Bölüm 12

68 5 28
                                    

Eve geçtiğimde Serkan'ı arayıp onunla konuşmak istedim. Bunu neden yapmıştım bilmiyordum ama aradığımda ret yemiştim. Bu konuyu onunla konuşacaktım. Benim aramamı reddedecek kadar meşgulse beni takip ettirmeye hakkı da yoktu. 

Madem bir sebepten dolayı takip ediliyordum öyleyse tehlikede de olabilirdim ve onu aramak istemiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Madem bir sebepten dolayı takip ediliyordum öyleyse tehlikede de olabilirdim ve onu aramak istemiştim. Beni reddederken ne düşünmüştü ki? Bir şey olsa Sinan ona söylerdi falan mı sanıyordu? Evet, belki Sinan bunu yapardı ama belki söyleyeceklerim çok önemliydi... Sinan belki de yaralıydı, izimi kaybetmiş aramaya çekiniyordu, olamaz mıydı? Neyi kanıtlamaya çalışıyordu? Ben meşgul bir adamım, kafana göre beni arayamazsın, ben ulaşılmazım mı demek istiyordu? Kendini ne sanıyordu? Gözlerimi devirip saatlerce kafamda kurduğum şeylere bir yenisini daha ekledim. Belki de Bianca'ylaydı ve benim ismimin o kadının yanındayken telefona yansımasından hoşlanmamıştı, onun yanında konuşmaktan çekinmiş ve telefonu bu yüzden açamamıştı.

"Abla, saç kurutma makinesi nerede?" diye bağırdı İlayda. Odada değildi, kim bilir evin neresinden sesleniyordu. Ayağa kalkıp yanına gitmeye uğraşamazdım. Yattığım çekyattan bağırdım.

"Nereye koyduysan oradadır! Ben bulup kullanamıyorum ki senin kullandığını."

Annem, aradan göründü. İlayda'nın peşine saç kurutma makinesini bulmaya gitmişti. Telefonumu kaldırıp saate baktım. 23.45. Serkan beni reddettiği gibi bir de dönüş yapmıyordu. Derin bir nefes sesi verdiğimde bu sefer annem seslendi.

"İnci, neye koydun saç kurutma makinesini?"

Gözlerimi tavana dikip şu an Serkan tarafından kaçırılmış olsaydım daha huzurlu olabileceğimi düşündüm. Bunu Stockholm'den dolayı yaşamıyordum. Sadece adrenalin salgılasaydım bile bunun en azından mantıklı bir sebebi olurdu ve yirmi yedi yaşında aile evinde ergen kardeşime ve onun etkilerine maruz kalmazdım.

"Kullanmadım, saç kurutma makinesini. Bilmiyorum anne!"

Annem saç kurutma makinesini sonunda bulduğunda kullanmadığıma ikna olmuş, İlayda'ya vermişti. İlayda saç kurutma makinesini çalıştırmaya başladı. Bu sırada küçük kardeşim Pamir sese uyanıp gözlerini ovuşturarak araya gelmişti.

"Anne, ne bu gürültü? Uyandım."

Annem Pamir'e sarılıp onu bir süre sevdikten sonra odaya yatmaya geri götürdü. Dokuz yaşındaydı, aslında kendisi uyuyabilirdi ama annesine ihtiyaç duyuyordu, işte. Öğrenciler okula gittiğinde gözümüze ne kadar büyümüş gelseler de aslında ilkokulun hatta ortaokulun bir kısmı da dahil çocuktu ve bazıları ileri yaşa kadar oyun bile oynuyordu. Bu tezatlığa şaşırdığımda telefonumdan gelen titreme sesiyle telefonumu ellime alıp ekrana yansıyan mesaja baktım.

Serkan: Uyudun mu?

Mesajın cevabını vermek için yedi dakika geçinceye kadar bekledim. Telefon elimdeymiş, ondan haber bekliyormuş izlenimi veremezdim.

AVENTURİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin