Tanışma|Bölüm 1|

460 21 9
                                    

Gözlerimi beyaz bir yerde açtım. Burası neresi? Önümde büyük bir deniz vardı. Çok güzel gözüküyordu. Aslında burada biraz daha kalsam güzel olur. Kısa süre sonra biri yanına gelmişti. Saçları bembeyazdı, üstünde beyaz bir elbise, yaşlı, mavi gözlü biriydi. Bana yaklaşıp konuşmaya başladı. "Merhaba ben, Wi-gen."

Bana bakarak gülümsüyordu. Herşeyin açıklaması onda olmalı. Değil mi? Biraz daha bakıp konuştum.

"Adım, Siyona."

Wi-gen. Başka birşey daha söylemek için bana yaklaşıp konuştu. "Avcı olmak ister misin?" Ne? Avcıda nereden çıktı? Kadın ona anlamaz gözlerle baktığımı gördüğünde yanıma oturup herşeyi anlatmaya başladı...

"Kafan karşıtı, biliyorum. Avcılar, kötü ruhları yakalar. Herkesin ortak güçleri ve herkesin diğerinde olmayan bir gücü var. Telekinezi, iyileştirme gibi güçler. Seni eğitecekler. Her konuda. doğru, ruhlar güçlü olucak ama sizde güçlü olucaksınız."

Bu yerde kalmak istiyordum. Kabul etmezsem hiçliğe dönücektim. Sanırım kabul etmek daha iyi. Kadına dönerek
"Peki, kabul ediyorum." Acaba ne kadar süredir yoktum. Merak ediyordum ama uyanınca öğrenicektim zaten. Gözlerim karardı ve bir kaç saniye sonra aniden gözlerimi açıp derin nefesler almaya başladım. Hastanedeydim ama hastanelerden nefret ederdim. Buradan çıkmak istiyorum. Etrafı incelerken yanımda iki kişi olduğunu gördüm. Bunlar diğer avcılar mı? Onlara anlamaz gözlerle bakıyordum. "Merhaba" dediler "Merhba..." İkiside iyi birilerine benziyordu. Daha sonra erkek olan konuşmaya başladı. "Wi-gen, avcılığı anlatmıştır. Bizde avcıyız. 4 kişi daha var birde emekli bir avcımız var. Sana eğitim vericez, bizimle gel. Sığınağa gidelim. Seninde seviceğine eminim." Tekrar gülümsedi. Yanında ki kız konuşma gereği durmuyordu ve yüzdeki gülümseme kaybolmuştu. "Bu arada adım, Siyona. Sizin adınız nedir acaba?" Dedim. Bu sefer kız konuştu. "Benim adım Ha-na, Do Ha-na." Yanındaki erkeği göstererek "Bununda adı, So Mun." Onları takip etmem gerekti, ben öyle düşünüyorum çünkü Wi-gen'i nereden tanıyorlar ki? Ayağı kalkıp onları takip etmeye başladım. Mun, kibar birine benzerken Ha-na onun tam tersi gibiydi ama ikisinide çok sevmiştim.

                               🫧

Sonunda sığınağa varmıştık. Burası ne büyük böyle? Buranın içinde kaybolabilirim. İçeri girip yürümeye başladık. Biraz daha yürüdükten sonra bir kapıya gelmiştik. İçeri girdiğimde büyük bir çalışma alanı hemen yanında masa ve mutfak gibi bir yer vardı. Bir kaç kişi masada oturup yemek yiyordu. Bunlar Mun'un bahsettiği kişiler olmalı. Ama 5 değil 3 kişilerdi. Yalan mı söyledi? Beni gördüklerinde Mun'a dönerek bunlar yeni kişiler mi? Diye sordular. Mun ise kafası ile onayladı. Birisi biraz yaşlı diğeri ise genç idi. Kendimi tanıtmak amacı ile konuştum. "Adım, Siyona." Daha kaç kişiye adımı söylemem lazım. Bu sefer genç olan konuştu. "Adım, Jeokbong." Dedi. Daha sonra diğer adam konuştu. "Bu mu yeni avcı? Çok güçsüz birine benziyor!" Daha güçlerim ne onu bile bilmiyorum, O kadın beni eğiteceklerini söylemişti.

"Mo-tak!"  Dedi Mun.

Böylece adını öğrenmiş oldum. Sanırım tek kibar kişi Mun ve Jeonkbong. Mun, içeriden gelen başka bir adama bakıp "Yeni avcının odası nerede olucak?" Dedi. Adam ise "Senin odanda işte." Mun'un kasları havalanmış ve "Ne?! Benim odamda?"
Dedi. Adam onaylarcasına başını salladı. Ve gelip masaya oturdu. Mun itiraz edercesine "neden?" Dedi. Daha fazla zorlamadan beni odama götürmeye başladı. Odaya girdiğimizde. Ranzalı bir yatak gördüm.

"Alta mı olmak istersin yoksa üste mi?" Dedi.

İnan hiç farketmez.

" Farketmez."

"Seç."

"Tamam, üste olmak istiyorum."

Dedim. Kıyafet değiştirmek istiyordum ama sorun şu ki kıyafetlerim yok? Mun odadan çıkacağı sırada ona yaklaşıp omuzuna dokundum.

"Buraya kıyafetlerim olmadan geldim. Ben ne giyiceğim?" Diye sordum.

Bana yaklaşarak "Dolaba bak." Dedi.

                               🪩

İlk bölüm böyle oldu. Sizce nasıl? Biliyorum biraz sıkıcı ama 2. Bölümde daha eğlenceli yapmaya çalışacağım.

The Uncanny Counter//Kötü Ruh Vers.//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin