On dört yaşındayken Diyarbakır ın Kocaköy ilçesi gibi bir şehirden bursa nın nilüfer gibi bir ilçesine taşınan hayatın ve aynı şekilde babasının acımasız tarafıyla da orda tanışan küçük bir kızın hikasi; yani
benim hikayemDiyarbakır'dan para sıkıntısı çektiğimiz için ayrılmıştık ben gittiğimiz için gerçekten mutluydum
. sonuçta hayatımda ilk defa Diyarbakır'ın dışına çıkacaktım ama aynı şekilde de gitmek istemiyordum çünkü bütün arkadaşlarım buradaydıBabam bize iş bulmak için bir hafta önceden Bursa'ya gitmişti ve gerçekten bir hafta dolmadan iş bulmuştu bir fabrikada çalışacaktık benim gibi bir çok çocuk çalıştırılıordu insanlar neden çocuklarını fabrikada çalıştırırki ! Buradakai herkesinmi maddi durumu kötüdü ! Hiç sanmıyordum
Fabrikada çocuk işçi çalıştırmanın sonradan yasal olmadığını öğrendim bursaya geldiğimizde babam ilk tekmeyi bize orda vurmuştu
Babam bize ev ayarlamamıştı çadırda kalacaktık
Sadece biz değil yüzlerce ev vardıHayal kırıklığının tam olarak ne olduğunu orda anladım neyseki haziran ayındaydık yani o kadarda soğuk değildi
Babamın dediğine göre sadece on beş gün orda kalıp eve geçecektik ve tabiki öyle olmamıştı sonra bir ay dedi sonra bir buçuk aya kadar çıktı
o sırada banyoyu soğuk suda yapmamız gerekiyordu ve bu gerçekten çok zorduBir buçuk ayın sonunda eve geçebilmiştik eve bakmaya annem ile babam gitmişti annem tekrar geldiğinde yüzünün asık olduğunu fark ettim beliki evi beğenmemiş ti ve aynı şekilde başka şansı olmadığını da biliyor gibiydi.
Aynı gece eve taşınmıştık çok hızlı bir şekilde toparlanıp çok hızlı bir şekilde yerleşmiştik ne olduğunu anlamadım bile
İlk başlarda çok mutluyduk çünkü babam istediğimizi alıyordu bize ama sonradan babamın gözünü tamamen paranın bürüdüğünü fark ettim ilk aldıkları şeyler sadece bizi kandırmak içinmiş ve biz bunu çok geç fark ettik
İşe başlamıştık iş gerçekten ağırdı en azından benim için.
Herkes haftada bir dinlenirken
Biz ayda bir dinleniyorduk bir gün hasta olduğum için işe gidememiştim dolayısıyla annem de başımda bekliyordu bu böyle bir hafta sürmüştüdoktorun verdiği ilaçlar hic bir işe yaramıyordu babamın her geçen gün bana tavrı değişiyor du.
Sanki hasta olmayı ben seçmişim gibi davranıyor du sanki beni yapmayı onlar seçmemiş gibi davranıyor du.
Git gide kendimi daha kötü hissediyordum.
Babam bir gün eve sinirli bir şekilde geldi ve bana bağırmaya başladı bir haftadır annem ile evde olduğum için işten atıldığımızı söyledi korkmaya başlamıştım babamın bu halleri beni korkutuyorduBabamın canımı yakmasından korkuyordum o anda babamın bu bir hafta içinde değişimini gördükçe bana zarar verme ihtimalininde artığını düşünüyordum
Annem de babamın bağırma seslerini duyar duymaz yanımıza gelip ne olduğunu sordu Babamda bağırarak;
-Ne olcak sen ve kızın bir hafta evde oturdunuz patronda daha fazla dayanamayıp hepimizi kovdu dedi ve bana hızlı ve öfkeli Bir şekilde bana baktı gözlerimi devirdim ve anneme baktımAnnem şaşkın bakışlarla bana bakıyordu annemin gözlerinde korku vardı ve aynı şekilde endişede ama ne korkusu ne de endişesi bana değildi bunu gözlerinde görebiliyordum sadece babamaydı annem de bu büyük değişimin farkındaydı tabiki oda benim kadar çok korkuyordu
Sadece bize değil kendinede zarar verebilirdi aklımdan aynı şekilde bir anda Diyarbakırı özlediğim de aklıma geldi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLİ YARALAR (DÜZENLENİYOR)
Não Ficção14 yaşında Diyarbakırdan bursaya taşınıp bütün ailesinin tek tek gözlerinin önünde ölüşünü izleyen ve bu hayta tek başına nasıl kalmak zorunda olupta nasıl tüm zorluklara göğüs germeye çalıştığını okuyacağız