~Dare Rüzgar
Bir haftadır bazı ilaçlar ve kontroller yüzünden hastanede kalıyordum. Kafamın içi düşüncelerle doluydu ve psikoluğum bunun bana iyi gelmediğini diyordu.
Ama ne yapabilirdim ki? Hayatım zaten karışıkken, birde Opia girmişti işin içine. İlk başlarda, diğer beni beğenen kızlardan biriydi gözümde.
Ama gittikçe bu değişmişti, sevgisinin safça olduğu mesajlarından bile belliydi. O kadar güzel sözler demişti ki, bana diyecek bir şey kalmamıştı.
Onun kim olduğu hakkında bir fikrim yoktu, sadece bizim okuldandı. O da son sınıftı benim gibi. Şiir yazdığını demişti, buna şaşırmamıştım. Belki sözel sınıfındadır.
En büyük korkusu ölümmüş, en büyük hayali ölmemek. Bu benim için ironikti, ben çocukluğumdan beri aynı kelimeyle büyümüştüm; yakında öleceksin.
O gün Gülce, Meriç ve Feza dışında kimse gelmek istememiş. Üçü de olamayacağına göre, kimdi bu kız? Dahası ona yazmak, vicdan azabı çekmeme sebep oluyordu.
Gülce'yle konuştuktan sonra ona mesaj atmak, Gülce'ye ihanet ettiğimi hissettiriyordu. Ama aslında gerçekten anonime karşı onun bana hissettiği duyguları taşımıyordum.
O benim arkadaşımdı. Gerçekleri bilen az kişiden biriydi ve bu çok iyi hissettiriyordu. Şu güne kadar çok fazla arkadaşım olmuştu, ama hiçbirine tam anlamıyla gerçek olamamıştım.
O ise biliyordu ve bu güzeldi. Üstelik beni tanımadığı için çoğu konuda rahattım. Ama onunla konuşmak, Gülce'ye ihanet ediyormuş gibi hissetmeme sebep oluyordu.
Gülce'yi seviyordum, ona gözüm kapalı güveniyordum. İkimizde birbirimize her şeyi söylüyorduk. Mesela ikimizde bizle flört etmeye çalışan insanları direkt engelliyorduk ve birbirimize söylüyorduk, ikimizde birbirimize ihanet etmezdik.
Ona söylemediğim tek şey, Opia'yaydı.
Bu bir ihanet miydi bilmiyorum. Sadece Opia sanırım çok yalnız bir kızdı ve onun duyguları, diğerleri gibi boş bir beğeni değildi. Onu Gülce'ye söyleyip engellemek istememiştim.
Ama zaten Gülce bunu öğrenmişti. Daha sonra engellemişti ve sonra ona yazdığımı bilmiyordu. Ona anlatmak istiyordum, sadece arkadaş olduğumuzu ama yapamıyordum. Çünkü biri Gülce'ye böyle yaklaşsa sanırım bende kafayı yerdim.
Meriç'le bu konu hakkında konuşamıyordum, psikoluğuma bile doğru düzgün anlatmadığım bir şeydi. O kimsenin onu bilmemesini istiyorsa, öyle olacaktı. Kimse onu bilmeyecekti, sadece ben bilecektim.
Düşüncelerimden sıyrılarak, telefonumu aldım. Saat gece yarısını geçmişti. Yarın Pazartesi'ydi, diğerleri okula giderken ben yine tüm gün sıkılacaktım.
Mesajlaşma uygulamasına girince, Opia'nın mesaj attığını görerek mesajına girdim.
*
opia: özledim
opia: bir haftadır seni görmüyorum
opia: artık uyuyamıyorum da, rüyalarıma da giremiyorsun
opia: KÖPEĞİN KARAMEL'İ ATMAK YERİNE KENDİNİ ATMAYI NE DERSİN DARE
opia: dur vazgeçtim
opia: üstünde tişört olmadan atarsın ben kalp krizi geçiririm falan ölmek istemiyorum dare
opia: şu an uyuyorsun ve ben hastane odasının aşağısındayım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seni, senden başka kimse bilmemeli. -texting-
Fiksi Remajaopia: ben gözlerini başa sararak izlerken, yine aynı şeyler yaşanmamalı opia: seni, senden başka kimse bilmemeli