4.İhtimaller içinde

6.3K 201 108
                                    




Senin bana nasip olman, şahsi hayatımın en değer biçilmez talihidir.

-Nazım Hikmet-









Karan Zorlu

Bugün içimi belli belirsiz bir his kaplamıştı. Anlamlandıramadığım bu his bugündür bende kafa karışıklığı yaratıyordu. Kötü bir his değildi ama kalbimin sıkışmasına neden oluyordu. Toplantıda bile başa çıkamayıp yarısında bitirmiş ve buraya gelmiştim. Şimdi de beynimi talan eden düşünceleri biraz olsun bastırmak için babamın gençliğinde sık sık geldiği meyhaneye kendimi atmıştım.

Etrafımdaki her ses susmuş sadece kafamın içindekiler konuşuyordu. Derin bir nefes aldım, rakımdan yudumlayacakken telefonumun çalmasıyla birlikte bardağı masaya geri koydum. Ceketimin iç cebinden çıkardığım telefonun ekranında beklediğim gibi tek bir isim yazıyordu.

Bora.

İçeride çok ses vardı, müzik çalıyordu ve insanlar hep bir ağızdan eşlik ediyordu, duyamazdım. Bu yüzden telefon kapanmadan kendimi dışarıya attım. Önemli bir şey olmadıkça aramamasını söylemiştim, aradığına göre ciddi bir konu olmalıydı.

Umarım öyledir.

"Söyle." Dedim aramayı yanıtladığım gibi.

"KARAN!" Bağırmasıyla telefonu kulağımdan uzaklaştırarak sinirli derin bir nefes aldım. Bu defa sövmeyecektim.
"Bora ben yanına gelip sesini soluğunu si-" Gözlerimi sıkıca birbirine bastırdım. "Bana gerçekten önemli bir şey söyle Bora."

Aramanın diğer ucundan telaşlı sesi geliyordu.

"Karan ben bu şirketin diğer ortağına demiştim ya hani fazla hisse sahipliği benim olsun, benim sözüm geçsin diye.." Ciddi bir şey olmadığı konudan belliydi ve ben gerilmeye başlamıştım. Sıktığım dişlerimin arasından "Ee?" Dedim.

"Ortak Türkiye'ye taşınmış!" Beni bunun için mi aramıştı. Ayrıca kendi problemiydi, bana niye anlatma gereği duyuyordu?

"Bu konunun benimle alakası ne Bora?" Oflama sesleri kulağımı doldurmuştu.
"Ya anlatmama izin vermiyorsun ki.. İşin korkunç tarafı dün ben havaalanında karşılaşmışım kızla, bugün ortağı araştırayım derken bir baktım dünkü kız. Bir de ben buna 'Sarı mafya' falan dedim."

Sarı mafya.

Gülecek gibi olmuştum ama hemen toparladım. Bu adamın saçma sapan taktığı isimler ilginç bir şekilde yaratıcı oluyordu.

"Asıl önemli olan kısmın içinde sende varsı-" İçeriden bağırma sesleri yükseldi. Sanırım olay çıkmıştı. "İşim çıktı." Diyip telefonu yüzüne kapattım. Hızla içeriye girdiğimde gördüğüm görüntü donup kalmama neden oldu.

Yaklaşık 25-26 yaşlarında bir kadın dört adama kafa tutmuş kafalarında sandalye kırıyordu. Yardım etmek istemiştim ama hiçte yardıma ihtiyaç duyar gibi bir hâli yoktu. Sessizce kenarda durup izledim. Etkisiz hâle getirdiği iki adam yerde öylece yatıyordu ama diğer ikisi bir anda üstüne saldırmışlardı. Adam kadının boğazını öyle bir sıkıyordu ki nefessizlikten yüzü kıpkırmızı olmuştu.

Tam yanına gideceğim sırada adamın erkekliğine attığı tekmeyle onuda yere serdi. Arkasındaki adamında gözlerine parmaklarıyla baskı uygulayarak kollarından kurtulmuştu. Bu kadın her kimse oldukça zeki ve her yönden güçlü birisine benziyordu.

Adamın kollarından kurtulduğunda ellerini boğazına götürerek öksürmeye başladı. Hızlı adımlarla yanına gitmeye başladım. "Ne olu-"

Söyleyeceğim cümleyi ağzıma tıkan şey yüzüme yediğim sert bir yumruk olmuştu. Acıyla elimi burnuma götürdüm. Bir kadına göre eli çok ağırdı. Öfkeyle ona bakmaya başladım, o da endişeli gözlerle bana bakıyordu.

İNTİZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin