Flashback.
Jeongin'in liseden mezun olduğu gün, kep atma töreninden sonra barda güzel bir kutlama yapmaya karar vermişlerdi. Herkes en güzel kıyafetlerini giyip hazırlanmıştı. Chan'ın ve Minho'nun olmak üzere iki arabayla gideceklerdi, Jisung'u ise Minho alacaktı.
Minho kornaya bastığında Jisung heyecanla evden çıkmış ve ilerleyip arabanın ön koltuğuna yerleşmişti. Arkada da Changbin ve o sıralar daha Chan ile sevgili olmadıklarından Seungmin oturuyordu.
"Hoş geldin Ji."
"Söz verdiğim gibi, bu sefer bekletmedim değil mi?"
"Bekletmedin güzelim."
Minho minik bir tebessümle Jisung'un saçlarını karıştırarak konuştuğunda Jisung somurtmuş ve saçlarını eliyle düzeltmişti. Minho'dan her ne kadar hoşlanıyor olsa da saçlarını yapmak için saatlerini harcamıştı. İki dakika için miydi?
Sohbet ederek bara geldiklerinde diğerleri çoktan oradaydı. Jisung gerildiğinden dolayı daha barın içine giremeden olduğu yerde kalmıştı ve bunu fark eden Changbin Jisung'un yanına yaklaşmış, elini omzuna yerleştirmişti. Jisung'un kalabalık ortamlarda ne kadar gerildiğini en iyi Changbin biliyordu.
"Elimi tutmak ister misin? Ya da istersen diğerlerine söyleyip daha sakin bir yerde içelim."
"Girebilirim."
Jisung, Changbin'in eline uzanıp sıkıca tutmuş ve kısa bir nefes egzersizinden sonra onunla beraber bara girmişti. Kısa süre içinde de diğerlerini de bulduklarında yanlarına gidip masaya oturmuşlardı. Jisung Minho ile dip dibeydi ve kalbi resmen ağzında atıyordu. Bu yüzden önüne gelen shotı bir an önce dikmiş ve Changbin'in önündekini de alıp ona da aynısını yapmıştı.
"Ya!"
Changbin yalancı bir sinirle Jisung'a baktığında zihni uyuşmaya başlayan gencin ne kadar gergin olduğunu fark edip yutkunmuştu. Elini yumruk haline getirdikten sonra derin bir nefes alıp elini açmış ve Jisung'un beline yerleştirmişti. O zamana kadar hep kavramak istediği beli şimdi elinin hemen altındaydı ve Jisung'dan rahatsız olduğuna dair herhangi bir işaret almadığında kolunu Jisung'un beline dolayıp kendine çekmişti. Az da olsa sakinleştirmek istiyordu ancak kendisi şu an pek sakin sayılmazdı.
"Dans etmek ister misin? Minho'ya teklif edersen kesin kabul eder."
"Öyle mi dersin?"
Changbin başını sallayarak Jisung'u onayladığında Jisung derin bir nefes almış ve oldukça sarhoş görünen Minho'ya dönmüştü. Ağzını açmasına kalmadan da Minho'nun onu elinden tutup çekiştirmesiyle yerinden kalkıp orta alana çıkmıştı.
"Sung-ie hadi gel dans edelim!"
Jisung şaşkın bir şekilde gülüp başını salladığında Minho Jisung'un tuttuğu elini havaya kaldırmış ve onu etrafında döndürdükten sonra kendine çekmişti. Jisung dans etmeyi çok iyi bilmese de Minho'ya ayak uydurduğunda ortaya her zaman güzel bir şey çıkıyordu.
Minho Jisung'u belinden kavrayıp yatırdığında yüzüne eğilip göz kırpmıştı. Jisung'un kalbi o kadar hızlı atıyordu ki bir an için kalp krizi geçireceğini düşünmüştü.
İkilinin dansı bacakları ağrıyana kadar devam etmişti. Bir süreden sonra Chan ve Changbin hariç herkes de onları izlemeyi bırakıp birbirlerine odaklanmışlardı. Changbin'in gözü kıskanç bir şekilde ikilinin arasında dolanırken Chan ise videolarını çekiyordu. Jisung'un sonradan bu videoyu isteyeceğine emindi.
Dansın en sonunda Minho iki eliyle de Jisung'un belini tutmuş ve tamamen kendine çekmişti. Göğüsleri birbirine çarptığında Jisung o an nefesinin kesildiğini hissetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taste Me (HyunHo, BinSung)
FanfictionOkuduğu üniversitede pek de popüler sayılmayan Lee Minho, Kütüphanede karşılaştığı kimseyle konuşmayan Hyunjin ile bir şekilde flört etmeye başlar. Yetişkin içerik: küfür/argo, cinsellik, şiddet, kan, kendine zarar verme, taciz.