YAĞMUR ÇEVİK
İki yıl önce
"Yağmur,yağmurlu havaları sever misin sen?"
"Bu da nereden çıktı?"Yiğitin boş sorularından biriydi ve anlamamıştım nerden çıkmıştı acaba?
"Bir yerden çıkmadı sadece merak ettim.Ben hiç sevmem yağmurlu havaları mesela."
Düşündüm.Ne yalan söyleyim ben de sevmezdim.Gökyüzü açıkken,güneş bizi ısıtırken güzeldi.
"Ben de pek sevmiyorum galiba,güneş varken daha iyi oluyor gökyüzü.Sen neden sevmiyorsun ki?"Gülmeye başladım. "Bir keresinde yağmurlu havada köşe kapmaca oynamıştık ve ıslandığında annen işediğini sanmıştı.Yoksa ondan mı?"Güldük karşılıklı.Yasemin teyze dışarda yağmur yağdığını bilmeden Yiğitin pantolonunu ıslak görünce işediğini sanmıştı.Çok komik bir andı.
"Komikti gerçekten ama ondan değil."
"Ya,neden sevmiyorsun o zaman?Sen böyle koyu şeyleri daha çok seversin,kapalı havayı da sevmen lazım?"
"Lilly i hatırlıyor musun?"Elbette hatırlıyordum.Lilly Yiğitin küçükken abisinin aldığı hamsterıydı.Ben çok korkardım o yüzden Yiğitin elinde sevebilirdim ancak.Ama çok tatlıydı.
"Hatırlıyorum,hatırlamaz mıyım?Hem nerede o,en son çocukken gördüm."Kıkırdadım.Şaka bir yana galiba özlemiştim Lillyi.Bana çocukluğumu hatırlatan şeylerden biriydi.
"Bir gün eve gelen misafir çocuklarından biri,ben okuldayken Lilly i istemeden de olsa zehirlemişti Yağmur."
Ben bunu bilmiyordum.Yiğit devam etti. "Eve geldiğimde onu yatarken gördüm ve uyuduğunu sandım.Sabaha kadar bekledim ama uyanmadı.Sabah olduğunda ise abime söyledim ve öldüğünü söyledi."
"Ne!Lilly öldü mü?"Bunu bana hiç söylememişti.
"Ölmüştü o ve abim onu gömmem gerektiğini söylediğinde ona karşı çıktım.Hayır ölse bile benimle kalacak diye ağlamıştım."Gülümsedi acıyla.
"Ama,"Nefes aldı. "Abim onu toprağa gömdüğümüzde yaşayabileceğini söyledi.Çünkü ölülerin yaşaması ancak toprağa gömülünce mümkün olurmuş."
Tepki veremeden Yiğiti dinliyordum.Daha önce hiç bahsetmemişti.
"Ve ben de abimle beraber evimizin arka bahçesine doğru gittim.Çok canım sıkkındı,ağlıyordum ve abim veda etmemi söyledi.O zaman ona ne demiştim biliyor musun?"
"Ne demiştin?"dedim hüzünle.
"Lilly,seni asla yalnız bırakmam bunu biliyorsun.Bir gün bende yanına geleceğim umarım topraktaki taşlar canını acıtmaz."Nefesini verdi güçlü bir şekilde. "Hiç unutmuyorum bu veda konuşmasını.Bunu söyledikten sonra öptüm onu ve abim gömdü."
Gözünden birkaç yaş aktı eline.
"Ve onu gömdüğümüzde...Hava yağmurluydu.Ben de o gün bugündür yağmurlu havalarda bir ölüm,bir veda ya da bir ayrılık olacağına inanırım.."
Kalbime bir acı saplandı.Ama hiçbir şey söylemedim bu konuda. "Bana hiç bahsetmedin bundan?"
"Çünkü anneme ve babama söylerken ağlamıştım.O yaşta sana söylediğimde yine ağlarım ve sen de ağlarsın diye söylemedim."Gülümsediğinde oluşan gamzeleri gene çıktı ortaya.
"Ama bak,Lilly öleli 17 yıl oldu.Artık ağlamadan söylüyorum çünkü yokluğuna alıştım."
"Ölümler acıdır."dedim fısıldayarak. "Bir insan,bir hayvan,bir çiçek..."Onayladı kafasıyla.
YOU ARE READING
ENGEL
Teen FictionYolda yürürken takılıp düşebilirdik,yağmurlu bir havada ayrılabilirdik,gözlerimiz görmeyebilir ya da kulaklarımız duymayabilirdi,on altıncı kattan aşağı düşebilirdik veya bir ağacın gölgesinde ölebilirdik. Karşımıza türlü türlü engeller çıkabilirdi...