11.Aşk pusulası

3.6K 200 99
                                    









Çok güzel gülümsüyordu sevmeden geçemedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok güzel gülümsüyordu sevmeden geçemedim...

Cemal Süreya



★★★



İçimdeki karmaşık duygular beni boğuyordu. Karan'a karşı hissettiğim duyguların ne olduğunu tam olarak anlayamadığım için kafamdaki karmaşayı bir türlü çözemiyordum. Onunla birlikte olmanın bana verdiği huzur ve güven duygusunu yaşarken, aynı zamanda bu duyguların neden olduğu belirsizliği beni fazla boğuyordu.

Kendimde çözemediğim bu duygularla yüzleşmekten kaçmak için, tek çare olarak herhangi bir şey söylemeden gitmiştim. Önce kendi içimdeki karmaşayı netleştirmek, duygularımı anlamam gerekti. Bu yüzden beklenmedik bir anda kaçtım. Uzaklaşmak, hem benim hem de Karan'ın iyiliği için yapmam gereken bir adımdı. Aklından ne geçiyordu bilmiyorum ama umarım ben yanlış düşünmüşümdür.

Güneşin yüzüme yüzüme vurması beni bunaltmıştı. Damla gelene kadar taksi aradım ama yoktu. Elimle yüzüme yelpaze yaptım. "Başka zaman olsa taksi kuyruğu olur. Lazım ya olmaz şimdi!" Ne kötü şans ki Damla'nın arabasıda tamirdeydi. Telefonumu çantadan çıkarıp, çalışanlardan birisini arayarak attığım konuma gelmesini söyledim. Fena bunaltıcı bir hava vardı ve domates gibi kızarmıştım. Dakikaları sayarken araba önümde durmuş, Damla'da içeriden çıkmıştı. Damla'nın arkasındaki Karan ile göz göze geldiğimde bakışlarımı ondan çekip arabaya bindim, hemen ardımdan Damla bindi. "Kızım ne oldu birden, adama bir şey demeden koştura koştura çıktın? Arkandan bakakaldı."

"İçerisi beni baydı biraz, o yüzden." dedim. Serinlemek için camı açtı. "Sende bir şeyler varda neyse. Oturalım bir yerde de konuşacağız." Kafamı ağır ağır salladım. Birisinden bu konuda akıl almam gerekti ve düşüncelerimi rahatlıkla paylaşabileceğim tek insan Damlaydı. Açık olan camdan gelen rüzgar, yüzüme şiddetle vuruyordu. Rahatsız olduğum için bana gelmeyecek şekilde kapattım.

Ara ara ettiğimiz kısa sohbetin ardından Damla'nın önerdiği bir mekana geldik. İnmeden önce Çağrı ile dikiz aynasından göz göze geldim. "Bugün kendi evime geçeceğim, güvenlikleri iki saat içinde ayarlamış olursunuz. Ha birde ben arayınca Damla için ayrı birisini gönderirsin, Karan'ın evinden eşyalarımı ona aldıracağım."

"Nasıl isterseniz İdil Hanım." Hafif bir tebessümle arabadan indim. İçeriye girdiğimde hemen köşedeki rahat koltuklardan birine oturdum. Gözlerim mekanın içinde dolaşırken, beynimi zorlayan sorularla başa çıkmaya çalışıyordum. O sırada, Damla geldi ve yanıma oturdu.

"Siparişlerimizi verelim, hemen anlat." demesinin üstüne garsonda gelmişti.

"Hoş geldiniz."

Damla minik bir gülümsemeyle karşılık verdi. "Sağolun, ben bir karışık tost ve portakal suyu alayım." Bakışları bana döndü. "Sen ne istiyorsun?"

İNTİZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin