ceren ve boran...
iste bu hikaye bu iki asigin hikayesi... ama bu hikayenin normal ve tatli ask hikayelerinden buyuk bir farki var; FARKLILIKLAR. ceren ve boran gercekten birbirlerinden cok farkli insanlar ama bir kere ceren boranin kotuluk dolu ka...
Eve geldiğimden beri boranla yaşadıklarımı dusunuyordum uzun suredır ılk defa bu kadar mutlu olmustum onun yanımda kendimi harika hissediyordum. Ayaga kalkıp boranın bana aldıgı kolyeyı elıme aldım harika gözüküyordu benım için çok değerliydi. değerli olmasının sebebi fiyatı değildi. boranın almış olmasıydı boran bana ne alsa değerli olurdu. Kolyeyi takıp bir fotoğraf çektim "kolye için tekrardan teşekkür ederim harika bir hediye bugün için de çok teşekkür ederim çok eğlendim" yazıp borana gönderdim. saniyesinde gördü ve "ne demek böcek, ne zaman takılmak istersen söyle takılalım senleyken bende eğleniyorum" yazdı. aslında biraz kırılmıştım beni sadece takılacağı bir kız olarak mı görüyordu? keşke atmasaydım diye düşünürken instagrama girdim.
karşıma kaanın paylaştığı fotoğraf çıktı. yanında kızlar vardı... neden bilmiyorum ama bu fotoğrafı görünce kalbim kırılmıştı. sanırım bana karşı davranışlarını yanlış anlamıştım her kıza karşı öyleydi. kendime çok kızdım çünkü onun beni değerli biri olarak gördüğüne kendimi inandırmıştım. gözlerimden yaşlar süzüldü. telefonumun çaldığını gördüm ece arıyordu. kafam dağılsın diye göz yaşlarımı silip telefonu açtım.
"alo ece nasılsın?"
"şey ben iyiyimde görmen gereken şeyler var"
"ne? noldu ece sesin kötü geliyor?"
"ben iyiyim. aslında benimle alakalı bir şey değil."
"ne oldu o zaman anlatsana hadi."
"sanırım yüzyüze konuşsak daha iyi olur. evdesin değil mi evine geliyorum."
eceye tam cevap verecekken telefonu yüzüme kapadı. gerçekten korkmuştum ece kolay kolay panik olan biri değildi önemli bir şey olmalıydı. düşüncelerimde kaybolurken kapı çaldi ne kadar da hızlı gelmişti. kapıyı açtım.
"hoş geldin ece sorun ne stresli gözüküyorsun.
"odana geçelim orda anlatayım" dedi ve odama geçip oturduk.
"ee anlatmayacak mısın?"
"şimdi sana bir şey göstereceğim ama çok üzülme tamam mı?"
"tamam üzülmemeye çalışırım."
telefonunu çıkartıp instagrama girdi. avcioglukolejiitiraf isimli bir hesaba girdi ve gönderisini bana gösterdi. benim fotoğrafım vardı ve benimle ilgili yazılmış şeyler...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
@avcioglukolejiitiraf: Selamlar! Bugün sizlere ilk itirafımız olarak herkesin merak ettiği yeni gelen güzellikten bahsedeceğim: Ceren Su Demirtaş. Kendisini okulun ilk günü Kaan İlkayla takılan ve aynı zamanda AVCIOĞLU Kolejinin sahibinin oğlu olan Boran AVCIOĞLU ile oturan kız olarak hatırlayabilirsiniz. Eminim ona bakıp ne kadar da şanslı demişsinizdir. Fakat öyle değil o çok mutlu gözüken kız aslında hiç mutlu değil. Aile sevgisi görmediğini önüne gelen herkesle takılmasından anlayabilirsiniz. Ailesinin geçmişine inecek olursak Ceren'in babasının pek de normal biri olmadığını söyleyebiliriz karısına uyguladığı şiddetin haddi hesabı yok. Belki de Ceren onları trafik kazasında kaybettiğine mutlu olmuştur. Değil mi Ceren? Sadece bu kadar da değil. Ceren şu an ailesi öldükten sonra ona acıyıp yanına alan halasıyla yaşıyor. Bunu asla onun ağızından duyamazsınız çünkü onu büyütüp evine alan halasından utanıyor. Sakın bunları öğrendiniz diye ona acımayın acınacak bir insan değil. Dilek ve Boran'ın ayrıldığını hepiniz duymuşsunuzdur. Peki sebebinin Ceren olduğunu söylesem? Evet gerçekten de öyle Ceren Boran'ın sevgili olduğunu bildiği halde Boranla flörtleşti ve sonunda amacına ulaştı. Boran ve Dilek ayrıldı. Herhalde Ceren'in Dilek'i kıskandığını söylememe bile gerek yok. Boran yetmedi Kaanla da flörtleşti. İkisini aynı anda yürüttü diyebiliriz. Ve ikisinin de bundan haberi yoktu. Şimdilik bu kadar yeterlidir diye düşünüyorum. Sonraki itiraflarda görüşmek üzere.
Bu yazılanları okurken gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Ellerim titriyordu telefonu elimden düşürdüm. Okuduklarım karşısında şok olmuştum. Ece de benim kadar üzgün duruyordu.
"Ceren iyi misin? Lütfen kendini çok üzme bu yazılanlar senin suçun değil olmazsa yazanı buluruz hesabı kapattırız lütfen sakin ol."
Ece'nin dediklerini dinleyecek durumda değildim.
"Ece lütfen beni yalnız bırak yalnız kalmaya ihtiyacım var seni sonra ararım."
Ece çok ısrar etmeme gerek kalmadan gitti. Gerçekten yalnız kalmaya ve düşünmeye ihtiyacım vardı. Bunları kim yazmış olabilirdi ki. Ailemin durumunu bilen tek kişi Eceydi ama o asla böyle bir şey yapmazdı ona kendimden bile çok güveniyorum zaten ne kadar endişeli olduğunu gördüm. Dilek desem o da olamazdı ailemin durumunu öğrenmesi mümkün değil. Zaten o yazmış olsa aldatıldığını falan yazmazdı, gururuna yediremezdi. Ailemi öğrenebilecek bağlantıları olan tek bir kişi vardı... Boran Avcıoğlu.
