27

28 3 23
                                    

~Feza Akbulut

Dare'ye attığım son mesajdan sonra, o bana bakıp büyükçe gülümsemişti. Bende gülümsemiştim, o görmese bile. Sonra gitmem gerektiğini diyip gitmiştim ve o gecenin üzerinden üç gece geçmişti. Dare geri okula dönmüştü.

Okul çıkışı, otobüse yetişmek için koşarken küçük bir küfür mırıldanıyordum. Zilden bir dakika sonraya otobüs mü koyulur hay şerefsizler.

Durağa gelmemle, kalkmak üzere olan otobüse yetişmiştim. Hızlıca kendimi içeri atıp, Akbil'imi basarak kalabalık otobüste biraz yürüdüm.

Sırtımı cama yaslayıp, yanımdaki çubuğa tutarken gördüğüm şeyle kaşlarımı çattım. Önümdeki koltukların, arkasındaki koltukta Dare vardı. Bu otobüsle gitmiyordu normalde ve bu şaşırmama sebep olmuştu.

Onu daha fazla inceleyip, rahatsız etmemek için etrafa bakmaya devam ettim. Otobüs kalkmıştı ve hayli kalabalıktı. Birkaç dakikam telefonda boş boş gezinerek geçmişti.

Kafamı kaldırdığımda bir adamın pis sırıtışı ve bakışlarıyla karşılaşmıştım. Gerilerek, kendimi daha da cama yaslarken tırnağımın kenarındaki etleri soymaya başlamıştım.

Korku ve öfke bedenimi ele geçirirken, otobüs durakta durdu. Birkaç kişi indikten sonra, adam ayağıya kalkıp yanıma yürümeye başladı. Kendimi iyice cama doğru yaslarken, adam yanıma gelmişti.

Gelmesiyle de birinin adımı seslenmesi bir olmuştu. "Feza!"

Hızla kafamı kaldırıp, bana seslenen Dare'ye baktım. Eliyle gel işareti yapınca, neredeyse koşarak yanına gittim. Utanmasam çocuğa sarılabilirdim.

Oturduğu yerden kalkıp, cam kenarına geçmem için yolu açtı. "Gel böyle otur." Bunu neden yaptığını biliyordum ve beni iğrenç bir durumdan kurtardığı için ona edeceğim teşekkürlerin haddi hesabı yoktu.

Hızla oturup, sırt çantamı dizlerime koydum. Adamın -tabii ne kadar adamsa- beni, benim onu görmemem için koltukta iyice aşağıya doğru eğildim.

Dare de yanıma oturduğunda, beni görmesine imkanı yoktu. Otobüs tekrar hareket etmeye başlarken, Dare'ye döndüm. Minnettar bakışlarımla ona bakarken, Dare birkaç küfür mırıldanıyordu.

"Teşekkür ederim," diyerek küfürünü böldüm. "Gerçekten çok teşekkür ederim."

Bana dönüp hafifçe tebessüm etti, ölüyorum sanırım. "Önemli değil, sadece daha çok dikkat et olur mu? Ben her gün bu otobüse binmiyorum."

Gülümsemeye çalıştım. "Ederim." Konuyu değiştirmek ve kendimi sakinleştirmek için, merakla sordum. "Sahiden, sen bu otobüse binmezdin. Taşındın mı?"

Başını iki yana salladı. "Bir arkadaşımın yanına gidicem, o yüzden." Başımı anladığımı belli edercesine salladım. Kalbim hâlâ çok hızlı atarken, hâlâ tırnağımın kenarındaki etlerle oynamaya devam ediyordum.

Birkaç dakika sonra Dare, merhametli bir tonda neredeyse mahvettiğim elimi eline aldı. "Yapma," diye mırıldandı. "Bir pislik için kendine zarar vermene değer mi?"

Sıcak tenin, soğuk tenime değmesi onun için normal olabilirdi ama benim kalp sağlığım için hiç iyi değildi. Elimi çektim, "Elimde değil." Mahvolmuş tırnaklarıma baktım. "Gerilince yapmadan duramıyorum."

"Ama bak ben yanındayım? Şu an biri sana zarar veremezde, sen istemediğin sürece sana dokunamazda, sana bakamazda. Ve bana ihtiyacın yok, ben olmasam da bunlar böyle."

Tebessüm etmeye çalıştım, "Teşekkür ederim, tekrardan." Tebessüm etti. Yol boyu, Dare bana değmemeye çalıştı. Korkacağımı düşünüyordu büyük ihtimalle ve bu haraketi ile benim gönlümü yine ve yine fethetmişti.

seni, senden başka kimse bilmemeli. -texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin