7- Düşman

3.2K 177 31
                                    

Biz bir okyanustuk.
Ya bu oyunda boğulacaktık,
ya da bir hiçlikte kaybolacaktık.
Ben zaaflarıma yenik düştüm.
Boğuldum.
Sen ise zaaflarımı kullandın.
Geri kalan bir hiçlikte kayboldun.

Son duyduklarımdan sonra şoka girmiş gibiydim. Koray'ın kolumdan tutup beni arabaya götürmesinin ne zaman gerçekleştiğini anlayamamıştım.

Ailem.
Ben onların gözünde artık bir hiç olacaktım. Ben onlara ihanet etmiştim.

"Kahretsin ne yaptım ben?"
Mırıldanmamdan sonra Koray elimi tuttu.
"Sakinleş güzelim, hiçbir şey olmayacak."

Bakışlarım elimin üstünde olan eline kaydı.
Sonra ise bana olan bakışlarına.
Güven, çok önemliydi. Sevgi olmazsa olmazdı.
"Teşekkür ederim..." Fısıldadıktan sonra açılan kapıya döndü bakışlarım.

Burası benim evimdi, ev demek anılar demekti.
Ve ben yaptığım bir hata yüzünden anılarımdan ayrı kalacaktım.
Sevdiklerimden ayrı kalacaktım.

Koray arabayı park ettikten sonra hızlıca indim. İçeriye girmek için adımlayacaktım ki, birinin bana seslenmesi ile durdum.

"Ezgi nasıl yaparsın bunu bize?"
Sarp çocukluğumun en önemli parçası.
Zamanında bana abilik etmiş olan kişi.
"Sarp..." Titreyen sesim ve dolan gözlerim ona yavaşça arkama döndüm.
Ve döndüğümde onun hayal kırıklığı dolu bakışları ile karşılaştım.
"Seni nasıl koruyamam?!"
Sarp'ın bağırması ile yanına koştum. Şuan kendini suçlu tutuyordu.

"Sarp! Sen suçlu değilsin-"
"Ben seni koruya-"
"Her şey benim isteğimle oldu!"
Bakışları donuklaşsan Sarp ile geri çekildim.
Özür dilerim, özür dilerim...
"Ezgi? Sen benim kardeşimsin...Sen nasıl?"
Cevap vermedim. Yemin ederim ki konuşamadım. Boğazıma bir yumru oturmuştu, kalbime ise bir duygu.
Pişmanlık.
"Benim kardeşim en büyük hayal kırıklığımmış meğer?" Dedi inanamayarak.

Koray'ın kolumdan çekmesi ile içeriye girmiş bulundum.
Koray'ın kolumdan sürüklemesi ile seslerin yükseldiği yere geçtik.

Bir süre sonra karşımızda onları gördük.
Yılların düşmanları.
Kesen ailesi ve Toprak ailesi.

"SEN NASIL BÖYLE BİR ŞEY YAPARSIN?!"
Babam'ın bağırması ile ağlamaya başladım.
Tutamıyordum ağlamamı içimde.
Sürekli ağlayasım geliyordu.

Ben suçluydum, hatamı kabul etmem lazımken ağlıyordum.

"B-baba..." Babama ağlayarak konuştuğumda babam bana bağırarak sözümü kesti.
"Bana baba deme!" Babamın sesindeki acıya şahit oldum.
Böyle bir şey yaptığım için üzülüyordu.

"Ezgi ile her şeyi isteyerek yaptık suçumuz yok!" Koray'ın beni yanına çekmesi ile sarsıldım.
Bir süredir susan Ares abim ve Ayperi'ye döndü bakışlarım.
Çok utanıyordum.
Bakışlarında şaşkınlık, hayal kırıklığı ve öfke vardı.

Ares abim konuşacakken Ayperi abimi tuttu.
"Nasıl yaparsın bunu?" Sakince sorduğu soru ile daha çok ağlamaya başladım.
"Bana cevap ver Ezgi, bizlere bunu nasıl yaparsın?"
Sustum.
Hatamı bildiğim için konuşamadım.
Gözlerimin içine baktı ve oda sustu.

Sessizliğin ardından Kıvanç Toprak konuşmaya başladı.
"Karım yetmedi oğlumu da mı öldüreceksiniz?"
Sesindeki titreme kalbimde büyük bir sızıya neden oldu.
Yıllardır çok güçlü olarak bildiğim adam karşımda neredeyse ağlayacaktı.

"Ben Ezgi'yi seviyorum!" Koray'ın isyan eden bağırışından sonra babam konuşmaya başladı.
"Annenin katili olan bir aileden birini nasıl seviyorsun?"

Bakışlarım anneme çevrildi. Koray'a büyük bir hasretle bakıyordu. Biliyordu. Koray'ın Esin Toprak'ın aynısı olduğunu biliyordu.
Çok benziyordu annesi ile...

Annem titreyen sesi ile konuşmaya başladı.
"Esin zamanın da demişti, inanmamıştım..."
Bize baktı ve gülümsedi.
"Sizin birbirinizi seveceğinizden emindi..."
Aynı anda Koray ile birbirimize baktık.

"Ben Koray'ı seviyorum."
Benim konuşmam ile annem ağlayarak gülümsedi.

"Eğer onu seviyorsan bizden vazgeçersin Ezgi"
Ares Abim'in konuşması ile ölecekmiş gibi hissettim.
"Bu ne demek?!" diye yanında duran Ayperi bağırdı.
Abim ilk eşine sonra benim gözlerimin içine baktı.
"Ya o ya biz, karar ver Ezgi"

Biliyorum abi bana kızgınsın ama bunu yapacak kadar kızgın mısın?
"A-abi?"
İnanamayarak sordum.
Abim ise gözlerimin içine bakarak onayladı dediklerini.

Kimse konuşmuyordu herkes susmuştu.
Hatamı yüzüme vururken konuşmayı biliyorlardı ama seçim yapmamı isterken susuyorlardı.

Derin nefesler alarak konuşmaya başladım.
"Konuşsanıza! Benden seçim yapmamı istiyorsunuz! Hatamı yüzüme vururken ağzınıza geleni söylediniz! Şimdide konuşsanıza! Aşkıma saygı duysanıza..."

Herkesin gözünün içine tek tek baktım.
Bakışlarını benden çekmişlerdi. Hiç biri yüzüme bakmıyordu.
Titreyen sesi ile konuşmaya başladı Ayperi.
"Ondan seçim yapmasını istemezsiniz!"

Zamanında yaşadıkları kolay değildi. Beni anlıyordu.
Sonunda biri beni anlıyordu.
Ama kimseden çıt çıkmadı.

"Bu kadar mı söylecekleriniz?" Onlar kadar içimde olan hayal kırıklığı ile konuştum.

Kimseden çıt çıkmayınca hızlıca odama çıkmak için içeriye geçtim.

Peşimden kimse gelmemişti ama aşağıda tartıştıklarına emindim.
Ayperi beni savunmak için bağırıyordu.
Umarım benim için abimle arası bozulmazdı.

Eşyalarımı valizime koyduktan sonra hızlıca aşağıya indim.

Benim geldiğimi görenler bana bakmıştı.
Koray hızlıca yanıma gelmişti.
"Gidiyorum ama kimseyi seçmiyorum. Benden kimseyi seçmemi isteyemezsiniz. Gerekirse sizler için ölümü göze alırım ama asla sizler arasında seçim yapmam"

Son sözlerim bunlar oldu.
Koray'ın kolumdaki elini itip dışarıya çıktım. Peşimden kimse gelmedi.
Kimse benim arkamdan seslenmedi.

Arabaya binip hızlıca eşyalarımı koydum.
Arabayı çalıştırmadan son bir kez daha arkama baktım.

Beni bırakmalarını istemiyordum.
"Neden gelmiyorsunuz...Ben sizin biricik kızınız değil miyim?"
Kendi kendime konuşup gelmelerini bekliyordum.
"Geleceksiniz siz benim ailemsiniz..."

Bekledim.
Bekledim.
Bekledim.

Kimse gelmedi. Küçüklüğümün kahramanı olan abilerim gelmedi. İlk aşkım olan babam gelmedi.

"Gelmediler..."
Kendi kendime mırıldandım.
Arabaya bindim ve ağlayarak en güzel anılarımı yaşadığım evi terk ettim.

Unutturuldu anılar.
Yaşatıldı acılar.

BÖLÜM SONU!

Ağliyim mi?

KALPSİZİN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin