50 dahi etmiyordu. Tutmalarını gerçekten çok istiyorum. Ha birde "Sadece benimsin" hikayesini sileceğim. Zaten sabit bir konusu yok ve gereksiz. Bu arada taslakta kalan iki hikaeden birinin ismleri;
Just a bully ve Solitude
Ha birde "rüyaların gizli cinayeti" hikayesininin bölümlerini sildim. Baştan yazacağım, 3. Yazmışım olucak ama bişi' olmaz.

🪞

Mun, "geliyorum" diyince ister istmez korkup çıkmıştım evden. Evden çıkınca biraz uzaklaşmıştım ki, bir adam karşıma çıktı. Kim bu? Sadece bana bakıyordu. Yanından geçip gideceğim sırada kolu ile önümü kesti. Siktir ya!

"Öylece gitmek kolay, değil mi?" Dedi adam. Ha? Ne diyor bu? "Ne?!" Diye bildim sadace. Ne diyor bu?

"Diyorum ki, arkanda koca bir enkaz bırakıp gitmek senin için çok kolay." Dedi tekrar. Anlamıyorum.

"En yakın arkadaşın, yani aşık olduğum kız. Sırf onu bir kaç şerefsizden korumak için sana yakın davrandım. Onu sevdiğimi anlamasında ona zarar vermesin, diye. Ama sen? Hiç düşünmeden arkanda koca bir enkaz bıraktın ve gittin. Sadece bu değil ki. Bıraktığın enkazda sevgide vardı. Duyguda vardı. Onları da yok ettin."

Dedi. Demek bununla tanışıyoruz. Uzun boylu, yeşil gözlü, siyah saçlı biriydi. Hatırlamıyorum ki. Hafızam nasıl silindi.
Ona hiçbir şey demedim, diyemedim. Neden bana bu konuşmayı yapıyor? Bunları düşünürken başka birini daha gördüm. Saçları çok komik gözüküyordu ama gülmedim. "Ama yalanlar er ya da geç bir gün oraya çıkar." Dedi yalandan üzülerek. "Aşk meşk, şiirde yazıyor musun?" Diye dalga geçti. Adam ona omuzunun üstünden baktı. Ellerini yumruk yapmıştı. Sinirliydi ama birşey yapamıyordu. Bu sırada adam bir anda yolda geçen birine saldırdı. Sinirini başka şeylerden çıkarıyordu. Saçının komik olduğunu düşüğüm adam kahkaha atamaya başladı. Delirmiş olmalı. Adamın yanına koşup onun omuzlarından tutup geri geri çektim. Koşarken adımlarımla uyumlu bir şekilde yerden kırmızı kırmızı ışıklar çıkıyordu. Bu ne? "Avcıların zar zor yaptığı şeyi kötü ruh olarak rahatça yapıyoruz, tatlım." Dedi daha önce duyduğum ses. Kim bu?!

Adama sert bir yumruk attım. Bir kaç adım geriye gitti. Sinirliydim. Öylece birine vuramazdı. Bu sırada arkmada bir şey hissettim. Ne olduğu hakkında gram bir fikrim yok ama beynime ve içgüdülerime güvenerek hareket ediyordum. Bir anda arkama bakmadan sola yan adım atınca karşımdaki adam, uzağımızdaki arabaya çarptı. Pardon, uçtu demek istedim.

UÇTU?!

Şaşkınca ona ona bakarken başımı çevirdim. "O hâlâ iyi." Dedi kısık sesle ama duydum. Bunu bir kız söylemişti. Hafifçe gülümsedi. İstemsizce bende gülümsemek istedim ve gülümsedim.

Güven vermişti. Umarım boşuna güven vermiyordur. "Bu arada ben, Wong. Katkısız ruh'muşum." Dedi bana hitaben konuşarak. "Bu da Boris. Salağın teki."

Gözlerimi devirdim. Diğer tarafa bakınca 5-6 kişi gördüm. Ne yani herkes bu Wong deninlen adam için mi gelmişti. Dövüşmeye başladılar. Boris dışında herkes Wong'a saldırıyordu. Wong'un kötü biri olduğu kesinleşti. Biri bana ne olduğunu detaylıca anlatmalı!

️🛡️

Bu bölümde kısa oldu. Diğer bölümde ne yapacağım gram bir fikrim yok.
Umarım seversiniz, öpüldünüz️❤️💋

The Uncanny Counter//Kötü Ruh Vers.//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin