17.Bölüm:konulan kalıplar

2.2K 177 18
                                    

Not :lütfen oy vermeyi unutmayın hangi koşullarda yazdığımı tahmin bile edemezsiniz.

Not :lütfen oy vermeyi unutmayın hangi koşullarda yazdığımı tahmin bile edemezsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


17.BÖLÜM ~KONULAN KALIPLAR~

Konaktan çıktığım gibi seyisin dediği çiftliğe doğru yolla koyuldum amcama bunun hesabını sonra soracaktım ama ondan önce ilk işim asiyi almaktı çiftliğe nasıl vardığımı bilmiyordum tek odak noktam asiyi bulmaktı çiftliğin girişinde arabayı park edip hemen çiftliğin içine hızlı adımlarla ilerledim çitlerin olduğu tarafa baktığımda atlarla ilgilenen çalışanları gördüm . 

Hızlı adımlarla yanlarına vardığımda "bir bakar mısınız?" adamlara seslenmemle birlikte işlerini bırakıp bana döndüler içlerinden yaşça büyük olan

"buyur bacım ne istemiştin"diye cevapladı Asme'yi"şey ben Asme Sahra şah atım buraya satılmış herhalde bir karışıklık olmuşta atımı almaya geldim"adam elini sakalına götürüp bir müddet düşündü"sen Azad Ağa'nın yeğenisin demi"

 Başını salladı hemen Asme telefonu habire çalıp duruyordu o arada çıkarıp meşgule attı tam konuşacağı sıra tekrar çaldı bu sefer hem meşgule attı hem sessize aldı "peki nerde attım bakın ne kadar istiyorsanız vermeye hazırım" 

Gerçektende öyleydi asi onun çocukluğuydu vermezdi kimseye emanet edemezdi onu adı gibi asi ve hırçın bir attı "valla bacım sabah geldi gelmedi değil ama "

Asme attına bir şey oldu korkusuyla hemen adamın sözünü kesip sorularını dizdi bir bir "ona birşey mi oldu yoksa? iyimi? İnerken bir yerini mi burktu?"adam karşısındaki kadının korkusunu görünce atına olan düşkünlüğünü ve sevgisini anlamamak için salak olmak gerek diye düşündü .

"sakin ol bacım at iyidir iyi olmasına da sabah arabadan indirmeden başka bir yere götürüldü"Asma duyduğu cümleden sonra deliye döndü kimse asiyi ondan koparamazdı ama hiç kimse 

"nasıl götürüyor ya o benim atım"baş parmağıyla kendini gösterip"benimm"ister istemez sesi yükselmiş benim kısmının üstüne baskı kurup bağırmıştı "sakin ol bacım benim bir suçum yok bizim beyin misafirleri vardı onlardan biri aldı götürdü "

Asme adamı dinlerken bir yandanda inşallah adam atını Mardin'den uzaklaştırmamıştır diye dualar ediyordu hiç değilse yetişir alırdı ondan diye düşündü"peki atımı nereye götürdü hiç değilse onu biliyorsundur değilmi ?"

Adam duymuştu bu kadının namını bilmeyen yoktu zaten yalan söylese başına ne geleceğinden de haberdardı kadın atını almak için her deliliği yapardı aslında tam söyleyecekken attı alan adam geldi aklına o an için ne yaptıysa patronu onlar gider gitmez hastaneye gitmek zorunda kalmıştı can korkusuyla söylerse bir dert söylemese bin dert 

"valla bacım ben bilmiyorum nereye götürdüğünü "içinden affet Allahım diye geçirdi adam " o kim ki atımı götürüyor ne hakla ya" hırçın hesap soran halleri adamı korkutmadı değil adamın adem elması yavaşca yukarıdan aşağı kayıp seslice yutkundu"bilmiyorum bacım kusura bakma işlerim vardır benim"deyip kaçarcasına ordan uzaklaş adam .

Şahmeran Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin