19-Geçmeyen Tek Şey: Acı

2.3K 125 27
                                    

1 hafta sonra

"Korkuyor musunuz?" Sorduğu soru ile elimdeki viskiyi yudumladım.
"Neyden?" Elinde tuttuğu not defterine bir kaç not aldıktan sonra gözlerimin içine bakıp konuşmaya başladı.
"Kaybetmekten?" Bakışlarımı kumsala vuran dalgalardan çektim. Elimdeki viskiyi sertçe masanın üzerine bıraktım. Sorduğu soru ile sertleşen bakışlarımı ona çevirdim.
Maviliğinde kaybolunan, içinde derin bir kırgınlık yatan gözlerimi onun üzerinde gezdirdim. Bakışlarımdan rahatsız olmuş olacak ki yerinde kıpırdandı.

"Kaybetmek?" Alayla sorduğum soru karşısında yerinde dikleşti. Bitmek üzere olan viski bardağımı aldım ve tek dikişte hepsini bitirdim.
"Ben kaybetmem Eda Hanım...Ben asla kaybetmem. Size kaybedeceğimi düşündüren nedir?" Sorduğum soruyla ayağa kalktı.
"Kızınız."
Kızımı dile getirdiği an bende ayağa kalktım ve gözlerimin koyulaştıgını arkada duran aynadan fark edebiliyordum. Ellerimi masanın üzerine koydum ve konuşmaya başladım.
"Sizin işiniz kızım değil. Bir daha bu konuşma gerçekleşmesin..." Derin nefesler alıp odayı terk etmek için yanda duran çantamı elime almıştım. Kapıyı açtığım an arkamdan seslendi.

"Dikkat edin Ezgi Hanım. Korkularınız sizin en büyük acılarınız olabilir."
Psikolog Eda'nın dediklerini düşündüm. Gözlerimi devirip arkama döndüm ve ona baktım.
"En büyük korkum yalnız kalmaktı. Ve duydunuz, dinlediniz. Beni terk ettiler Eda Hanım. Bunlara rağmen küçük bir bebekle hayata tutundum. Siz söyleyin, ben daha ne kadar acıyı görebilirim? Veya ben daha ne kadar acı çekeceğim?"
Bakışlarını benden çektiği anda odayı terk ettim.

Geçirdiğim kriz sonrası Doktor Buğra ve Lana benimle konuşmuştu. Buraya kendim için değil, kızım için geliyordum. Kızım beni kötü bilemezdi. Bilmemeliydi. Çünkü ben kötü değildim. Sadece yaşadıklarım ağır gelmişti bana. Ve gelmeye devam ediyordu.

Psikolog Eda'nın katından çıktıktan sonra aşağıya indim. Bahçeye çıktığım an derin nefesler aldım ve Lana'yı aramaya başladım.
"Efendim?" Lana'nın tedirgin bir şekilde telefonu açmasıyla gözlerimi kapadım. Bu kadar korkulacak neler yaşamıştım ben?
"İyiyim. Çıktım ben şimdi avukatın yanına geçeceğim. Ondan önce Gece'nin sesini duymak istedim..."
Lana rahat bir nefes aldıktan sonra, "Tamam ben geçiyorum yanına şimdi." Dedi ve içeriye geçmek için yürümeye başladı.
Bir süre sonra kulağıma kızımın kahkaha sesleri gelmeye başladı ve yüzümde gülümseme belirdi.

"Nana! Ayaz!" Kızımın Lana'ya "nana" demesi ile güldüm.
"Gece nana değil Lana. Bak anne arıyor!"
Gece'nin şaşırmasını duyduktan sonra konuşmaya başladım.
"Annecim napıyorsun?" Gece telefonu ağzına soktu ve kulağıma bir kaç değişik ses geldi.
"Anne anne ane!"
"He aşkım?"
"Buyya!" Kızımın ne dediğini anlamak için telefonu hoparlöre aldım.
"Ne?"
"Bu-buğra!" Kızımın ilk defa "ğ" harfini ve bir kaç harfi daha düzgün kullanmasının şaşkınlığı üzerimdeyken, Buğra demesi benim için ayrı bir şok olmuştu. Telefonu Lana aldıktan sonra hemen kapadım. Kızım onun adını söylemişti?

Arabama doğru yürüdükten sonra çantamdan anahtarı çıkardım ve sonunda içeriye girdim.
Arabamı çalıştırdıktan sonra radyodan şarkı açasım geldi. İlk başlarda sesi kısık olan radyodan gelen şarkıyı duyduktan sonra sesi açtım.
"Dağları deldim tek başıma
Çölleri aştım bir tek ben
Erleri yendim kız başıma
Sende yıkılmam"
Bu şarkı beni yansıtıyordu.

Ailemin beni terketmesiyle tek başıma yurt dışına gitmiştim ve orada bütün zorluklara rağmen kendime yeni bir hayat kurmuştum.
Benim karşıma çıkarak, kızımı benden koparmak isteyen Koray'a karşı direnmiştim ve ona karşı asla kaybetmeyeceğimi göstermiştim.
Bütün bunları yaparken içimdeki çocuğu öldürmüş olsam da, yeni bir çocuğa hayat vermiştim. Ve oda bana hayat vermişti.

KALPSİZİN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin