Keyifli Okumalar!YAĞMUR ÇEVİK
Yapma Yağmur,doğru değil bu.
Kendin için vazgeç şu alışkanlıklardan.
Bu ve bunun gibi cümleler,annemin cümleleriydi.Anneme aitti,ben galiba annemi özlüyordum.Annemin kokusunu,annemin sesini,anneme sarılmayı.
Bazı hatalar yapmıştı,babamın affedemeyeceği hatalar.Onun yüzünden kaçırılmıştım ve babam uzun süre küs kalmıştı anneme.Sonra barışmışlardı ve İpek gelmişti dünyaya.İpek gelmişti dünyaya ama hasta gelmişti,doğuştan.Tıpkı annem gibi. İpek üç yaşına geldiğindeyse annem terk etti buraları,babam ise kaldıramadı bunları.Ve babam gittiğinde ona çok ama çok öfkelenmiştim,barışmamaya kararlıydım.
Ama babamın bambaşka planlarının olduğunu,o ölmeden bıraktığı videoyu oynatarak anladım.
Babam bizi terk etmemiş Kübaya giderek.İpeğin hastalığına tedavi aramaya gitmiş.
Şimdi düşünüyorum da,bunu neden sakladı?Şimdi düşünüyorum da ,yine de bizi yalnız bırakmak zorunda mıydı? Ve şimdi son kez düşünüyorum da, benim gerçekten ailem yok olmuş durumda mı?
İpek tedavi altındaydı.Selvi abla bakıyordu kendi evinde.Ben de sık sık ziyarete gidiyordum.Başta güvenemesem de Selvi abla iyi biriydi.İyiliğini istiyordu. Ben de buralarda,tek başıma...
İşimi yapıyordum,evet işimi gerçekten yapabiliyordum.Savcı olan bendim tabi ki ama adı geçen Simaydı.Başta zor olmuş da olsa atlatmıştım,işim ve düzenim sağlanmıştı.İstanbula tek gitme nedenim İpekti.
Ve şimdi bu kadar düşündükten sonra bir şey fark etmiştim.Yaptığım her plan bir gizliliği ortaya çıkarıyordu.
Ege'ye gelmiştim ve videoyu burada izlemek kısmet olmuştu.Babamı anladığım video.
Gizem'in parası çalındığında savcılığa gittiğimde yanmıştı ampül kafamda,o zaman düşünmüştüm neler yapıp işimi geri kazanabileceğimi.
Şundan da emindim,attığım her adım bir gerçeği daha ortaya çıkarmak için adeta haykırıyordu.
YAZAR
DÖRT SENE ÖNCE
Soğuğun içine içine işlediği,karanlıkla bütünleşen bir geceydi.
Yağız Altan yanan gül bahçesinden ardına bir kez olsun bakmadan uzaklaştı ve yağmurdan ıslanmış bir şekilde evine döndü.
Kulakları uğulduyordu,saçlarından damlayan sular parkelere düşüyordu pıt pıt.Elleri titremiyordu ama sallanıyordu saçma bir şekilde.Kalbi küt küttü.
Çaresiz gibiydi,Yağız Altan ilk defa çaresiz gibiydi ve dahası...
Yağız Altan'ı hiç ağlarken göremezdiniz,canı çok yanardı ama içine atardı.Kalbi çok ağırlaşırdı ama kendi kendine taşırdı.
Ama o gece...Yağız Altan çaresizce ıslanmış parkenin üstüne çöktü ve saatlerce ağladı. Ağlamak yetmedi bazen,yıktı döktü her tarafı.Yeniden ağladı yeniden dağıttı her yeri ve yeniden çöktü yere.
Sabaha karşı kalktı çöktüğü yerden,doğru duşa girdi çıktı yatağa girdi bu kez.Ağlamayı kesti,tepkisiz kaldı bi süre.İçeri kimseyi almadı.
Bade dediler,sonra dedi.
Aytaç dediler,sonra dedi.
Mert dediler,gelmeyin yalvarıyorum sonra dedi.
YOU ARE READING
ENGEL
Teen FictionYolda yürürken takılıp düşebilirdik,yağmurlu bir havada ayrılabilirdik,gözlerimiz görmeyebilir ya da kulaklarımız duymayabilirdi,on altıncı kattan aşağı düşebilirdik veya bir ağacın gölgesinde ölebilirdik. Karşımıza türlü türlü engeller çıkabilirdi...