21

156 11 4
                                    

Changbin, evin içinde volta atarken endişeli bir nefes vermişti. Jisung akşam geleceğini söylemişti ancak gece yarısı olmak üzereydi ve Jisung, Changbin'in aramalarını bile açmamıştı. Üstelik Hyunjin de şu an sevgilisiyle birlikte tam karşısında oturuyordu.

"Nerede bu çocuk? Kafayı yiyeceğim."

"Hâlâ açmıyor mu?"

"Açmıyor! En son sabah konuşmuştuk. Hyunjin'in yanına gideceğim, sonra birkaç işim var, akşam geleceğim demişti."

"Benim yanıma geldi ama öğlen ayrıldı yanımdan. Sonrasında ben de ona ulaşamadım."

Hyunjin, yüzüne endişeli bir ifade yerleştirip konuştuğunda Minho onu kollarının arasına çekmişti. Sevgilisinin sakinleşmesini istiyordu ancak Hyunjin'in Jisung'a ne olduğunu bildiğini bilmiyordu. Hyunjin iki çocuğun elinden kurtulmaya çalışırken başka birinin de Jisung'u kucağına aldığını görmüştü. Büyük ihtimalle onu kendi evine götürmüştü. O çocuğu tanıyordu, tıp son sınıf öğrencisi ve alanında da bölüm birincisiydi. Kendileriyle aynı üniversitede okuyordu. Hyunjin onun en azından Jisung'un yüzünü kendisi yerine parçalayacak biri olmasını umardı ancak bu doktor adayı çocuk, oldukça temiz kalpli biriydi.

Zorla kendini tutan çocukların elinden kurtulup oradan uzaklaşmıştı. Sonrasında da direkt şirkete gitmiş, akşama doğru Minho'nun evine geçmişti. Minho anında Jisung'u sorduğunda ise yüzü bariz bir şekilde düşmüştü. En azından Hyunjin endişeli davrandığında Minho onunla ilgilenmek için oradaydı. Bu yüzden onunla beraber Changbin'in evine gelmişti.

"Sikeceğim ya!"

Changbin, elindeki telefonu koltuğa sertçe fırlatıp yüzünü avuçlarına gömüp yüzünü ovuşturmuştu. Endişeden tam anlamıyla deliriyordu ve eğer bir süre daha ondan haber alamazsa polise gidecekti.

O sırada da telefonunun çaldığını duyup koşarak koltuğa ilerleyip gelen aramaya bakmıştı. Arayan kişinin Jisung olmasını beklerken yabancı bir numara olduğunu görmüş, titrek bir nefes aldıktan sonra telefonu açıp kulağına götürmüştü.

"Alo?"

"Merhaba, Changbin isimli kişiyle mi görüşüyorum acaba?"

"Evet, siz kimsiniz?"

"Han Jisung'un... bir arkadaşıyım. Şu an benim yanımda."

Changbin, duyduğu isimle rahat bir nefes vermiş ve bedenini koltuğa bırakmıştı. Tüm kaslarının yavaş yavaş gevşediğini hissediyordu.

"O iyi mi? Aramalarımı açmadı, onunla konuşmak istiyorum."

"Merak etmeyin, o iyi. Şimdi uyuyor ama isterseniz uyandırabilirim."

"Sizin evinizde mi kalacak?"

Telefondan onaylar şekilde bir mırıltı geldiğinde birkaç hareketlenme sesi daha duymuş ve ardından hafif bir kıkırtı sesi Changbin'in kulağına dolmuştu.

"Uyanmıyor, uykusu çok derinmiş."

"Normalde öyle değildir, yorulmuş olmalı. Uyandırmayın, sadece kim olduğunuzu ve adresinizi söyleyin lütfen. Bildiğim kadarıyla Jisung'un benim tanıdıklarım dışında arkadaşı yok ve siz tanımadığım birisiniz."

"Üniversite başlamadan öncesinde arkadaş olmuştuk. Bayağı eski yani. Ben Jung Wooyoung. Adresi de size konum atarım. İçinize sinmediyse de görmeye gelirsiniz."

"Wooyoung, teşekkür ederim."

"Peki siz onun neyi oluyorsunuz?"

Changbin, kendisine yöneltilen bu soruyla biraz durmuş ve ardından "Erkek arkadaşıyım." demişti. Bir kişinin daha Jisung'dan hoşlanma ihtimalinin de böylece önüne geçmişti.

Taste Me (HyunHo, BinSung) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin