"Ooooo kimleri kimleri görüyorum. Komiserim sonunda teşrif etmiş. Hiç gelmeseydiniz komiserim biz burada gayet iyi geçiniyorduk." diyerek dalgaya almak istedim ama Oğuz komiserin yüzünde mimik bile oynamadan kafasıyla bir işaret yaptığında Asu ve Tarık odadan dışarı çıkmıştı.
Ne halt oluyordu şuan? Bu yaptığına anlam verememiştim.
"Gizem Karanlık." dediğinde içime bir ürperti geldi. Komiserin bu hali hiç hoşuma gitmedi. Hayır yani bu hali hiç çekilecek gibi durmuyordu. Bu arada ben neden onu çekeceğim ya en kötü alıp başımı giderim nedir yani?
"Bir dakika ilk önce beni dinleyeceksin komiser." diyerek bende ciddi tavrımı takındım. Sanırım ciddi konulara geliyorduk.
"Birincisi beni neden buraya getirdin bu bir. İkincisi Tarık ve Asu'nun müdürün hakkında konuştuğu konu ne veya benimle ilgili planınız ne bu iki. Üçüncüsü ve en önemlisi abim komiser, ona bir şey mi oldu? Bu sorularıma cevap almadan seni dinlemek dahi istemiyorum. Ben sizin için sadece bir suçlu olarak gözükebilirim. Gerçi suçlu olmadığımı da az çok ikna olduğunuzu düşünüyorum ama..." diye sözüme devam edecekken Oğuz keskin bir dille sözümü kesti.
"Birincisi ben komiserim sen şüphelisin. Benimle böyle konuşmak cesaretini nereden aldığını hiç bilmiyorum. Sanırım ailen seni bazı konularda saygıyı öğretmemiş neyse bu konumuz değil zaten. Abinle ilgili bir açıklama yapmak zorunda değilim şuan için ama senin abinin yanına gitmen gerekiyor. " dediğinde içimden 'Oldu paşam başka isteğin.' diye geçirmeden edemedim.
"Müdürüme her şeyi anlattım. Senin dosyan gizli dosyaya alındı. Bu da demek oluyor ki şuandan itibaren konuştuklarımız sadece ikimiz arasında kalacak ve tanıdığın hiç kimseye bir şey demeyeceksin. Seninle iş birliği yapacağız Gizem Karanlık ve bunu kabul edersen bize yardım ettiğin kayıtlara gizli bir şekilde geçecek." dediğinde ne diyeceğimi bilemedim çünkü bunu beklemiyordum.
Ben kimseyle iş birliği yapmazdım normalde çünkü iş birliklerinde mutlaka bir anlaşmazlık oluyordu ve bu iş en başından benim istemediğim gibi olmaya başlamıştı.
"Kabul edeceğimi nereden biliyorsun? Sence ben bunu kabul eder miyim? Ben sadece size suçsuzluğumu açıklamak istemiştim. Ben sizinle iş birliği yapamam. Sana kayıtları getireceğim sende delil olarak tutanak mı tutuyorsun işte her neyse onu yap ve benim haklılığım ortaya çıksın. Anladın mı komiser?" diyerek net tavrımı koymak istedim.
"Abini hep sorup duruyordun ya.."
"Evet."
"Abin de bir kaza geçirmiş ama şuan durumu gayet iyiymiş merak edilecek bir şey yok ama teyzen..." diyip cümlesine devam edemedi komiser.
"Teyzem ne komiser? Ona ne oldu? Söylesene yaa? Teyzeme ne oldu?" diyerek bağırmaya başladım. İçime tarif edemeyeceğim bir ateş düşmüştü.
"Üzgünüm başın sağ olsun." dediğinde bütün dünya başıma yıkılmıştı. Annemden geriye kalan bir Teyzem vardı. Şimdi o da beni bırakıp gitmişti. Benim şimdi kimim kalmıştı ki?
"N-Ne zaman olmuş?" diyerek güçlükle konuştum.
"Tam zamanını bende bilmiyorum. Abin hastaneyi ayağa kaldırınca bizim ekipler müdahale etmek zorunda kalmışlar. Oradan da bana bilgi geldi." dediğinde gözlerim zaten akmaya hazırdı ama komiserin karşında ağlamak istemiyordum.
"Odadan çıkar mısın?" diyerek sert bir şekilde söyledim.
"Giz..."
"Çık dedim." dediğimde Oğuz daha fazla ısrar etmeden odadan çıkmıştı.