Jisung, önündeki pizzadan bir dilim alıp yerken gözünü bir an olsun karşısındaki televizyondan çekmiyordu. Sessiz bir şekilde, dikkatle televizyonda oynayan aksiyon filmini izlerken Minho'nun bakışları da Jisung'un üzerindeydi. Jisung'un izlendiğini fark etmediğini bildiğinden içi oldukça rahattı, zaten Jisung bir filmi sessiz bir şekilde izlediğinde onun odağını bu tarz bakışlar bozamazdı.
Minho, Jisung'un yüzünü dikkatlice incelerken yüzünde oluşan tebessüme engel olamamıştı. Pizza sosuna bulanmış dudak kenarları gözüne oldukça tatlı görünüyordu. Tatlı ve öpülesi.
Bir parmağını Jisung'un dudağına götürüp kenarında bulaşan sosu silerken zihni, yaptıklarını algılayıp kontrol etmekte güçlük çekiyordu. Aklı Jisung'a tamamen yenilmişti ve sosa bulanmış parmağını Jisung'un hafif aralık dudaklarının arasına gönderip diline bastırdığında Jisung'un şaşkın bakışları onu kendine getirmişti. Parmağını hızlıca geri çekmiş, hissettiği paniğin etkisiyle sert bir şekilde yutkunmuştu.
"Ji, ben-"
"Su içip geliyorum."
Jisung, hızlıca yerinden kalkıp mutfağa gittiğinde eli, eşofmanının cebindeki telefonunu bulmuştu. Changbin'in numarasına basacakken ise aniden duraksamıştı. Saat gecenin bilmem kaçıydı ve Changbin şu anda uyuyor olmalıydı. Onu bu saatte, bu kadar yorgunken rahatsız edemezdi. Ayrıca eğer ilk geceden Minho'nun böyle yaptığını öğrenirse hiç vakit kaybetmeden gelir, Minho'yu döverek öldürürdü. Bu nedenle Minho'ya tek seferlik bir tolerans tanımış ve telefonunu kilitleyip cebine koymuştu. Bir bardak su içip ağzının kenarını sildikten sonra ise bardağı bırakarak mutfaktan ayrılmıştı.
Diğer elindeki pizza diliminden ikinci ısırığını alacağı sırada çalan kapı, duraksayıp kapıya ilerlemesine sebep olmuştu. "Kapıya bakıyorum!" diye Minho'ya haber verdikten sonra da gecenin bu saatinde kimin gelmiş olabileceğini merak ederek kapı kolunu çevirip açmıştı. Karşısında Hyunjin duruyordu ve Jisung, bu saatte olmasını beklemese de Hyunjin'i kapıda göreceğini biliyordu.
"Han?"
"Sikeyim seni."
Jisung, bıkkın bir ifadeyle Hyunjin'in ağlamaktan kızarmış gözlerine bakmış ve konuştuktan sonra kapıyı Hyunjin'in suratına kapatıvermişti. Geri Minho'nun yanına döneceği sırada ise kapı tekrardan, bu sefer biraz daha sert bir şekilde çalmıştı. Tekrardan mecburen kapıyı açarken ise yanına yaklaşan Minho'ya anlık bir bakış atmıştı.
"Hyunjin? Ne işin var burada?"
"Minho, konuşalım."
Hyunjin, kan rengi gözlerinden tekrar yaşlarını akıtırken içeri bir hışımla girmiş, kollarını Minho'nun etrafına sarmıştı. Minho onu itmeye çalıştığında ise kollarını iyice sıkılaştırarak Minho'ya tam anlamıyla yapışmıştı.
"Konuşacak bir şey kalmadı. Git buradan."
"Maden kendini affettirmeye bu kadar meraklısın, neden her şeyi olduğu gibi anlatmıyorsun Hwang?"
Jisung, soğuk bir ifadeyle pizzasından yerken konuştuğunda Minho'nun bakışları Jisung'a çevrilmişti. Hyunjin de aynı şekilde Jisung'a baktığında onun orada olduğunu yeni hatırlıyormuş gibi toparlanmış ve üzerindeki kıyafetleri düzeltmişti.
"Neyden bahsediyorsun Ji? Hyunjin?"
Minho'nun bakışları ikilinin arasında dolaşırken Hyunjin yutkunmuş ve Minho'nun meraklı bakışlarından kurtulmayı ummuştu ancak pek de umduğu gibi olacağa benzemiyordu çünkü kimsenin bir şey söylememesinin Minho'nun sinir katsayısını arttırdığını fark etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taste Me (HyunHo, BinSung)
FanfictionOkuduğu üniversitede pek de popüler sayılmayan Lee Minho, Kütüphanede karşılaştığı kimseyle konuşmayan Hyunjin ile bir şekilde flört etmeye başlar. Yetişkin içerik: küfür/argo, cinsellik, şiddet, kan, kendine zarar verme, taciz.