Keyifli Okumalar🫶🏼🫶🏼🫶🏼YAZAR
DÖRT YIL ÖNCE
Üşüyordu.
O kadar üşüyordu ki,havanın tüm soğukluğu içine işlemişti adeta.Tümüyle.
Giydiği kazağın üstüne bir ceket daha giymişti ekstradan battaniyeye sardı vücudunu.Hayır,geçmiyordu.Titremesi gittikçe şiddetleniyordu.Yattığı koltuktan zar zor açtığı gözüyle baktı etrafına.Tek bir şey dikkatini çekti:Su.
Susamıştı,yavaşça kalktı ve kalkar kalmaz yere düştü.Sonrasında sürüne sürüne su sebiline doğru uzandı ve suya ulaştı nihayet.
Üşüyordu ama terliyordu.Midesi bulanıyordu,birkaç dakikaya kusabilirdi.
Ateşi vardı,titriyordu.Başı çatlayacaktı neredeyse.Şiddetli bir ağrıydı.Vücudunun her yeri kırılıyordu.
Şu ana kadar yalnızdı fakat zil sesi gecikmedi.Biri gelmişti ama kapıyı açacak gücü yoktu.Oraya ilerleyecek hali kalmamıştı.Yere yığılıp kalmak üzereydi,bayılacaktı.Kapı zili susmadı ama.Israrla çaldı,çaldı ve tekrar çaldı.Mümkünatı yoktu,hareket etmek ölüm demekti onun için.Birden kapı zili sustu ve camda bir silüet belirdi.Camdan gördü onu yerde baygınlığa yakın yatarken.Çığlığı bastı ve sonrasında bahçeden aldığı taşla dört kere cama vurdu.En son kırılan camın ardından içeri girdi ve hemen yanına koştu.
"İyi misin canımın içi ne oldu sana?"
Cevap yoktu.
Gelen Tuğçeydi, örgüte yeni katılmıştı.Ayşegül'ün arkadaşıydı ve magazinciydi.Bi nevi haberlerden haberdar olup bilgilendirme yapıyordu.
Onu yerden kaldırmaya çalışırken konuşmasını bekledi. "Ne oldu ne oldu ne oldu?Söyle yalvarırım."
Cevap yoktu.
İşte o an gözü tezgaha çarptı Tuğçe'nin.Gördüğü şeye inanamadı.Kalktı yerden ağır adımlarla yürüdü tezgaha.Çığlık atmamak için elini götürdü ağzına ve sonrasında eline aldı gördüğünü.
Titreyen elinde duramadılar fazla ve yere düştüler.
Yere düşen şey,altı hap kutusuydu.
Yağız Altan,altı hap kutusundaki bütün ilaçları bir seferde yutmuştu ve durumu hiç iyi değildi.
YAĞMUR ÇEVİK
ŞİMDİ
Anlaşmamız sonrası odadan çıkmak için hamle yaptığımda Yağız beni durdurdu. "Yağmur..."
Bana Yağmur demesi,şu hayatta çok sevdiğim nadir şeylerden biriydi ama biz ayrılmıştık.Biz tükenmiştik.Biz anlaşamamıştık ve benim bir şekilde Yağızdan uzak durmam gerekiyordu.Durabilirdim de.
"Simay."
Beni umursamadan devam etti. "Ben sana haber verene kadar lütfen sessiz kal."
"Sessiz kal derken?"
"Olası bir durumda,yani ne bileyim işte benim adıma iyi veya kötü konuşan birini duyabilirsin ya da herhangi bir plandan haberdar olabilirsin ve bu durumlarda sesini çıkarma.Tepki gösterme."
"Ben gerektiğini düşündüğümde müdahale ederim sadece.Senin mevzuların beni ilgilendirmez zaten.Önemsendiğini düşünme."
Yüzünde o çok sevdiğim gülüşü belirdi bir anda. "Tamam,öyle olsun."
YOU ARE READING
ENGEL
Teen FictionYolda yürürken takılıp düşebilirdik,yağmurlu bir havada ayrılabilirdik,gözlerimiz görmeyebilir ya da kulaklarımız duymayabilirdi,on altıncı kattan aşağı düşebilirdik veya bir ağacın gölgesinde ölebilirdik. Karşımıza türlü türlü engeller çıkabilirdi...