Bölüm 31∞ Sonsuza Dek Seninle

115 5 9
                                    

PAUL

"Ambulans çağırın!" Etrafımdaki endişeli insanların bağırışmaları kafamı daha da bulandırıyordu.

Az önce nasıl bir bok işin içine girmiştim ben böyle?

Demir'in nabzından elimi çektiğimde insanlar etrafına doluştu ve endişeli bakışlarla ona baktılar.

Sonunda ambulans geldiğinde kalabalığın arasından sıvışıp kaçtım. Polisler beni kapının önünde bekliyorlardı.

İş ciddiye bindiğinde kalp atışlarımın hızlandığını hissedebiliyordum. Arka kapının açık olduğunu gördüğümde yavaşça kapıdan sıyrıldım ama kapının önünde bekleyen polisler hemen beni etkisiz hale getirerek polis arabasının içine tıktılar.

"Şimdi bizimle birlikte gelip herşeyi anlatacaksın pislik!"

Sinirli polis memuruna bakarken etrafın bulanıklaşıyordu. Arabanın içerisindeki 3 polis kızgın bakışlarıyla bana bakarken benim tek düşündüğüm Sue'ydu.

Su

Kafamda birbirinin peşini bırakmadan dönen sinir bozucu düşünceler yoğunluğunu artırdığında derin bir nefes alarak rahatlamaya çalıştım. Nafile! Kafamdaki düşünceler beni bırakmıyordu.

Masanın üzerinde ısrarla çalan telefona elimi uzatarak eriştim. Tanımadığım bir numara olduğu için biraz tedirgin bir şekilde açtım telefonu.

"Merhaba, Su hanım ile mi görüşüyorum?" Diye karşıladı bir kaba ses beni.

"E-evet." Dedim korkudan kekeleyerek.

Adamım diğer söylediklerini dinlerken etrafım bulanıklaşıyordu. Korkudan ellerim titriyordu. Usulca telefonu kapattım ve hemen evden çıkarak hastaneye gittim.

Sonunda hastaneye ulaştığımda korkulu gözlerle danışmayı aradım.

"Demir Savaşan." Dedim heyecanlı bir şekilde karşımda duran kadına.
Kadın, bana Demir'in kaldığı odayı söyler söylemez hemen koşar adımlarla odaya gittim.

Demir perişan haldeydi. Yüzünde şişlikler ve hafif morluklar vardı. İçimden Paul'a küfür ediyordum.

"Pislik herif! Sana ne yaptı böyle?" Diye çıkıştım kapıdan içeriye girerken.

Konuşmaya gücü yokmuşcasına bana döndü ve öylece baktı. Birkaç kelime söylemeye çalışsa da ne söylediğini anlayamıyordum.

Yanına gittim ve yatağının yanındaki tabureye oturdum.

"İyileşeceksin. Sadece dayan." Sinir hücrelerimin çığlıklarını duyabiliyordum. Zihnim ürettiği olumsuz düşünceler ile bedenimi yoruyordu.

Elini tuttum ve yüzünün içine iyice baktım.

"Seni seviyorum." Kelimeler bir anda ağzımdan dökülürken. Gözlerim Demir'in mutluluktan ağzının kulaklarına kadar büyümesini izliyordu.
Bana değer veriyordu. Ve bana değer verdiğini hissettirebiliyordu.

*

Demir'in hastaneden taburcu edilmesi içimi rahatlatmıştı. Son 2 gün onun yanında kaldım ve soğuk hastane odasında ona eşlik etmiştim. Artık herşey eski yerine oturmuştu. Demir, her zamanki asil duruşlu erkek konumuna dönmüştü. Fakat benim için hayat aynı değildi. İçindeki Paul aşkı gün geçtikçe yerini öfkeye bırakıyordu.

Demir'in evine sağ salim geldikten sonra arabadan indik ve yavaş yavaş eve girdik. Salondaki rahat görünümlü puf koltuğun üzerine kendini atan Demir'in yüzü gülümsüyordu. Onu böyle görmek beni de mutlu ediyordu açıkcası.

Aşk Bizden Yana (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin