YAĞMUR ÇEVİK
Ağlıyordum.
Sadece ağlıyordum.
O gittikten sonra halıya uzanmış,bacaklarımı kucağıma çekmiş,derin derin ağlıyordum.
Hıçkırıklarım duyuluyordu ya da duyulmuyordu bilmiyordum ama ben deli gibi hıçkırıyordum.Benim canımı yakan Yağız değildi tabiki,canımı yakan şey onun...
Yiğit'in...
Kahretsin Yiğit'in çift karakter olmasıydı.
O benim hayatımdı.Başlangıcım,bitişimdi.
Beni hayata döndürdü zamanında..
Şimdi de beni hayattan soğuttu,beni bitirdi.
Şu an nefes alamıyordum.Kendisi de farkında mıydı acaba?
Bi dakika ben cidden nefes alamıyordum.
Boğuk sesler çıkmaya başladı çünkü o kadar ağlamıştım ki resmen tıkanmıştım.
Galiba ölüyordum.
Nefes boşluğum tıkanmıştı ve üstüne yaptığım panik gerçekten nefesimin kesilmesine sebep olmuştu.Birden cam kırıldı ve içeri...
Şaka mıydı?
Paranoyak mıydım?
İçeri Yağız girdi.Pencereyi kırıp..
"Sikeyim,iyi misin Yağmur?!"Aşırı panikti.Hemen bana sarıldı.
Nefes almaya başladım bana sarılınca.
Ah iyiydim şu an."Yağmur!"o ise delirmişti ve bana seslenirken tepkisiz kalışım onu daha da delirtmisti.
Şoktaydım ki."İ-iyiyim.Ben gittin sandım."
Baktı yüzüme.
Uzun uzun..
"Bak aklından çıkarma ne olursa olsun,ne yaşanırsa yaşansın seni kolay kolay bırakmam ben.."Rahatladım.Nefes alıyordum ve onun kucağındaydım.Bitkin düşmüştüm kucağında uyumak üzereydim.
"Nefesin ağladığın için mi kesildi?Hastaneye gidelim mi?"dedi.
Gerek yoktu.
"Hayır."dedim."Nefesimi sen kestin."
Güldü:
"Bir daha ki sefer başka türlü keseyim nefesini,sözüm olsun"
Güldük gene.
Bana o kadar iyi gelmişti ki o.
O kadar iyi geliyordu ki.
Ve biliyordum hep iyi gelecekti.Birkaç dakika geçti.
Yağız sanırım uyuduğumu sandı ve şöyle bir şeyler mırıldandı:
"Ben değil,sen gideceksin."Ardından saçlarımı öptü.Uyuma numarama devam ettim ama anlamamıştım.Ben neden giderdim ki?Birini bırakıp gitmem için ne olması gerekirdi?
Evet kesinlikle yalan.
Büyük bir yalan söylenirse bana,kimse durduramazdı beni.Çeker giderdim.10.32
Güneş yüzüme vuruyordu.Uyandığımda Yağız'ın kokusu vardı.Ama kendisi yoktu.
"Yağız?"diye bağırdım.
İlerlediğimde ise üstü çıplak altında eşofman olan,kulaklık takan ve bir yandan da pankek hazırlayan yüzüyle karşılaştım.
Gülümsedim:
"Ooo,kahvaltı hazırlayanların çok olsun.""Hayatımda ikinci defa kahvaltı hazırlıyorum,bence kıymet bil."
İlki kimeydi?Buse ye mi?Kalbim yine ağrımaya başladı.
"İlki kime?Ha eski sevgiline tabiki pardon ben şey.."
Kesti lafımı:
"Hayır.Anneme.."Utandım.Vallahi utandım.
"Ben özür dilerim."
"Önemli değil,suçunu bil yeter."
Annesi ölmüştü ve ben salak gibi annesiyle ilgili olduğunu düşünmeyi ihmal edecek bir soru sormuştum.
"Annen hakkında konuşamam bi daha söz veriyorum."
"Buse."dedi.
"Ha?"
YOU ARE READING
ENGEL
TeenfikceYolda yürürken takılıp düşebilirdik,yağmurlu bir havada ayrılabilirdik,gözlerimiz görmeyebilir ya da kulaklarımız duymayabilirdi,on altıncı kattan aşağı düşebilirdik veya bir ağacın gölgesinde ölebilirdik. Karşımıza türlü türlü engeller çıkabilirdi...