9- Gerçekten Üzgün Bu Gözler

3.5K 203 131
                                    


Bazı hatalar vardır.
Sonucuna katlanmak zorundasınızdır.
Canınız yanar.
Can yakarsınız.
Aşkta böyle bir şeydir.
İçerisinde bir hata vardır ve bu sonuca katlanmak zorundasınızdır.
Ya sizin canınız yanar.
Yada siz can yakan taraf olursunuz.

Hamilelik düşüncesi ile başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
Küçük bir bebek benim karnımın içinde mi büyüyecek?
"H-hayır olamaz ben daha 20 yaşındayım..." Endişe dolu sesim ile bana panikle bakan Ayperi'ye doğru konuştum.
"Sakinleş... Bak Ezgi eğer öyle bir şey varsa kötü düşünmeyeceksin. Karnındaki senin bir parçan... Onu koruyacaksın tamam mı?"

Ayperi'ye panikle baktım.
"Hayır ben hamile değilim!"
Ayperi tırnaklarını kemirmeye başladı. Ayağa kalktı ve oturma odasında tur atmaya başladı.
"Ne yapacağız?" Diye endişe ile sordum.
Ayperi bakışlarını bana çevirdi ve derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Hastaneye gideceğiz."

Hastaneye gitmek demek, her şeyin ortaya çıkması demekti.
Çünkü ailem ve Koray her şeyi öğrenebiliriz.
"Olmaz!-"
"Olacak! Tandıgım var Ezgi... Korkma"

Ayperi'nin güven dolu sesi ile kendime geldim.
"Tamam..."

Doktorun karnıma sürdüğü jel ile gezdirdiği alete bakıyordum. Değişikti.
Doktor bir süre karnımda gezdirdikten sonra ekrana baktı ve gülümsedi.
"Tebrikler Ezgi Hanım, hamilesiniz"
Ve o an dünyam başıma yıkıldı.
Ben hamileydim. Koray Toprak'ın çocuğunu karnımda taşıyordum.
Ama biz korunmuştuk? Bu nasıl mümkün olabilirdi?

"Hayır,hayır,hayır! Olamaz. Ben anne olamam..."
Ağlamaya başlamam ile Ayperi beni sakinleştirmeye çalıştı.
"Beraber başaracağız güzelim ağlama."
Çok utanıyordum.
Her şey için çok erkendi.
Doktor çıktıktan sonra Ayperi benim üstümü giydirmeye başladı.

"Koray'a nasıl söyleyeceğim?"
Ayperi bana baktı, elini karnıma koydu ve gülümsedi.
Bunu annem bile bana yapmazdı.
"Eminim mutlu olacaktır..."

Birlikte hastaneden çıktıktan sonra eve geçtik.
Ayperi ile konuşmuştuk, akşam Koray gelecekti ve ben her şeyi anlatacaktım.

Ayperi yemekleri hazırlarken ben şaşkın şaşkın karnıma bakıyordum.
Cidden burada bir bebek mi vardı?
"Oraya nasıl sığacaksın ya sen?" diye kendi kendime mırıldanmaya başladım.
"Ee şimdi sen çok küçüksündür de..."
Bakışlarım hafif şiş olan karnımdan ayrılmıyordu.

Elimi yavaşça oraya götürdüm.
Derin bir nefes aldım, çok garipti.
"Şimdi ben anne mi olacağım hım? Sende benim bebeğim mi olacaksın?"

Elimi karnımda gezdirirken içimde tek bir duygu vardı.
Annelik duygusu.
Hissetmiştim onu, karnımdaki bebeğimi.

Ultrason fotoğrafını elime alıp buse kondurdum.
"Korkma bebeğim, anne seni koruyacak"

E: Aşkım bana gelsene

KT: Olur güzelim, gelirken istediğin bir şey var mı?

E:Hımm, bence şarap ve çikolata alabilirsin.

KT: Sen iste yeterki güzelim

Gelen mesaj ile yüzümde utangaç bir sırıştış belirdi.
Hey bu utangaçlık neden?
"Bana bak küçük bebek, böyle ani değişimlere yol açmıyorsun tamam mı?"
Biraz daha karnımın içindeki bebek ile konuştuktan sonra Ayperi'yi uğurladım ve Koray'ın gelmesini beklemeye başladım.

Gelmesini beklerken ona nasıl açıklayacağımı düşünüyordum.
"Ay bebeğim! Baba bizi çok seviyor demi?"
Durmadan onunla konuşuyordum.
Öğreneli gün bile geçmemişti ama onunla çöl bağlanmıştım.
Galiba buna annelik duygusu deniliyordu.

