BÖLÜM 12 ∞ Kıskançlık

405 22 4
                                    

"Hey! Sue, iyi misin?"

Paul'un endişeli sesiyle uyandım ve başıma masaj yapmaya başladım.

"Tanrım, çok kötü bir rüyaydı."

"Sue. Ödümü patlattın. İnsan rüyasında nasıl çığlık atabilir?"

Gerçekten de korkmuş bir ifadesi vardı. Gülümsedim ve dudaklarına bir öpücük kondurdum.

"Her yer... Her yer kandı. Ve kanların içinde sen yatıyordun. Ölmüştün. Sana birşey oldu diye çok korkmuştum Paul." Dedim üzgün bir tavırla.

"Korkma. Ben hep yanındayım."

Rüyalar ve kabuslar, küçük yaşlarımdan beri hep hayatımdaydı.

Ama benim gördüğüm kabuslar, sizinkilerden farklıydı. Benim gördüklerim, insanı içine alan ve o duyguları teker teker hissettiren kabuslardandı.

Paul kafasını bana doğru çevirerek beni kontrol etti. Mutsuz görünüyordum. Bunu farkettiği anda elini radyoya uzattı ve Rihanna CD'lerimden birini çalmaya başladı. Koltukta doğruldum ve ona gülümsedim.

"İ dont wanna do this anymore...."

Evet. Unfaithful şarkısını o güzel sesiyle söyleyen kişi Paul'du. Küçük bir kahkaha attım ve uzanarak yanağını öptüm. Daha sonra şarkıya ben de eşlik etmeye başladım. Tabii benim lanet sesim, Paul'un hoş ve güzel olan sesini bastırıyordu. Bunu farkedince hemen kendimi susturdum ve arkama yaslandım. Benim sustuğumu anlayan Paul, bana doğru dönerek şaşkın bir şekilde bana baktı.

"Bir sorun mu var?"

"Yo.. Yoo. Hayır. Yok."

Paul, cevabımın üzerine sessizleşti ve arabayı sürmeye devam etti. Yolun kenarına inşa edilmiş, devasa olmasa da büyükçe olan bir market görünce arabayı otoparka doğru sürmeye başladı.

"Bir market bulmamız iyi oldu. Açlıktan ölüyorum." Dedi Paul.

"Ah... Seni seviyoru-"

"Bende seni seviyorum." Sözümü yarıda kesen Paul'a dönerek,

"Ben sana demiyordum ki. 'Seni seviyorum yemek.' diyecektim sadece"

"İnsanlara laf sokmak en sevdiğin hobi olmalı." Diye geveledi Paul.

"İnsanlara değil de sana laf sokmak ayrı bir eğlence oluyor sevgilim."

Cevap vermeden arabadan indi ve yürümeye başladı. Arkasından koşarak elini yakaladım ve sımsıkı tuttum.

Görev 1: Sevgilinin gönlünü almak için ona yalakalık yap.

"Seni seviyorum. Yemeklerden bile çok."

"Ben de seni seviyorum. Ama yemekleri daha çok."

Paul... İşte bu cevabı vermeyecektin güzelim.

"Gıcık şey." Dedikten sonra elini bıraktım ve küçük bir bebek gibi ellerimi göğsümde bağladım ve ağzımı büzdüm.

Marlete girmeden önce süpermarket arabalarının olduğu yere giderek bir tane araba aldım. Tam arabayı geriye çekiyordum ki arkamdan bir el beni kendine çekti ve yanağımdan öptü.

Kahve çekirdeği kokusunu aldığım anda bu kişinin Paul olduğunu anladım.

Gülümsedim ama trip atmaya devam ettim.

"Ahh.. Yapma ama bebeğim. Yine herşey beni başıma kaldı."

"Git sen bunları o benden daha çok sevdiğin yemeklere anlat."

"Yemekler konuşamaz. Ayrıca onlar sevgili de olamaz."

Kendimi daha fazla tutamayıp gülmeye başladım.

"Tamam. Kabul ediyorum saçmaladım." Diye itiraf ettikten sonra dudaklarına yapışarak onu öptüm. Çok uzun süreceğini bildiğim için kendimi geri çektim ve arabayı sürüklemeye başladım.

"Bas gaza bebeğim!" Diye bağırdı arkamdan Paul. Bu söylediğinin üzerine marketin otomatik kapısından içeriye girerken küçük süpermarket arabam ile drift yaptım. Fakat yapmaya çalıştığım bu hareket başarısız oldu ve sürüşte olduğum süpermarket arabam büyük bir gürültüyle yere devrildi.

Yere düşen süpermarket arabasını almak için yere eğildim fakat başka bir el beni engelleyerek arabayı kaldırdı. Kafamı yukarıya kaldırdığımda karşımda duran yakışıklı mı yakışıklı olan birini buldum.

"Teşekkür ederim." Dedim ve sırıttım.

"Ben teşekkür ederim güzel bayan."

"Hey." Diye seslendi Paul kaba bir şekilde.

"Merhaba dostum ben George." Diye karşılık verdi adam. Sessiz ve nazik kişiliğine yakışan bir konuşma şekli vardı bu adamın. Yemyeşil gözleri, esmer teni ve boynuna kadar uzanan siyah saçları ile çok etkileyiciydi.

George tokalaşmak için elini uzattı fakat Paul, oralı bile olmadı.

"Ben de Paul. Sue'nun sevgilisi." Dedikten sonra kolumdan sıkıca tuttu ve markete soktu.

"Neler oluyor Sue?"

"Neler olduğunu gördün. Adam sadece kibar davranmaya çalışıyordu. Hani senin yapamadığın şey." Hobim olan laf yapıştırmalarından birini daha sergiledikten sonra arkamı döndüm ve ilerlemeye başladım.

Alışverişimiz bittikten sonra kasalara doğru yürümeye başladığımızda arkamda beni rahatsız eden birşey olduğunu hissediyordum. Yavaş bir şekilde arkamı döndüğümde Georhe'nin bana bakıp pis bir gülümseme takındığını görebiliyordum. Bu adam neyin peşindeydi?

Merhaba arkadaşlar. Yeni bir bölüm ile karşınızdayım. Umarım istediğiniz gibi bir bölüm olmuştur. Bölümler her pazar gelecek artık. :) Bu arada multimedyada George var :))) yorum ve oylarınızı esirgemeyinn :)

Aşk Bizden Yana (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin