11 - Bir Duble İki Tek

188 27 21
                                    

Kaş her zamanki gibiydi; güneşli, nemli, sıcak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kaş her zamanki gibiydi; güneşli, nemli, sıcak. Miraç'ı o sabahtan sonra gün boyunca tekrar görmedim. Nereye kaybolduğunu bilmiyordum ama kaybolduğu için memnundum, ikisinin bir arada bulunup konuşma stresini daha fazla kaldıramayacaktım.

Öğleden sonra Emir'le dışarı çıkıp Kaş'ı gezmeye karar verdik. Emir, yürümeyi ya da yeni yerler gezmeyi çok sevmezdi ama çoğu zaman bana ayak uydururdu. Kaş'ın merkezine indiğimizde gördüğü kalabalık Emir'in hoşuna gitmedi, hızla yüzünü buruşturdu ve bana sıkıntılı gözlerle bakarak ne kadar hoşnutsuz olduğunu gösterdi.

Koluna girip ona çok fazla yürümeyeceğimizi mırıldandık ve birlikte, küçük merkezi kısa bir zaman da olsa gezdik. Gümüşçüler, kıyafet dükkanları ve yemek dükkanları etrafa gürültü yayıyor, ortalık sahiden de kalabalıktan yıkılıyordu. Kalabalıktan kaçabildiğimiz kadar kaçtık ve el ele Kaş sokaklarında yürüdük.

Emir'i meyhaneye gitmekten vazgeçirmek istiyordum ama bunu yaptığım anda sorgulamaya başlayacağının farkındaydım. Bunun geçip gitmesine öylece izin vermeyecekti. Yüzeyde sorun olmadığını söylese de Miraç'la ilgili aklına yatmayan şeyler olduğunu görebiliyordum ve bu konuyu deşip kanatmadan rahat etmeyecekti.

Bu yüzden sustum ve alacakaranlık karanlığa dönerken onu meyhaneye çıkan yokuşa yönlendirdim. Kaş'ın merkezini, gündüzden çok gece sevdiğimi fark etmiştim. Güneşin sıcaklığı bizleri terk ediyor, ışıklar açılıyor, etraf canlanıyordu. İnsan burada yürürken yaşadığını hissediyordu; üç adım sonrası deniz, birkaç adım ötesi insan. Nereye baksanız hayat vardı ve soğuk beton yığınlarından uzakta olmak, insana garip bir dinginlik veriyordu.

Meyhanenin girişine geldiğimizde içimde bir sıkıntı baş gösterdi, yüreğim sıkıştı ve kendimi gerginlikten kusacak gibi hissetmekten alamadım. Yüreğim ağzımdaydı; daha fazla tartışma ya da iğneleyici söz istemiyordum.

Evet, yüreğim kesinlikle bu yüzden ağzımdaydı. Başka hiçbir sebebi yoktu. Asla.

Meyhane o ilk geceki gibiydi, giriş katı sessizdi ve üst kattan kahkahalarla birlikte çatal bıçak sesleri aşağı kadar geliyordu. Yukarıda, melodisinden çıkaramadığım eski bir müzik çalıyordu. O gece salçadan yakınan genç adam, üst kata servis taşımakla meşguldü.

Nereye yöneleceğimizi bilemeyerek onunla göz göze gelmeye çalıştım ama beni görmedi. Ne yazık ki beni, o esnada mutfak olduğunu tahmin ettiğim yerden çıkmakta olan Miraç gördü.

Elbette.

Göz göze geldik ve yalnızca küçük bir an için bakıştık. Onunla burada ilk kez karşılaştığımız o geceye dönmek istedim; buraya Emir'le gelmek, o anıyı kirletmek gibi geliyordu. Bu çok yanlış bir düşünce. Hemen sil at aklından.

"Hoş geldiniz," dedi Miraç, zihnimden geçenlerden habersiz. "Masanızı göstereyim."

Üst kata çıkan merdivenleri önden adımlamaya başladı. Arkasından merdivenleri çıkarken bizim için ne hazırladığını içtenlikle merak ediyordum.

Falez ve KırlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin