Wong&Siyona |Bölüm 6|

205 17 10
                                    

"Seni takip ediyordum." Dedi Wong.

"Delirmiş olmalısın." Dedim.

Wong, sırıtarak kolumdan tutup beni çekiştirdi.

"Beni takip et, sana güzel bir yere göstereceğim."

"Olmaz. Gitmek istemiyorum."

Wong'un yüzündeki sırıtma yok oldu.
Elimden daha sert tutup beni kendisi ile götürmeye başladı. Ne istiyor bu?

"Bırak kolumu! Ayrıca neden Mun bana yakın olduğu için sinirlendin?" Dedim.

Wong,aniden durup bana dönünce yüzüm onun göğsüne denk geldi. Göğsüne çarpar çarpmaz geri çekildim. Sıkılmış bir şekilde bana bakıyordu.

Wong "Kıskandım. Mun'u hep kıskandım. Seni sevdim ve Mun sana yakın, bu yüzden kıskanıyorum. Kimsenin sana dokunmasın çünkü kıskanıyorum." Dedi.

Bir cümlede en fazla kaç defa "kıskanmak" kelimesi geçer? Dondum. Mun ile yakın arkadaş değil miyidi? Yazı! Yazıyı okumayı unutum. Wong, bana kayıtsız gözlerle bakıyordu. Sanki Yanlışlıkla söylemiş gibi.

"Cevap veremiyecek misin? Neyse. Beni takip et." Dedi.

Başım ile onayladım. Gitmek istemiyorum ama gideceğim. Beni manipüle mi ediyor? Umarım öyle değildir. Elimi sıkıca tutuyordu. Sanki kaçacakmışım gibi, biri beni ondan alacakmış gibi. O gerçek Wong mu yoksa kötü ruh mu çözemiyorum. Yakında cevabını bulurum herhalde.
Aşktan anlamam. Mun'u mu yoksa Wong'u mu seviyorum bilmiyorum.

Aşk denen şey çok garip. İnsan aşık olunca böylesine mi kıskanır? Neyse bu kadar aşk hakkında düşünmek yeter! Acaba Wong beni nereye getirecek. Ben aşk meselesini düşünürken bir lisenin önüne gelmiştik. İçeri girdik.

"Mun ile ilk kez burada tanıştım. O benim hem en yakın arkadaşım hemde
Beni en iyi anlıyan kişi oldu. Benzer durumları yaşadık. İkimizde ailesi trafik kazasında öldü, ikimizde kısa süreliğine komaya girdik, ikimizinde zorbalandığı oldu." Dedi.

Çok yakın olmuşlar ama birşey olmuş ve tüm arkadaşlıkları bozulmuş. Acaba ne oldu. Wong, elimi hala sıkıca tutuyordu. Eli çok hafif titriyordu, sesi gibi. Koridorda ilerlerken bir sınıfa girdik.

"Normalde seni buraya getirmeyecektim, sinemaya götürmeyi düşünüyordum."
Dedi.

Şimdi fark ediyorum, hiç konuşmadım.
Sadece onu dinliyordum. Gerçekten gitmem gerek.

"Neden arkadaşlığınız bozuldu? Ne oldu?" Diye sordum.

"O kadarınıda anlatmam."

Üst dudağımın sağ kısmı yukarı doğru kıvrıldı. Wong ise sırıtıyordu. Bana doğru yavaş yavaş yaklaşmaya başladı.

(YAZAR; MOMENT GELİYORRRRR)

Ben ise uzaklaşmaya başladım. Wong geri adım atmıyor, her adımında daha da hızlanıyordu. Kafayı mı yedi bu çocuk? Duvara değdim. Kalbim çok hızlı artıyordu. Wong, bana çok yaklaşmıştı. Ellerim serbesti, ona vurabilirdim ama vurmuyordum.
Wong, iki elimi yukarı kaldırıp yukarıda duvara yasladı. Boşta olan elini çeneme götürdü ve gezdirdi. Korkudan mı, şaşkınlıktan mı yoksa etkilendim mi? Bilmiyorum ama nefesimi tuttum. Yüzüm hafiften kızarmış ve bakışlarım yumuşamıştı.
Wong, elini dudağıma görüp gezirdi.

"Neden nefesini tutuyorsun." Diye sordu.

"Bilmiyorum, kendiliğinden oldu gibiydi."

"Hmm..."

Tam bu sırada bir kapı sertçe açılıp kapandı. Wong, elimi tutup bir odaya girdi. Beni bir sıranın kenarına götürdü ve oturmamı söyledi. Öylece duramam. O kişinin kim olduğunu görene kadar rahat edemem. Wong odadan çıkınca bir kafa dakika sonra ben çıktım. Rasgele bir koridora girip kapı seslerinin olduğu yere doğru gittim. Wong, bir adam ile konuşurdu.
Kim bu? Adamı incelerken konuştu.

"O kız burada! Biliyorum." Diye bağırdı, adam.

"Burada değil!" Dedi Wong.

"Burada."

Wong "Değil" diye bağırdı.

Adam fazlasıyla sinirliydi. Yutkundum. BU O ADAM! ONUNLA DÖVÜŞMÜŞTÜM! Adı neydi? Adam, Wong'u telekinezi kullanarak onu duvara fırlatı. Benim olduğum yere doğru yürümeye başladı. Nefesimi tekrar tutum. Sanırım yanıldım... O adam ondan daha güçlü. Bittim ama pes etmek yok.

🎤

Uzun zamandır bölüm atmıyorum. Üzgünüm. Okul, sınav, hocalar derken yazamadım. Ama geldi. Diğer bölümde ne olucak belli?

The Uncanny Counter//Kötü Ruh Vers.//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin