14.Bölüm (+18)

357 15 55
                                    

Selam canlarım, biz geldik! ❤️
Yorumlarını ve desteğiniz bizler için çok önemli, geri dönüşlerinizi takip ediyor olacağım.
* 40 vote + 50 yorum sonrasında bölüm gelecektir. *

🥀

Ruhum acının hapsettiği bir boşlukta savurulurken, bedenim sadece acıya tanıklık ediyor gibiydi. Zaman, ağır bir sis gibi çökmüşken şimdi Karahan'ın kollarında öyle kapının arkasına saklamıştı. Kaslı göğsünden fırlayacakmışçasına vuran kalbinin sesi, derin bir huzurun yankısıydı; her vuruş, sanki umudu fısıldar gibi, içindeki sessizliği melodik bir ritme dönüştürüyordu.

Kafamı yavaşça yüzüne doğru kaldırıldığımda bakışlarım önce pencereyi buldu. Gün yeni doğuyordu. Uzun bir süredir bu pozisyondaydık. Bakışlarım Karahan'a kaydığında sanki kusursuzluğun tanımıydı. Hafif çıkan kirli sakalları, özenle çizilmiş olan yüz hatları her ne kadar uyuyormuş gibi numara yapsa da onu izlediğimi biliyor gibiydi.

Kafamı göğüsünden kaldırdım. Hafifçe kalkıp bedenimi yukarıya doğru çektiğimde sol elimi hafifçe sakallarında gezdirdim. Temas etmesi çok yasak geliyordu, sanki her an elimden kayıp gidecek gibiydi. Gözlerimi sanki yüzündeki tüm detayları ezberlemeye çalışırçasına panikle gezdirdim.

Yavaşça yüzüne yaklaşıp dudadığınun kenarına küçük bir öpücük kondururken dudakları gerildi. Gözlerimi gözlerine çıkardığımda yeşil gözleri ile bana sırıtarak bakıyordu.

O sırada kalbimin hızlandığını hissettim, sanki her vuruşu beni biraz daha yakına çekiyordu. Gözlerindeki yeşilin derinliği beni içine çekerken, aramızda sözcüklere ihtiyaç bırakmayan bir sessizlik vardı. Dudaklarımdan dökülecek bir şeyler ararken, o, sırıtarak başını hafifçe yana eğdi ve elimi tuttu. Parmaklarının sıcaklığı avucumun içinde yankılanırken, sanki her şey bir anda ağırlaştı; zaman, nefeslerimiz arasında sıkıştı kaldı.

Yavaşça elini yüzüme getirdi, başparmağı yanağımda hafif bir iz bırakarak ilerlerken bakışları daha da derinleşti. Onun bu bakışlarının altında ezildiğimi hissederken, gözlerimi onunkilerden kaçırmak zorunda kaldım. Ama o, çenemden tutarak yüzümü kendine çevirdi ve "Benden kaçma," diye fısıldadı, sesi tüylerimi ürperten bir şefkatle doluydu.

Başını kaldırıp dudaklarını dudaklarıma mühürlediğinde zaman durdu. Kafasını arkaya yaslayıp beni iyice kendi çektiğinde dudaklarımı telaşsız bir şekilde zevk alarak tatmak istiyordu.

Tam benden ayrılacağını sandığımda aralamış olduğum alt dudağımı emmeye başladığında sessizce inledim. Çıkardığım ses daha da utanmama neden olmuştu. Elleri sırtımda geziniyordu, her yerim karıncalanıyordu. İkimizde nefes nefese kalmıştık. Dudaklarımdan ayrıldığında başımı biraz geriye çektim, bakışlarını ne hissettiğini daha iyi görmek istiyordum.

"Rahat uyudu mu bu fırsatçı," dediğinde keyiften dört köşe olmuş bir ifadeyle gülmeye başladı.

Kaşlarımı çatarak, "Fırsatçı mı," dedim.

"Uyuyan bir adamı öpmeye sen çalışmadın mı," dedi karizmatik bir ses tonuyla.

"Uyuyor numarası yapan bir adam olarak düzeltebilir miyiz lütfen," diyerek başımı sana kıyarak gülümsedim ardından devam edererek,
"Ayrıca uzun zamandır bu kadar huzurlu uyumamıştım," dedim.

"O zaman uzun zamandır yemediğin kadar güzel bir kahvaltıya ne dersin? Bugün dersin yok, benim de dersim yok Hakan hoca ile görüştüm ofiste halletmem gereken şeyler vardı ama bugün seninleyim," dedi.

HARLI GECE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin