18

125 12 3
                                    

Uyarı!
Bu bölüm taciz içerikli sahneler içeriyor. Rahatsız olabilecekler için sonraki bölüme bu bölümün bir özetini koyacağım. Oradan okuyabilirler.

Jisung, Hwang şirketinin ana binasına gelmişti. Bay Hwang ile görüşecek ve yapacakları hakkında birkaç detay verecekti. 150 şarkılık bir çalma listesi hazırlıyordu ve yarısına gelmişti bile. Yine de gösterip teyit ettirecekti.

Derin bir nefes alıp şirket binasına girmiş, girişteki danışma kısmına kendini tanıttıktan sonra randevusu olduğunu söyleyip aramalarını beklemişti. Aldığı onayla ise asansöre ilerleyip en üst katın düğmesine basmıştı. Asansör en üst kata çıkarken de üzerindeki gömleği ve trençkotunu düzeltmişti. Bu esnada da asansörde duran birkaç kişinin bakışlarına maruz kalmıştı. Tanımadıkları insanları hep böyle süzer miydi bunlar?

Sonunda en üst kata çıktığında tek başındaydı. Sadece patrona ayrılmış özel bir kat gibi duruyordu. Asansörden inip etrafı incelerken kapalı bir kapının ardından gelen gülüşüme seslerine istemeden dikkat kesilmişti. Seslerden biri Hyunjin'in sesine çok benziyordu, büyük ihtimalle diğer ses babası olan Bay Hwang'a aitti. Bu yüzden adımlarını direkt oraya yönlendirmiş ve buğulu camdan yapılma kapıyı birkaç kez tıklatmıştı. Birkaç kesik sesten sonra da yükselen "Gel." onayıyla kapıyı açıp içeri girmişti.

"Merhaba, Bay Hwang. Ben Han Jisung. Bayi açılışınız için müzik işini üstlenmiştim."

Bay Hwang, Jisung'u rahatsız edici bir şekilde baştan aşağı süzmüş ve ardından yüzüne bir gülümseme yerleştirmişti. Hyunjin ise donuk bakışlarını Jisung'un üzerinden ayırmıyordu.

"Han Jisung demek... Hoş geldin. Otur lütfen. Oğlum, bizi yalnız bırakabilir misin?"

Hyunjin bakışlarını babasına çevirdikten sonra başını sallamış ve "Aşağıda bekliyor olacağım babacığım." dedikten sonra odadan çıkmıştı. Jisung da bundan sonra mütevazı bir tebessümle Bay Hwang'ın masasının karşısındaki koltuklardan birine geçip oturmuştu.

"Nasılsın, Han? Bir şeyler içmek ister misin? Şarap nasıl olur?"

"Teşekkürler Bay Hwang ancak bir şey almayayım."

Bay Hwang başını salladıktan sonra masasının üzerindeki sabit telefondan bir numarayı aramış ve iki kadeh beyaz şarap istedikten sonra telefonu kapatmıştı. Jisung itiraz edeceğinde ise susturulmuştu.

"Senin gibi güzel misafirlerime bir şeyler ısmarlamadan bırakmak istemem, itiraz etme. İşi de şaraplarımız geldiğinde konuşuruz. Hangi okulda okuyorum demiştin?"

Baba Hwang, Jisung'un kısa ve resmî cevaplarına karşın bir sohbet başlatmaya çalışırken şarapları da gelmiş ve Jisung, Bay Hwang'ın isteğiyle kadehlerden birini ince parmaklarıyla kavrayıp şaraptan minik bir yudum almıştı. Kadeh, Jisung'un eline gerçekten yakışıyordu.

"Bay Hwang, izin verirseniz size çalma listesinin bir kısmını göstereyim. Beğenmediğiniz şarkıları söylerseniz tam olarak istediğiniz şekilde bir liste hazırlayabilirim."

"Tabii, buyur."

Hwang sandalyesini kenara kaydırdığında Jisung ayağa kalkıp adamın yanına gitmiş, yanında getirdiği flash belleği bilgisayarın kasasına takmıştı. Ardından fareyi eline alıp dosyayı açmış, çalma listesini, şarkıların kısa bir kesitini çalarak göstermişti.

"Şunu,"

Bay Hwang, elini Jisung'un elinin üzerine koyarak fareyi hareket ettirip bir şarkının üzerine getirmişti. Jisung, sandalyede oturan adamın sesli nefeslerini duyabiliyordu. Elinin üzerindeki el ve işittiği nefesler, iyice rahatsız hissetmesine sebep olmuştu.

Taste Me (HyunHo, BinSung) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin