Selam, biz geldik!
Umarım hepiniz çok iyisinizdir.
Keyifli okumalar!
❅Arkadaşlarım derse girmekten son dakika vazgeçtikleri için tek başıma sınıfa geçmiştim.
Sıraya oturduğumda ortamdaki seslerden daha çok derinleşen nefesimi fark ettiğimde gözlerimi kapattım. Bir şey olsa da Karahan sınıfa girmese diye yalvardım içimden. Bedenimin onu arzulamasından utanıyordum. Tereddütlü bakışlarım sınıfın kapısına takıldığında Ahmet'in sınıfa girmesiyle afalladım.
Ahmet, sınıfa her zamanki gibi kızların düşeceği çekici ve havalı haliyle girmişti. Yarı kapalı deri ceketi, omuzlarından hafifçe kaymış, altında giydiği tişörtle kaslı kollarını ortaya koyuyordu.
Mavi gözleri, etrafına karşı hem dikkatlice gözlem yapan hem de biraz asi bir bakış sergilerdi. Ben de bu havasına tav olmuştum zamanında.Onu gerçekten sevmiştim ama yaşattıkları yenilir yutulur şeyler değildi.
Ahmet, son sınıf mühendislik öğrencisiydi. Bu derste olmasına imkan yoktu.
Ahmet, bana doğru yaklaştığında yanımdaki boş sıraya oturdu. "Mahperi, bir şans daha ver bana. Değiştim, pişmanım," dedi.
Gözlerimi Ahmet'ten sertçe kaçırarak, "Ahmet, lütfen. Geçmişte yaşananlar bizi birbirimize yabancı kıldı. Şu anda farklı yollardayız ve ben bu konuyu açmak istemiyorum," diye kararlı bir şekilde cevapladım.
Ahmet'in yalvaran bakışlarıyla, duygusal bir duvar örmeye kararlı gibiydi. "Lütfen beni anla, üzmeyeceğim seni," dedi. Masada duran elimi tuttuğunda aniden çektim.
"Ahmet bitti."
İçimdeki karmaşık duygularla başa çıkmaya çalıştım. Gözlerim hala sınıfın kapısında bekleyen Karahan hoca ile buluşmuştu.
Ahmet'in yalvaran sesi, sınıfta bir sessizlik yaratmıştı.
Ahmet, "Mahperi, senin için değiştim. Hatalarımı anladım ve gerçekten pişmanım," fısıldadı.
Sınıfa adım attığında, Karahan hoca etrafına hemen bir aura yaymaya başladı. Olgun bakışları, her bir öğrencinin dikkatini üzerine çekerken, derin bir deneyim ve bilgi dolu duruşuyla sınıfın tam ortasına geçti. Siyah takım elbisesi, her bir dikişinin özenle yerleştirilmiş olmasıyla, zarafet ve güç kombinasyonunu yansıtıyordu.
Karahan konuşmaya başladığında, sesi sınıfın içinde yankılanırken, otoriter bir ton ve dolgunlukla dolup taştı. Dersine olan hakimiyeti, öğrencileri hemen etkilemiş gibiydi. Gözleri, derse katılan her öğrenciyi tararken, sınıf sanki bir sahne ve o sahnenin başrol oyuncusuydu. Karizmatik duruşu ve dikkat çekici varlığı, derse başlarken sınıfı tam anlamıyla ele geçirmişti.
"Nolur Ahmet, rahat bırak beni. Sonra konuşalım olur mu," fısıldayarak.
Karahan'ının yüksek sesli bir şekilde bağırmasıyla irkildim. "Siz ikiniz dışarıya çıkın konuşmanıza oradan devam edin," dediğinde şaşkın bir ifade ile kendisine baktım.
Sinirle çeketimi alıp çantamı aldığımda sinirli bir bakışla Ahmet'e baktım ve Karahan'ının yüzüne bakmadan hızlı adımlarla dışarıya çıktım.
Peşimden gelen Ahmet'e bağırarak, "Defol git Ahmet, şimdi güvenliğe gidip şikayet edeceğim," dedim.
"Tamam sakin ol, şimdi gidiyorum ama konuşacağız," diyerek yanımdan ayrıldığında hızlı adımlarla sınıfın kapısının önünde volta atmaya başladım.
Yiğit'i aramak için çantamın ön gözündeki telefonumu almak için elimi attığımda telefonum yoktu. Sınıfta girerken buraya koyduğuma emindim. Kesin hızlı bir şekilde çıkarken sinirle düşürmüş olmalıydım. Lanet olsun. Ben şimdi bu sınıfa nasıl girip alacaktım telefonu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARLI GECE (+18)
किशोर उपन्यासYaş farkı vardır, cinsel içerik içermektedir. Kartlar bir anda dağıtıldı. Harlı ateşin aceleci kıvrımlarında yazılan gecede kül oldu bedenlerimiz. Var olmakla yok olmanın aslında bir nefesten ibaret olduğunu yıllanmış bir şarap misali içtik. Her şe...