Yeryüzündeki Canavarlar

8. Bölüm İlk İplik

Selamm oy vermeyi unutmayın keyifli okumalar. Bölüm sonunda görüşmek üzereeee 🤍

Sabah uyandığımda yanımda Victor'u görmeyi beklemiyordum.
Dün ona kalması için yalvardığım aklıma geldi. Yanaklarım kızardı.

Aramızda baya mesafe vardı.

Uyurken çok masum duruyordu ama yüz ifadesinde bir hüzün vardı. Dün ben bağırınca hemen gelmişti. Rüyamı öğrenmek canını yakmıştı ama hâlâ güçlü durmaya çalışıyordu... Canı acısa da acımadı ki diyen küçük bir çocuktu o.

Yatağın duvara dayalı kısmında olduğum için o uyanmadan kalkamazdım. Onu uyandırmak istemiyordum. Ama ben uyandığıma göre saat altıydı ve kahvaltıya da geç kalmamalıydım.

Olduğu yerde kıpırdandı, uyanıyordu. Hemen gözlerimi yumdum onu izlediğimi görmesin diye.

"Berbat bir oyuncusun." Dedi.

"Ne oyunu ya sabah sabah. Ayrıca sen neden benim yatağımdasın. Git." Dedim. Eğer haksızsam konuyu değiştirerek üste çıkmalıydım.

"Dün bana kal demiştin ya hani."

"Sende kaldın ama sonuç olarak."

"Tamam Regina , sabah sabah bunu tartışmayacağım. " Dedi. Benimle tartışmadığına göre morali bozuktu. Normalde böyle konuşmalarımız onun yüzünde alaylı bir gülümseme oluştururdu.

"Sen iyi misin?" Diye sordum. Sesimi olabildiğince yumuşatarak.

"İyiyim , gitmeliyim ama Victoria merak etmiştir. " Dedi kalktı ve gölgeden kapı açtı çıktı gitti.

Rüyam onu üzmüştü ve en kötüsü umutlanmıştı. Bin yıldır annesine ne olduğunu bilmeden yaşıyordu, onu arıyordu. Mutantların güçleri çok gariptir, annesi onlar ile arasına kaç yıl zaman farkı koyduysa o kadar yıl geridedir. Yani basitçe anlatmam gerekirse annesinin zamanda ne kadar geride olduğunu sadece annesi biliyor.

Ona yardım etmeliydim. Dün gözlerimin önünde o günü tekrardan yaşadı. Rüyamdaki kadar acı çekti ama tek fark eskisinden daha güçlü olmasıydı.

Düşünürken telefonumun çalması ile irkildim. Arayan Maxim'di sabahın altısında.

Maxim-Günaydın canım , senin erken kalktığını bildiğimden Günaydın demek için aradım.

Kıkırdadım.

Regina- Sana da günaydın. Bugün ne yapıyorsun?

Maxim- Bugün vizelere çalışacağım, sen ne yapacaksın? Evde mi olacaksın?

Regina- Bugün işim yok muhtemelen Daphne ile vakit geçiririm evde.

Maxim-Anladım hayatım kapatmam lazım şimdi. Görüşürüzz.

Regina - Görüşürüz.

Ardından kapattı. Aramasını hiç beklemiyordum, ben onu aramıştım daha önce ve bundan bahsetmemişti bile.

Bugün buradaki ilk hafta sonuydu. Bugün bütün günüm Daphne'ye aitti.

Hızlıca duş aldım , giyindim. Siyah İspanyol paça bir pantolon , üzerine de beyaz örgü bir kazak giydim. Kazak belimde bitiyordu. Boynuma gümüş bir zincir taktım. Normalde altın takardım ama bugünlerde altın görmek istemiyordum.

Hafif bir makyaj yapıp aşağıya indim. Tam zamanında inmiştim.

Herkes masadaydı ve Daphne de hazırlanmıştı. Kısa , dalgalı , hacimli , kahverengi saçlarını bugün düzleştirmişti ve yakışmıştı. Açık mavi , bol paça bir pantolonun üzerine düz beyaz tişört giymişti. Boynunda ona aldığım Defne ağaçlı kolye vardı. Defne kokusunu çok severdi , parfümü defne yaprağı kokusuyfu.