25- İkigai'ye Kavuşmak

766 51 41
                                    

İkigai: Sabah bizi yataktan kaldıran, yaşamamızı sağlayan güç, hayat amacı anlamlarına gelir.

Pekiya hayat amacı elinden alınmış kişilere ne deniyordu? Kimsenin buna verecek cevabı yoktu.
"Benim hayatta kalmamı sağlayan tek şeyi benden aldılar." Hayır bu sözler Ezgi'nin değil, bir annenin sözleriydi.
Evladından koparılmış bir anne.

Ezgi mahkeme salonundan çıktığı an ölmüştü. Kalbi durmuştu, kızı için atan kalbi durmuştu.
Onun yaşama sebebini elinden almışlardı.

Aradan 3 gün geçmişti. Gece'siz 3 gün.
O gün yaşananlardan sonra Ezgi evine kavuşmuştu. Kapıdan içeriye girdiği anda küçük Ayaz gelmiş ona sarılmıştı.
"Evine hoşgeldin Ezgi teyze!" Diye bağırmıştı. Ezgi burukça gülümseyip Gece'nin oyuncaklarının olduğu yere bakmıştı.
"Benim evim oydu, bu yer değil. Onsuz benim için hiçbir yer olamaz ki..." Bunları söylerken sesi öyle bir acınası çıkmıştı ki, küçük Ayaz'ın bile gözleri dolmuştu.

Ezgi'nin durumu iyi olmadığı için hemencecik tedaviye başlanmıştı. Onu hiçbir zaman bırakmayacak olan Buğra, sevdiği kadının iyileşmesi ve bebeklerine kavuşması için elinden geleni yapıyordu.

Onlar eve geçtikten sonra Avukat Gökçe, Emre, Çilde ve Kuzgun Bey hemen peşlerinden gelmişti.

(O gün)

"İlk yarı bitti. Avukat Hanım davayı açtı, bizde kendi tanıdığımız olan Savcılar ile iletişime geçtik. Merak etmeyin. 3 Gün sonra Gece'yi almak için gideceğiz." Kuzgun Bey'in konuşmasıyla Ezgi burukça gülümsedi.

"Ama abinizin eşi, bir kaç aile üyeniz ve bu tür işlerle ilgilenen herkes hak ettiği cezayı alacak. Ayperi Yüce yaptıklarını kabul etti. Ve abiniz."
Ezgi'nin bakışlarında bir kuşku belirdi.
Ayperi Yüce.

"Yoksa?" Lana derin bir nefes aldı ve konuşma başladı. "Evet, abin boşanma davası açmış."  Ezgi'nin aklında koca bir mazi belirdi.
Ayperi ile olan tanışması, yakın arkadaş olmaları...
"O yani abim, benim için mi açtı davayı?" Lana belli belirsiz gülümsedi.
"Gerçekler gözünün önündeydi, ama o kördü."

Ezgi derin bir nefes aldı. Neden her şey böyle olmuştu.  Gözlerinin dolmasını ilk önce Buğra farketti.
"Tamam şimdi herkes çıkabilir mi lütfen, hastamın dinlenme saati."
Herkes çıkarken Elmas Lana'nın yanında gidip konuşmaya başladı.
"Hastasına, hasta olan doktorda bir ilk."
-

Mahkeme günü, şimdi ki zaman.

"Gördüğünüz gibi Hakim Bey, her şey ortada. Suçlu Ayperi Yüce, Ve Kesen ailesi olmak üzere herkes suçunu itiraf etti. Kanıtlarımızda mevcut." Gökçe savunmasını yaparken bütün bakışlar itiraz eden Koray'a döndü.
"Bir şizofrene mi çocuğu emanet edeceksiniz?!"

Gökçe ayağa kalktı. Herkes nefesini tutmuş onun konuşmasını bekliyordu. Topuklularının çıkardığı ses ve Koray ile avukatının gergince nefes alışverişinden başka hiç bir ses yoktu salonda.  Gökçe yüzündeki sırıtışıyla elindeki dosyayı Hakim'e uzattı.

"Gördüğünüz gibi Hakim Bey, sanık Koray Toprak'ın İris Akıl Hastanesi'ndeki hemşireler ve doktorlara rüşvet vererek zorla müvekkilim Ezgi Kesen'e şizofreni ilaçları verdirdiği ortadadır." Yüzümdeki sırıtışım ile Lana ile Elmas'tan kahkaha yükseldi.

Bakışlarımı Koray'a çevirdim. İtiraz ederek bağırdı. Avukatının onu tutan kolunu iterek Gökçe'nin üzerine yürüdü.
"Seni öldüreceğim sürtük!" Gökçe olduğu yerden kıpırdamayarak gülümsedi.
Koray'ın Gökçe'nin neredeyse yanına yaklaştığı sırada Gökçe'nin eşi olan Yiğit Başkomiser hızlıca kelepçeyi Koray'ın kollarına geçirdi.

KALPSİZİN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin