5. Bölüm | Geçmişin anahtarı 𝐈

594 54 64
                                    

Yazardan

(02.12. Alperin doğum günü kutlaması)

"Sevgili yolcularımız Bursa Yenişehir Havalimanından birazdan kalkış için müsaademizi alacağız. Almanya Stuttgart' ta olan uçuşumuza İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanın üzerinden aktarmalı ile uçacağız. İstanbul'a varmamız bi hayırlısıyla yarım saatımızı alacak, inşaAllah. Lütfen telefonlarınızı, elektrikli eşyalarınızın internetini kapatın. Şimdiden hayırlı yolculuklar, önce Allah'a sonra canınız bize emanet." dedim sakin sesim ile, ardından anons sesi düğmeye basmam ile duyuldu.

Pilot kulaklığını boynuma doğru indirmem ile yanı başımda oturan kuzenime bir bakış attım. O da uçaktaki son kontrolleri alıyordu.

İnsanın sevdiği mesleği yapması, bu yolculukta yanında ise kardeşi, dostu, yoldaşı olması ne güzel. Küçüklüğümden beri yanımda olan, özellikle de annemi kaybetmemden sonra daha kuvetli birbirimize tutunduk. Gün geldi hırpalandık, günü geldi duvar gibi dimdik durmamız gerekti..

Elimi koluna koyup, ona "iyiki varsın" demeyecektim. Sulu erkek olmazdı ya :) Onun yerine "hazır mısın deli fişek?" dedim. "Tabikide yıldırım. Bu uçuşu da ölümsüzleştirelim olur mu?" dedi çapkın bir gülüş ile. Gözlerimi kısarak ona bir bakış attım ve "yapalım be deli oğlan" dedim.

Biz, bize gelen kalkış emrini beklerken, aramızdakı kapı hafifçe tıklandı, aynı zamanda da kapı açıldı.

Arkamızı dönüp de kimin geldiğine bakındık. Bazen insanları anlamıyordum, madem kapıyı açacaksın niye tıkladıyorsun. Ha tıklattın, neden beklemiyorsun da hemen açıyorsun. Bazi insanları anlamak gerçekten çok zordu.

Bir şeyi sorgulamacaktın, 27 senede öğrendiğim en gerekli bilgilerden birisiydi..

Hayat fazlasıyla insanı zorlar. Ama zorlamakla kalmaz..seni sınava da sokardı. Ya harabe bir şekilde geçerdin, yada tökezleyerek. Öyle yada böyle geçiyordun, geçmek zorundaydın..

Kapıda dikilen ve bize mucip sırıtışı ile bakınan Dilaya gözlerimi dıkmıştım. "Bir şey mi oldu Dila?" diye sordu Sinan. Dila ise kafasını hayır anlamında sallayarak, "yolcuların hepsi hazır bir vaziyette. Yola çıkmadan evel de birer kahve iyi gelir diye düşündüm." dedi ve bize elinde tutan iki karton bardağı dolu sıcak kahveyi uzattı.

"ince düşüncen için teşekkür ederim Dila, ama tam bu ortamda gerçekten kahve içilir mi..bi düşünsen mi acaba?" dedim herzaman ki soğuk sesim ile. Sinan bana kınar gibi bir bakış attı yandan. Ona ne var dercesine baktım, anlayacağınız boş boş bakındım. Sinan, dila' nın elindeki iki kahveyi alıp ona teşekkür etti.
" Ben üzgünüm, böyle ani tepki vereceğini düşünemedim.." Dila yı arkadaş olarak seviyordum, tatlı ve güzel bir kızdı. Lakin bazen fazla fevri ve düşüncesiz davranıyordu. Ben önüme dönerken de kalkış komutu duyulduydu. Herkes yerlerine geçti.

Dila pilot alanının kapısına kapatırken, Sinan'ın boş boğazı konuşmaya başladı. "Abi, ne diye tersliyorsun kızı ya? Alt tarafı bir kahve getirmiş. Ama iyiki de getirmiş bee" ben ona hoşnutsuz bir bakış daha attım, ardından " bak, terslemedim, bu bir. İki..Allah aşkına Sinan pilot odasında hiç içecek içilir mi be? Ya dökülürse, sonra çık çıkabiliyorsan belanın içinden.." Sinan kafasını anlamaz bir şekilde salladı. "Sen küçükken de böyleydin, çok fazla düşünüyorsun. Bırak..oluru varsa olur zaten, kasma bu kadar abiliğim bee..beni de kasıyorsun böyle. Allah'ın izniyle bir şey olmaz."

Sinan kahve bardakların birisini bitirince ötekiyle de oynuyordu. "Abi, içmeyeceksen içiyorum bak." bi eli dursa, bir ayağı durmuyordu bu delinin. Benim sinirlerimle oynuyordu...ya sabır ya sabır.. "ne halt yapıyorsan çabuk yap, ama ötede yap emi"
Ben kulaklıkları takmak isterken, ani bir hareket yapıp cihazın üzerine dökmek üzereydi. "Lan Sinan git başımdan bee, manyak mısın nesin oğlum sen..sana az öte de iç dedim! Sana uçacam şimdi." Ya sabır, ya sabır..

DAMAR YOLUNDAN AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin