32-Benimle Evlenir Misin?

334 20 12
                                    

Başlıyoruzzz!!!

BUĞRA AK'TAN

Ailem burdayken yaşadığımız güzel geçen bir hafta  ve sevgilimle kızıma olan sevgim sayesinde uzun süredir aklımda olan düşüncem kesinleşmişti.

Küçükken annem doğum günlerimde hüzünlenirdi "bahtsız oğlum" derdi bana. Nedenini öğrenince ve en sevdiğim kişilerde görünce daha iyi anladım.

Babasızlık gerçekten zordu evet ama babası tarafından terkedilmiş olmak daha zordu.

Ben annemin yaşadıklarını görünce ona bir söz vermiştim. "Ben asla aşık olduğum kadını terketmeyeceğim anne, babam gibi biri olmayacağım." Ve ben anneme verdiğim o sözü tuttum. Asla o adam gibi bir baba olmadım.

Aslında biyolojiksel açıdan hala baba olmadım ama baba olmak için biyolojik olarak katkımın olmasına gerek yoktu.

Baba olma; evladının tek bir gözyaşı için dünyaları yakacak olmaktı.

Ben kızımın tek bir gözyaşı için dünyaları yakacak bir adamdım.

Evladım ve onun annesi, hayatımın anlamı ile artık gerçek bir aile olmak istiyordum. Onunla her gün  aynı yatakta, kızımızın sesiyle uyanmak ve onun kokusuyla uyumak istiyordum. Artık aynı yastığa baş koyalım istiyordum. Bu bir haftada kendi çapımda bir şeyler hazırlamıştım. Evlilik teklifimi ilk tanıştığımız yer olan Eyfel Kulesi'nin orda edecektim.

Biz oradaki restoranda yemek yerken Elmas ve Emre hazırlıkları yapacaklardı. Ailem Türkiye'ye döndüğü için biz kendi aramızda yapacaktık.

"Bu akşam sana bir süprizim var." dedim başını göğsüme yaslamış olan Ezgi'ye. "Ya ne süpriziymiş o?" Gece oynadığı oyuncağı bırakıp annesine döndü. "Anne süprizler söylenmez."
Kızımızın çok bilmişliğine gülerken Ezgi ikimizede göz devirdi. "Siz iyice babalı-kızlı takım oldunuz, ben gidiyorum." Gece ayağa kalkıp, annesinin kucağına atladı. "Şaka anne özür dilerim." Dedi. Ezgi Gece'yi havaya kaldırıp döndürürken Gece neşeyle kahkaha atıyordu.

"Akşam resmi bir yere gideceğiz istediğin gibi giyinebilirsin." Dedim. Ezgi Gece'yi indirdikten sonra hızlıca merdivenlere koştu. "Ben hazırlanmaya kaçar!" Gece giden annesinin ardından bakarken bu sefer onu ben kaptım ve havada atıp tutmaya, onu döndürmeye başladım. "Baba indir beni seninle oyun oynayalım."

Onunla birlikte oyun oynadığı yere geçtik.
"Şimdi sen kuaför ol bende müşteri." Dediğine anlamsızca bakarken ikimizde birbirimize bakıyorduk. "Kızım doktorculuk oynasak? Benim en iyi yaptığım şeylerden biri." Gece hayır diyerek başını salladı. "Merhaba kuaför, ben oje yaptırmak istiyorum" Onu kırmamak için hiç oje sürmeyen biri olarak yanda duran pembe simli ojeyi elime aldım ve ona gösterdim.

"Hoşgeldiniz. Bu nasıl?" Sesimi incelterek konuştuğum için Gece gülüyordu. "Evet bundan olsun." Gece elini bana uzattığında Ezgi'den gördüğüm kadarıyla sürmeye başladım. "Kuaför taşırıyorsun!" Gerçektende Gece'nin tırnaklarına baktığımda, tırnakları hariç bütün elinin oje olduğunu gördüm.
"Ben yeniyim bu işte ondan böyle." Gece ojeyi elimden aldıktan sonra göstermeye başladı. "Bak böyle süreceksin. Bunu da mı ben öğreticem. Gidiyorum ben baybay." Gece giderken arkasından şaşkınca bakıyordum.

"Bu kız kime çekmiş acaba?"

Hava almak için bahçeye çıktığımda Elmas'ın oturduğunu ve büyük bir kutunun içine baktığını gördüm. Yanına oturana kadar beni farketmemişti. Beni farkettiği an kutuyu kapatmak için çabaya girdi ama vazgeçti.
"İstersen gidebilirim?" Diye sordum ona. Elmas endişeyle; "Hayır Buğra Abi yanlış anladın. Bu kutuda senin kardeşlerinle yaşadıklarımız var." Göz ucuyla kutuya baktığımda en üstteki fotoğraf gözüme çarptı.

KALPSİZİN KALBİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin