"Eee ben ne olacağım? Beni unuttunuz." diye hayıflanırken kulağıma onun sesi kulaklarıma geldi.Komiserimin sesi...
"Ufaklık sıkılmış mı?" diyerek alaylı bir şekilde ortama giriş yapmıştı.
Oysa ben burada alay edilecek bir şey görmüyor aksine sinirlenecek bir durum görüyordum.
"Nerdesin sen ya?" diyerek sert bir çıkış yaptım.
Bu çıkışım komisere hiç etki etmemişti. Aksine daha da gülümsemeye başlamıştı.
"Buradayım." dedi sırıtarak.
Bu nasıl bir ciddiyetsizlikti anlamış değildim. Hayır yani bu toplantıya gitmemiş miydi? Neydi bunu bu kadar güldüren şey? Kim bilir yine ne olmuştu?
"Bak bana küfür ettirme şimdi komiser. Düzgün bir şey sordum değil mi? Onu sormadığımı gayet iyi biliyorsun. Beni buraya getirdin ve unuttun. Ayrıca burası çok soğuk. Dondum burada. " diyerek yüksek sesle konuştum.
Burada başka kimse olmadığı için yüksek sesim yankı yapmıştı.
"Evet, soğuktur burası." diyerek etrafına bakındı.
Komisere bir gün iyi bir reset atacağım o olacaktı.
"Komiser!" dediğimde dişlerimi sıkıp konuşmuştum.
O da benim taklidimi yapıp "Gizem!" demişti.
Tüm ciddiyetimle "Seni bir gün iyi bir döveceğim biliyorsun değil mi?" dedim.
Bu dediğime kaşları ufak bir süre havalandı ama sonrasında yine gülümsemeye başladı.
Ben burada kötü şartlar arasındayım o karşımda gevşek gevşek sırıtıyordu.
"Hayır bilmiyorum." dedi yine aynı ruh haliyle.
Onun bu haline karşın bende tüm öldürücü bakışımla "Dövdüğüm gün bileceksin ve unutulmaz olacak." dedim.
Sesim çok korkutucu çıkmıştı
Komisere bu halim de etki etmemiş olacak ki büyük bir özgüvenle "O günü iple çekiyorum çünkü bu sefer sana hareket hakkı bile sunmayacağım." demişti.
Komiser fazla yürek yiyordu ama o yüreği biz geri çıkarmasını bilirdik.
Bu cesaretine ufak bir sırıtıp tüm ciddiyetimi geri alarak "Göreceğiz komiser. Kim kimi alt ediyor." dedim.