Kapının çalması ile hızlıca kapıya gittim.
"Hoşgeldin!"
Heyecanıma ilk şaşıran ama sonradan kendine gelen Koray hızlıca bana sarıldı.
"Hoşbuldum güzelim."

Gelirken aldıklarını mutfağa koyduktan sonra içeride oturan Koray'ın yanına geçtim.

Çok heyecanlıydım. O baba oluyordu ve bende anne.
"Sana bir süprizim var" Heyecanlı konuşmam onu meraklandırmıştı. "Ne süprizi hayatım? Bu karmaşanın içerisinde?"

Sorduğu soru ile gülümsemem soldu.
Ama üzülmedim, çünkü bebeğimiz olacaktı.

Elini tuttum. Anlamayan bakışları karnıma götürdüğüm elindeydi.
"Bu ne demek?" Diye sordu.
Yanağını öptüm ve "Hamileyim!"
Mutluluktan gülerek konuşmuştum. Koray donmuştu.

"Koray? Cevap versene baba oluyorsun!"
Karnımın üstünde olan elini hızlıca çekti.
"H-hayır yalan bu?!"
Anlamayarak baktım ona. Ne demek yalan bu?
"Ne yalanı Koray? Böyle bir şeyin şakası mı olur?"

Cebimden çıkardığım ultrason görüntüsünü ona gösterim.
"Bak bu bizim bebeğimiz"
Elimdeki fotoğrafı aldı ve yere attı.
Bizim bebeğimizin olduğu fotoğrafı yere attı.

"Hayır her şeyi öğrendin ve böyle bir yalan uyduruyorsun!" Koray'ın bana bağırması ile ne olduğunu anlayamadım.
"Her şey?"
Derin derin nefes alırken Koray odada gelip gidiyordu.

Sonunda durdu ve karşıma geçti.
"Her şey yalandı."
Tek bir cümle benim kalbimi sökmeme yeterli olmuştu.
"Ne demek her şey yalandı?!"
Ona kalkan ellerimi yakaladı ve tuttu.
Ona vurmamı engelledi.

"Sana aşık değildim! Seni sevmiyorum ben. Nasıl inanırsın annemin katilini seveceğime? Her şey şirketinizi batırmak içindi!"
Duyduklarım ile yıkıldım.
Yandım ve kül oldum.
Ben ona kanmıştım. Onun girdabına girip boğulmuştum.
"N-ne?"

Bebeğimin duyacağını sanarak, elimle karnımı tuttum.
İçimden "Korkma anne burda" diye fısıldadım.
"Duydun her şeyi."
Yaşadığım şoku hızlıca atlattım. Benden önemli olan bir şey vardı içimde.
Onu benden başka koruyacak kimse yoktu.

"Ben hamileyim!" Dedim gözlerimde tutamadığım yaşları serbest bırakarak.
"Kim bilir çocuk kimden?" Dedi ve sigarasını yaktı.

Bana ne demek istemişti. Ona aşık olup, kapılan kadını hem kandırmıştı, hemde aldattığını iddia ediyordu.
"Ben seni a-aldatmadım! Bizim bebeğimiz bu"
Sonlara doğru titreyen sesim ile başımın dönmeye başladığını hissettim.

"Umrumda değilsiniz?"
Koray'dan duyduğum laflara dayanamadım ve kapıya tutundum.
"O SENİN BEBEĞİN!"
"Hiçbir şeyim değilsiniz, sen ve o karnındaki"
"B-bunu bana y-yapabilirsin... Ama o senin çocuğun"
Ağlayarak söylediklerime ben bile inanamıyordum.
"Sana nasıl katlandım ben? Böyle bir plan yaptığım için kendimden utanıyorum.
Ucuz bedeninide git başkalarına sat"

Yüzüne attığım tokat ile bütün sesler kesildi.
Yüzüne bile bakmadan onu kapıdan dışarı ittim.
Hiçbir şey demeden o kapıdan çıkıp gitti.
Geride arkasında perişan olmuş bir kadın ve masum olan doğmamış bir bebek bıraktı.

Aşk girdabında kaybolan bir kadın.
Hem benliğini kaybetti, hemde o girdapta boğuldu.
Değer miydi? Bilinmez.

Unutmayın. Aşk bir girdaptır.
Ya boğulursunuz ya benliğinizi kaybedersiniz.
Ya canınız yanar,
yada can yakarsınız.

Ezgi Kesen bugün boğuldu, benliğini kaybetti ve canı yandı.
Ama bebeği için can yakacak.

Bölüm Sonu!

Namussuz Koray.

KALPSİZİN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin