~Dare Rüzgar
Bilincimin kapandığını hissediyordum, gözlerimi açamıyordum ve haraket eden bir şeyin üzerindeydim. En son Feza ile kahkahalarla güldükten sonra, bir şey olmuştu ve bu karanlığa gömülmüştüm.
Haraket eden şeyin üzerinde, gitmeye devam ederken bunun hastane sedyesini doktorların sesinden anlamıştım. Her şey başa dönüyordu.
Bilincim tekrar kapanmadan önce, çok tanıdık olan ama kimin olduğunu anlayamadığım bir sesi duydum. "O kanser hastası! N'olur, ona bir şey olmasın. Onun mavi gözleri bana kapalıyken, ben yaşayamam!"
***
Uyandığımda, alışkın olduğum beyaz renkli odadaydım. Bir hemşire, kolumdaki seruma bakıyordu. Uyandığımı görünce, merhametle gülümsedi. "Uyandınız mı? Merhaba, nasıl hissediyorsunuz?"
"İyiyim," diye mırıldandım. En son neler olduğunu hatırlamaya çalışıyordum. Kafamı diğer tarafa çevirdiğimde, lalelerle dolu bir demet görmüştüm. Kaşlarımı çatarak, demete baktım. En sevdiğim çiçek laleydi, kim aldıysa güzel denk getirmişti.
"Seni getiren kız bıraktı," diye girdi konuya hemşire. Gülümseyerek bana bakıyordu, cebinden bir kağıt çıkarıp uzattı.
Gözlerimde, beynim gibi tam olarak açılmamış olsada kağıdı alıp okumaya başladım.
Mavi gözlerin bana kapalıyken yaşayamayacağımı biliyorsun Dare, bir daha beni böyle korkutma. Her zaman kadınlara çiçek alınır, fakat ben sana almak istedim. Çünkü bu çiçekleri hak ediyorsun.
Seni seviyorum
-opia.Heyecanla, hemşireye döndüğümde aklıma ilk gelen soruyu sordum. "Size adını dedi mi?" Kadın başını ili yana salladı. Bunun olacağını düşünmeliydim, birkaç saniye düşündükten sonra geri kadına döndüm. "Peki nasıldı? Dış görünüşü?"
Kadın, büyükçe gülümsedi. "Söylememem üzerine söz verdim, genç çocuk. Kusura bakma." Hemşire abla, beni odada tek bırakırken ben laleler ve elimdeki nota bakıyordum.
En son Feza vardı, Feza biliyordu.
Ben düşüncelere dalmışken, kapı aniden açıldı. Gülce, koşarak içeri girdi. Gülce, göz yaşları eşliğinde hızlıca bana sarıldı. "Öğrendiğim gibi geldim, çok korktum Dare."
Benim konuşmama izin vermeden, dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Geri çekilip, gözlerini gözlerime birleştirdi. "Dare ben özür dilerim, senden ve sevginden şüphe ettiğim için."
Bende kendimden şüphe ediyorum, demek istesem de sustum. Gülümseyerek ona sarıldım, "Sorun yok, güzelim. Korkmana da gerek yok, geçti bak."
Gülce, daha şiddetli bir şekilde ağlamaya başlarken ona sarıldım. Açık kumral saçlarını okşarken, "Ölmeyeceğim," diye mırıldandım. "Benim için bu kadar endişelenme, iyiyim ben."
Gülce konuşamadan içeri babam ve Meriç girdi. Gülce geri çekilip, göz yaşlarını silerken babam hızla yanıma koştu. Ardından Meriç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seni, senden başka kimse bilmemeli. -texting-
Novela Juvenilopia: ben gözlerini başa sararak izlerken, yine aynı şeyler yaşanmamalı opia: seni, senden başka kimse bilmemeli