2. Bölüm | kaçamak

1.2K 88 49
                                    

Otoparka varmıştım ki, telefonum çalmaya başladı. Oysa daha doğru düzgün hastaneden çıkmamıştım. Yorgun halimle telefonumu çantamın ön cebinden çıkartıp, aynı yorgun sesim ile aramayı açtım.

"Alo?" ses gelmedi. Tekrardan "hallo?" ("Alo?") dedim. Telefonu kulağımdan çekip arayanın kim olduğuna baktım. Bilinmeyen numara diye bir şahıs beni bu saate niye arıyor?! Tamam aramasını geçtim, madem arıyor neden cevap vermiyor? Bende daha fazla soğukta oyalanmadan Telefon aramasını kapattım, zaten hiç bir ses gelmiyordu.

Arabamı anahtar ile açınca çantamı da arka koltuğa attım. Anahtarla arabayı çalıştırdım ve otoparktan çıkmaya koyuldum. Çalışma kartım ile çıkış üçretini ödedikten hemen sonra soğuk hava beni kendisine çekmişti. Arabada olmam, soğuk havayı hissetmeme engel falan değildi. Arabayı ısıtamayacaktım, çünkü akşam hastaneye gelirken bozulası tutmuştu. Bula bula kış ayında bozuluyordu.

Eve varmam bi bir saatimi almıştı. Trafik fazlasıyla doluydu. Büyük ihtimal hava soğuk olduğu için metroların rayları buz tutmuştu, ve bu büzden bizim şehirdeki insanlar çocuklarını okullara yetiştirmeye çalışıyordu. Bunu tabikide sevgili meslektaşlarımdan öğrenmiştim. Dairemin girişine varınca arabamı boş bir yere park ettim. Kilitlendikten hemen sonra, anahtarım ile apartman kapısını açtım.

Dairem üçüncü katta olduğu için biraz merdiven çıkmam gerekti. İkinci anahtarım ile de daireme giriş yaptım. "Selamunaleyküm anneciğim, ben geldim" dedim kapıyı kapatırken. "Aleyküm selam güzel kızım" diye bağırdı annem mutfaktan. Ardından aralıktan gözüktü, ve üstüne giydiği önlük unla harmanlanmıştı. Annem 150 boylarında, 49 yaşlarında tontiş bir kadındı. Başında hiç eksilmediğini tülbenti ile her tarafa mutluluk saçıyordu.

Annem eskiden hemşireydi, ardından uzun bir süre Akciğer kanseri ile savaştı. Uzun terapi yöntemleri, farklı farklı ilaçlar aldı. Bu süreç bizi çok yıprattı, en çok da annemi. Ama asla yenilmedi, hep savaştı. Annemin bu huyunu özellikle çok seviyorum. Bana hep hayatta en çok kendin ile savaşmayı öğretti. Allah'a şükür bir dört ay önce yendi hastalığı.

Uzun gayretler sonuçu yine evdeydi. Tabi annem pek evde oturmayı sevmez. 1 1/2 ay önce yani ekimin sonları, kasımın başları bizden habersiz işe başladı. Abim ile bunu öğrendikten hemen sonra ortam bi gerildi.

Ama haklı değil miyiz? Daha hastaneden çıkalı iki üç ay olmuş, evde otursana annacuğum! Ama yok, karanlık bulutlar aramızda dolanmasın diye ortak bir yol bulduk. Az ve kısa vardiyeli bir şekilde hademe olarak çalışıyor. Az vardiyeli dedim de, bu haftada iki gün yaklaşık iki- üç saat demek, o kadar. Gerçi hala tam anlamıyla içime sinmedi. Ama hastaneye hemşire olarak, yine aynı şekilde strese ve baskıya maruz kalmasına da asla izin vermezdik. ASLA!

Ben annemin canını çöpte bulmadım. O benim, bizim müceferimizdi. Ona bir şey olsa dünyaları yakardık. Babam ise araba firmasında üç vardiyeli çalışıyor, benim gibi :) pek birbirimizi gördüğümüz söylenemez.. ben sabahçıyken, o öğlenci. Babam gececiyken ise ben öğlenci. Bazı günler bir iki saatlik olsada birbirimizi görüyoruz. Oradalar iki haftanın hasretini yaşıyoruz.

Hayat bizimle oynuyordu. Aynı çatıda yaşayan insanlar birbirlerini ekmek parası için göremiyordu.. annemin geçirdiği hastalığı hepimizi pert etti. Bu süreçte en çok annem güçlü kaldı. Ben geceleri uyuyamıyordum, kafamda bin bir tüllü senaryolar. Acaba diye başlayıp, ölüm ile sonlanıyordu.

Ben kaç gece, kaç gündüz etmiştim.. babama bakılınca, o dışarıdan hep güçlü, hep duygusuz gözüksede içi içini yiyordu. Annemi o hastane koridorlarında görmek, beni benden alıyordu. Tamam hastanede çalışıyor olabilirdim, yalnız hastane yataklarında insan sevdiğini görmek ayrı bir acı veriyordu..Abime gelirsek eğer, Musat Yaygara. Pırıl Yaygara ,yani yengem, ile dört senedir evliydi. Ayrıça iki yaşında bir pirensessss yeğenim vardı. Mirasu. Minik sarı saçları ile annesine benzeyen, ama Ela gözlerini babasından almış. Huyunu da benden. Ne derler bilirsiniz: Kızın huyu, halasına benzermiş :)

DAMAR YOLUNDAN AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin