Gecenin sonlarına yaklaştığımızda bir tur da karşıki tarafa gitme geleneği üzerine Serkanların evine gideceğimizi kesinleştirip vedalaşma kısmına geçtik. Pınar giderken beni çok sevdiğini ve ne zaman istersem arayabileceğimi söylemişti. Aylin soğuk görümce tavrını hissettirip ama yine de beni kırmayacak bir biçimde gülümseyerek oradan ayrılmıştı. Serkan giderken yanağıma bir öpücük kondurmuş, yanağımın diğer tarafını mahsun bırakarak kapıdan çıkmıştı. Herkes gittikten sonra annem geceden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
"Ailesi güzel, kız kardeşleri asil; bir de erkek kardeşleri varmış ama o meşgul olduğundan gelememiş. Neyse, onlara gittiğimizde tanışırız artık."
Annem ona bakmadığımdan İlayda'yla sohbet ediyor, beni kendi halime bırakıp en iyisini yapıyordu. Nazar mı değdirdim bilinmez sonrasında konuşmaya çalıştı.
"İnci, hadi kızım sen üstünü değiştir. Bulaşıkları makineye diz, ben de kardeşini yatırayım."
Ona cevap vermemiş, sessizce odadan çıkışını izlemiştim. İlayda'yla göz göze geldiğimizde kardeşim telefonuna bakıp esneme numarası yaptı. Amacı işten kaytarmak ve kaçmaktı.
"Aaaah, saat kaç olmuş şu hale bak?! Neyse ben artık odama gideyim, ablacığım malum saat geç oldu. Sana kolay gelsin."
Ojelerim bozulmasın, makineyi sen diz; zaten annem sana söyleyerek işi sana kilitledi demiyor da... İlayda da odadan çıktığında tek başıma kalmıştım. Mutfakta dizilmeyi bekleyen dağ gibi bulaşığı hatırlayıp sesli bir nefes vererek sırtımı koltuğa yaslayıp biraz aşağıya doğru kaydım. Yanımda duran telefonumu fark ederek Serkan'a mesaj attım. Tepkiler nasıl? Çok geçmeden yanıt geldi.
Serkan: Nasıl bir tepki olması gerekiyor?
Güzel mesela, dedim içimden. Sonrasında içimden geçen şeyin sadece ilk kelimesini seçerek sonuna soru işareti koyup Serkan'a yolladım.
Güzel?
Telefonum Serkan'ın ismini göstererek çaldığında olduğum yerde güzelce oturup saçlarımı düzelttim. Tabii ki Serkan beni görmeyecekti ama görmese bile hissedebilirdi. O bu konuda özel güçlere sahipti. Oturma odasının kapısını kapatıp telefonu açtım.
"Tepkiler nasıl?" dedim mesajda sormamışım gibi merhaba, selam bile demeden. Serkan bu hareketime gülerek karşılık vermişti ama verdiği nefes telefonu cızırdatmamıştı. Yoksa sesim hoparlörde miydi? Yanında görümcelerim de var mıydı? Daha temkinli konuşmam gerektiğini fark edip kendimi toparladım.
"Yani bizimkiler çok memnun oldular tanıştıklarına ben de o yüzden merak ettim."
Serkan prosedür gereği bu kadar düzgün ve olumlu bir cümle kurduğumu anlayarak karşılık verdi. Demiştim işte, bir şeyleri hissedebilme yeteneğine sahipti.
"Yanımda değiller, onlar diğer arabayla geliyorlar. Rahat konuşabilirsin."
Acaba daha önce Sinan'la konuşuyordum yerine öylesine bir arkadaş diyerek yalan söylediğimde bunu da hissedebilmiş miydi? Kesin hissetmişti. Bir dakika! Hâlâ tepkiler hakkında neden bir şeyler söylememişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVENTURİN
General FictionTemiz ve berrak bir geceydi. Yıldızlar kendi arasında sanki hangimiz daha parlak diye aralarında yarışıyorlardı. Şehirden bu kadar ışık yansırken yıldızlar nasıl bu kadar güzel görünebiliyordu? Hayat vardı, umut vardı, insanlar mutlu olmak için bir...