BÖLÜM 13 ∞ Karşılaşma

436 21 10
                                    

Paul

Sonunda New York'a dönmüştük. Sue'nun mutlu olması beni daha çok mutlu ediyordu. Tanrıya şükür tatildeyken başımıza hiçbirşey gelmemişti. Kahrolası adam, bizi bulup biryerlere kilitlememişti.

Eve geldiğimde elimdeki valizleri yere bıraktım ve oturma odasına doğru yol aldım. Ev garip bir şekilde sessizdi.

Oturduğum koltukta biraz uykuya dalmaya çalışsam da ısrarla çalan telefonuma bakmak zorundaydım.

"Alo?"

"Bay Martin?"

"Bayan Collins?"

Sesinin verdiği huzur dolu duygu ile irkildim. Hayatta taşımakta olduğum birçok yükü, Sue sayesinde hafifletiyordum. Güçlüydü. Ve yanındakini de güçlendiriyordu.

"New York'a dönmekten mutlu musun?"

"Sen yanımda olduğun sürece mutluyum." Ondan bu cevabı aldığımda, tüylerimin diken diken olduğunu hissetmiştim. Bu lanet olası yalan dünyada, güvenebileceğim ve beni ayakta tutabilen tek kişiydi.

"Seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum"

Konuşmamızın sonunda birbirimize iyigeceler dileyerek uykuya daldık.

Sabah kalktığımda yüzümde yapışmış olarak duran telefonu farkettim. Hala Sue ile görüşme yapıyordum. Sabaha kadar beraber uyumuşuz.

"Günaydıın!" Diye bağırdığımda küçük bir çığlık sesi yükseldi.

"Beni korkuttun!"

Bu cevaba uzun ve gürültülü bir şekilde güldükten sonra ben de cevabımı verdim.

"Her sabah bana verdiğin günaydın öpüvükleri bugün eksik."

"Öpüşmek mi istiyorsun?"

"Bir bakımdan evet." Güldüm.

Geçen haftalarda çıktığımız uzun ve zevkli tatilin her sabahı aldığım günaydın öpücüklerinin bir anda eksilmesiyle kendimi boş hissettim. Ama bu öpücükten alabilmek için ona bir teklif sundum.

"Bir şeyler yemek ister misin?"

"Bu teklife hayır demek olur mu?" Diye cevapladığında ikimiz de güldük. Fakat sonra bir çığlık sesi yükseldi.

"Sue?" Cevap vermedi. Şansımı tekrar deneyerek onu çağırdım.

"Sue!? Hey neler oluyor?"

"Parmağımı masanın kenarına çarptım." Derin bir nefes bırakarak hayata tekrardan döndüm. Geçen aylarda yaşadığımız kaçırılma olayından sonra içim hiç te rahat değildi. Çünkü o lanet olası kaçık adam şu an dışarılarda dolaşıyor, belki de başkalarına işkence çektiriyordu fakat hiçbir polis onu bulamıyordu. Polislerden kaçma ve saklanma konusunda iyiydi herhalde...

"Ödümü kopardın."

"Ama çok acıyor Paul!"

"Öpeyim de geçsin"

"İğrençleşme Paul!"

"Yani ayaklarının pis olduğunu mu söylüyorsun?"

"Saçmalamayı kes!" Büyük bir kahkaha attıktan sonra konuşmamızı bitirdik. Üzerime rahat ama şık bir şeyler giydikten sonra dışarıya çıktım ve arabaya bindim. Sue'ya hazırlanıp beni evinin önünde beklemesi için mesaj attım.

Biraz sonra Sue'nun evine yaklaştığım sırada gizli bir numaradan birisinin beni aradığını farkettim.

"Alo?" Uzun bir süre cevap gelmedi. Çok ürkütücü bir sessizlik kapladı ortalığı.

"Merhaba dostum! Seni ne kadar özledim bilemezsin!"

"Lanet olası herif! Karşıma bir daha çıkmanı istemediğimi söylemiştim!"

"Ben de sana sattığım uyuşturucuların parasını istemiştim. Ama ne yazık ki bu dünyada insanların her isteği yerine gelmiyordu."

Şaşırdığınızı biliyorum. Fakat uyuşturucu bağımlılığım yoktu. Eskiden çok daha beterdim. Krizlere girerdim. Ama karşıma Sue çıktıktan sonra artık uyuşturucuyla bir bağlantımın kalmadığını farkettim. Artık onlara ihtiyacım yoktu. Uyuşturucuyu reddetmeye çalıştığım zamanlar, hayatımda yaşadığım en zor anlardı. Sürekli krizlere giriyordum.

"Senden uyuşturucu satın almamın üzerinden tam 1 sene geçti.

Evet tam 1 sene. Sue hayatıma girmeden biraz öncesinden bırakmaya karar vermiştim. Ama pek başarılı olamıyordum."

"Yanında dolaştırdığın kız var ya? Senin ne kadar paran olduğunu ve peşinde bir sürü mafya olduğunu biliyor mu?"

"Bunu hiçbir zaman öğrenmeyecek! Sakın bizimle uğraşmaya kalkma!"

Evim küçüktü. Eskiden bir garson olarak çalışıyordum. Fakat babamdan kalan miras sayesinde New York'un en zenginleri listesinde yer alıyordum. Fakat zengin olmak bana göre birşey değildi.

"Hoşçakal aptal."

"Bekle! Lanet olası! Bunların hiçbiri bilmeyecek, tamam mı?"

Sorduğum soruya cevap gelmemişti. Telefonu arabanın arka koltuğuna fırlattım ve park ettiğim yerde birazcık rahatlamaya çalıştım. Biraz sonra araba penceresi tıklatılınca yerimden sektim ve kafamı yana çevirdim. İçimi huzur kaplamıştı. Fakat hala içimde biraz korku vardı.

"Hoşgeldiniz güzel bayan."

"Merhabalar yakışıklı sevgilim!"

Dudaklarımız ani bir hareket ile birleşti. Dışarıda yürüyen insanlara aldırış vermeden öpüşüyorduk. Kısa bir süre daha öpüştükten sonra arabayı çalıştırdım ve öğle yemeği yiyeceğimiz restoranta doğru ilerilemeye başladık.

Restoranta geldiğimizde içerisinin cezbeden renkleriyle büyülendim. Sue arkamdan gelerek elimi tuttu ve restoranta giriş yaptık. Dışarıda bulunan renkli maslardan birini seçerek kendimizi New York'un sıcak öğlesinin verdiği huzura teslim ettik. Yemeklerimizi sipariş etmek için bir garson çağırdım.

"Ben bir lavaboya gidip geliyorum sevgilim."

Sue'yu başımla onaylayarak gitmesine izin verdikten sonra garsona siparişlerimizi vermek için hazırlandım. İkimiz de bugün deniz ürünlü makarna yemek istemiştik. Garson geldiğinde siparişimi verdim ve Sue'yu beklemeye başladım. Kollarımı göğsümde bağladıktan sonra derin bir nefes alarak düşüncelerimde boğulacaktım ki beni bu durumdan kurtaracak bir ses duydum. Bu Sue'nun sesiydi. Bir adamla konuşuyordu. Hızlı bir hareketle kendimi Sue'nun olduğu tarafa çevirdim. Bir adamla konuşuyordu. Esmer ve uzun saçlı. Yüzünü göremiyordum. Ama Sue'yu güldürdüğü belliydi. Ayağa kalktım ve yanlarına doğru yürüdüm. Yumruğumu sıktığımı farkettim. Ellerim karıncalanmıştı. Benim geldiğimi farkeden Sue bana dönerek gülümsedi.

"Paul, bak! Bu George!"

George bana döndü ve sinsi bir gülümsemeyle beni selamladı. Lanet olası herifin burada olması beni biraz şüphelendirmişti. Tanrı aşkına bu karşılaşmanın anlamı ne olabilirdi?

Arkadaşlar merhaba! Umarım bu bölümü beğendiniz. Ben yazarken bile heycanlandım. Aslında pazar günleri paylaşmak için söz vermiştim ama bu hafta bu maalesef gerçekleşmedi. Malum, yaz geldi artık. Neyse. Okuduktan sonra vote'layıp yorum atarsanız sevinirim. Herkese mutlu tatiller :)

Aşk Bizden Yana (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin