YAĞMUR ÇEVİK
Hayır anne git.
Anne nolur git.
Yalvarıyorum git.
Yedi yaşında senin yüzünden kaçırılan bir çocuk olarak hazır değilim yenisine.Tekrar kaçırılmaya.Geri gelme,yaşattıklarında gelmesin.
Yaklaşık dört saattir karanlık bir odadaydım..
Biri ya da birileri beni kaçırmıştı.Hiçbir duygu yoktu içimde.Korku dışında.O karanlık odada gördüğüm hiçbir şey yoktu zaten.Zifiri karanlıktaydık ve gözlerimi kapatmamla açmamın aynı etkide olduğu bu yerde tek hissettiğim korkuydu.Geçmişti.Ve birden içeriye ışık girdi.Yiğit geldi telaşla:
"Yağmur!"
"İyi misin çiçeğim?"İyiydim de.Yiğit nerden çıkmıştı?Kaçırılmam kısa sürmüştü.Beni kim kaçırmıştı?Kafamda deli sorular vardı ama hiçbirinin cevabı yoktu.Yani en azından bende değildi o cevaplar.
"İyiyim iyiyim ama.."
"Dur bi dakika yakalanmadan çıkartacağım seni buradan sonra konuşuruz".
Hızlıca çözdü beni ve odadan çıktık.Yerin altında bir yerdi..Makineler vardı her yerde..Kapıyı bulduk ama Yiğit'in bulduğu aşırı dar bir pencere çıkışım olacaktı.
"Saçmalama burdan çıkmam"
Deli miydi bu?
"Yağmur,şu an inat yapmayı kes"
"Lan ne inatı,ben çıkayım canım içerde mi kalsın?"
Dapdardı."Ya Allah aşkına kaç kilosun be sen?"
"Sorma.."
"Ne sorma?40 mısın 50 mi?"
Yuh.
"52 kiloyum 52!"
"Aman Allahım ne kadar fazla"
Somurttum.
"Yakalandığımızda yanarız ve yakalanırsak ben de seni yakarım,hadi.."
"Sen ne yapacaksın?"
"Bir delik gibi bir yer kazdım,daha doğrusu girişteki değil ama bir kapı.."
"Çıkıp ne yapacağım ben?"
"Kırmızı bir çadır var oraya gir iki tane su bir tane de limonlu kek var..Onları aldıktan sonra ben yanına geleceğim"
Öf.
"İyi tamam,dikkat et"
Gitti ve ben pencereden rahatlıkla geçtim.
Çadırı gördüm ve bana söylediği gibi iki su bir de limonlu kek aldım.
Ve yine söylediği gibi geldi yanıma koşmaya başladık."Niye koşuyoruz yaa?"
"Vakit yok fark ettiler yokluğunu.."
"E herhalde.Bir gün gidersem buralardan,yokluğum aşırı fark edilir diyim ben"
"Sus yağmur sus."
Nihayet arabaya bindik ve evime geldik.
"Ben gideceğim şimdi."
"Araba boyu soluklandığım için soramadım kim kaçırmış beni?"
"Bilmiyorum.."
Nasıl be?
"Nasıl yaa!"
"Sen seni kaçıranı bulana kadar dikkat et kendine.."
Ve ekledi:
"Ha bu arada Yağız'a haber verelim."
YOU ARE READING
ENGEL
JugendliteraturYolda yürürken takılıp düşebilirdik,yağmurlu bir havada ayrılabilirdik,gözlerimiz görmeyebilir ya da kulaklarımız duymayabilirdi,on altıncı kattan aşağı düşebilirdik veya bir ağacın gölgesinde ölebilirdik. Karşımıza türlü türlü engeller çıkabilirdi...