Tehlike|Bölüm 9|

209 18 7
                                    

Sinirlendim. Maddox bana güçlü olduğumu söyledi ve öyleyim. Elini boğazımdan çekip bana baktı. İçimdeki ruh tekrar konuştu; "Eğlence başlıyor." Ne eğlencesi? Gelly, bana vurmak için elini kaldırdı.

"Ne yapıyorsun? Direk öldür işte." Dedi Hwang.

"Hadi ama eğlenmek istiyorum." Dedi Gelly.

Aynısını maddox'ta söylemişti. Partnerimin senini duydum "Hemen kaç!" Hayır kaçmam. Mun'u bırakıp kaçmam. Gelly, bana vurmak için elini tekrar kaldırdı. Pençe olan eli ile gözünü oymak istediği açık. Bedenim istemsiz bir şekilde hareket etti. Havadaki elini tutup arkasına doladım. Bacağının eklem yerine vurunca diz çöktü. Hareket edemiyordu. Ben ise ondan çok farklı değildim. Bedenim istemsiz hareketler yapıyordu ama tek kurtuluş yolum buydu. "Ben öyle yaptım. Dayak yiyeceğin açık değil mi? Hemen 'sözlerin çelişkili' deme çünkü programlama gibi birşey yaptım ve bunlar sınırlı kontrol hala sende bunu durdurmak istiyorsan 'Bedenim ve zihnimi benden başkası kullanmaz' de. Eğer kontrolü bana verdiysen daha önce söylediğim şeyi söyle. Tamam mı?" Ne kadar istemiyor olsam da buna mecburum. Onları kurtarmalıyım. Programlama gibi birşey olduğunu söyledi ve bu sadace zor durumda olduğum için geçerli. Anladığım kadarıyla. "Kontrol sende!" Dedim içimden. Artık bedenim benden tamamen onundu. Kurtar onları, lütfen. Cevap gelmedi. Gelly atağa geçti ve Maddox ona izin verdi. Ne yapıyor bu?

"Madem eğlenmek istiyorsun eğlenelim ama acımam. Başla!" Dedi Maddox.

Sesim farklı bir tonda çıkmıştı. Mun artık kötü ruh olduğuma emin olucak. Peki ya içimdeki ruhu çıkarırsa? Denemek lazım.
Gelly pençe olan elini gözüme savurdu. Maddox, o eli tutup onun gözüne doğru bir yumruk attı. İyi dövüşüyor olmalı. Maddox, daha sert bir şekilde onun karnına vurdu. Hwang, sinirlenip bizi yani Maddox ve beni telekinezi ile savurmak için bize doğru hamle yaptı ama başarısız oldu. Maddox ona aynı şekilde karşılık verdi ama hiç umursamıyordu. Zorlanmam gerekmez mi? "Zorlanmadığımız için olabilir mi?" Haklı. Onun dikkatini daha fazla dağıtmadım. "Konuş, zorlanmıyorsun ya hani." Ama konuşmak istemiyorum! Neyse. Hwang daha fazla dayanamayıp ağaçlara doğru uçtu. O kadar sert çarptı ki bir kaç ağaca çarptı ve hepsini kırdı. Bu gücü sevdim. Gelly, konuşmaya başladı; "Bak 2 sesin var sen kötü ruhsun. Bize katıl ve onların güçlerini alalım. Ne dersin?"

"Çok komiksin. Ben sadece avcıların değil hepinizin gücünü istiyorum ve emin ol ben sırf avcılar kötü ruh diyor diye öyle dedim. Kötü ruh değil, asla bilmiyor olacağın birşeyim tahmin et ne?" Dedi Maddox.

"Az önce kötü ruh olduğunu söyledin ki?"
Dedi Gelly.

"Seni nankör! Sana iyi davranıyorum. Ayrıca ben onu Siyona'ya dedim. Oldu mu? Şimdi ikna etmeye çalışmışı kes. Sizin gücünüz bir hiç!" Dedi Maddox.

Gelly, sinirlenmiş ona gözlerle bakıyordu. İşe yaramaz diye düşünüyorum çünkü Maddox haklı. O istese bile ben istemiyorum! Wong, sadace seyrediyordu. Hwang ve gelly aynı anda atağa geçtiler ama atağa geçtikleri gibi ağaca çarptılar. Zaten 3'de koşarak kaçmaya çalıştılar. "Onları öldürmeliyim ama acelemiz yok. Sen beni kabul et ve öldürmeye başlıyalım!" İyi bari şimdi öldürmeyeceğim. Ne?! Bu asla olmuyacak, kimse ölmeyecek! İstemiyorum. İşler karıştı gibi. Maddox, yerde yatan avcıların ayaklanmasını seyretti. "Kontrol bende!" Dedim ve oldu. Kontrol bendeydi. Şükür.

"Bunu gözüm zaten hiç tutmamıştı. 18 yaşında. İşe yaramaz çünkü içine ruh girmiş. O artık kötü ruh! Bizim aramızda olamaz." Dedi Mo-tak.

"Aynı fikirdeyim. O gitmeli." Dedi Jeok.

Herkes tek tek aynı şeyi söyledi ve Mo-tak'ın dediklerini doğruladılar. Mun hariç öylece izliyordu. Ben dona kalmıştım. Neden herkes bir anda bana düşman oldu? Neden herkes bir anda bende nefret etti? Bayan Chu, bari siz yapmayın ama nafile o da katılmıştı. Cidden benimle dövüşecekler mi? "Hani dövüş konusunda yardım ettim ya, program gibi birşey dedim. Artık o yok, sana olan nefretlerini gör." Hayır, yalan söylüyor! Onlar öyle değil. Bilerek yapıyor, kanmamalıyım. Ben onları kurtarmaya çalışıyordum ama onlar... Artık adımı dahi ağızlarına almak istediklerini sanmıyorum. Konuşmadım, konuşamadım. Bana ne oluyor? Maddox, yardım et. "Hayır, ama güç hala sende onu kullan." Ama kullanamam, zarar görürler. Olmaz! Ha-na bana doğru bir hamle yaptı, kıpırdamadım ve vurmasına izin verdim, her zaman ki gibi. Zorbalanıyordum, nefret ediliyor, hor görünüyordum ama onlara hala güveniyorum. Ayaklarım titremeye başladı, kısa sürede her yerim titremeye başladı. Ha-na, ona karşılık vermediğim için buna şaşırdı ama umursamadı. İlk kez güvenimiştim... Hayatımda ilk kez birine, birilerine güvendim. Ne bekliyorsun ki? Ne olucaktı? Senden her zaman nefret ediyorlardı. Ha-na karnıma sertçe tekme atıyordu ama umursamamış gibi yapmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Ağlamaya başladım. Sessizce. O an aklıma "Duvar" şarkısı geldi. Jeong, "Ha-na, yeter değil mi? Daha fazla vurma." Dedi ürkekçe. Mun, koşarak Ha-na'nın üstüne atladı. Yuvarlandılar. Mun, Ha-na'dan uzaklaşıp koşarak yanıma geldi. Eli ile nefes alıp almadığımı kontrol etti.

The Uncanny Counter//Kötü Ruh Vers.//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin