5. Bölüm

12.7K 534 30
                                    

Aşağı hafif şarkı mırıldanıp inerken sesler duymaya başladım.

₺: Çok tatlı lan

&: Harbi bu kadar beklemiyordum

#: İsteme anında durumu iyi idare etti valla ben olsam kahkaha atardım

?: Sevecen birisi

!: Vay anasını nasıl anladın bunu

Onları daha fazla dinlemek istemediğim için kapıdan çıkıp onları yeni görüyor gibi davrandım . Onlara gülümseyip arabaya doğru ilerledim .

Umarım bana bakmıyorlardır çünkü böyle durumlarda aşırı stres olurdum .

Arabanın yakınına gelince arabayı açtım ve elbiseyi bagajdan aldım.

Babamın arabası gerçekten dağ arabası olduğu için kapatmak için hafif zıplayıp bagajı kapattım.

Elbiseyi omzuma atarak arabanın arka kapısını açtım . Az bir şey makyaj malzemesi getirmiştim çünkü makyaj tazelemem gerektiğini düşünüyordum.

Parfümümü alıp abartmadan tazeledim ve arka koltuğa sakince bıraktım.

Makyaj çantasını ve elbiseyi tutarken ayağımla kapıyı kapatıp kitledim ve kapıları kontrol edip geri yürümeye başladım.

Kapıları kontrol etmezsem içim rahat etmiyordu .

Onlara kısa bir bakış atıphızlıca içeri girdim .

Kapıyı açan kişiye teşekkür edip Dicle ablanın odasına eşyalarımı bıraktım.

Babam beni görünce yanıma geldi .

Babam: Kızım bagajdaki kutu varya onu getirebilir misin ? Ben alacaktım ama işim var şuan

Balın: Hemen üstümü değiştirip alsam olur mu ?

Babam: Olur olur sağol kızım

Babamın yanağını öpüp odaya geçtim ve başka bir odada üstümü değiştirdim.

En büyük yenge: Kız maşallah çok yakıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

En büyük yenge: Kız maşallah çok yakıştı

Ortanca yenge: Güzel olana her şey yakışır maşallah

Onlara da teşekkür edip onları övmüştüm . En küçük yenge "kız ne kadar tatlısın" diyerek bana sarılmıştı ve ben de gülüp karşılık vermiştim.

Gözüme biraz highlighter sürüp allığımı da tazelemiş ve eski elbisemi de kutusuna koyup tekrar çıkmak zorunda kalmıştım.

İnşallah dışardakiler içeri girmiştir diye dua ederken daha da arttıklarını gördüm.

Onlara tekrar gülümseyip hızlıca arabaya yürüdüm. Tekrar açıp eşyalarımı hızlıca koydum .

Sonra tekrar bagajı açıp kutuyu almaya çalıştım.

Çünkü çalıştım diyorum ağır gelmişti.

Kutuyu aldıktan sonra bir kutu daha olduğunu gördüm .

Babamı arayıp ikinci kutuyu alıp almayacağımı sordum . Bana onu da almamı söyleyip kapatınca onu da aldım .

Onları yere koyup bagajı gene parmak uçlarımda yükselerek kapattım.

Abimin arabası bu konuda daha rahattı .

Şimdi ise kutuları içeri taşımak vardı . Üzgünce kutular ile bakışıp haydi bismillah diyerek kutuları taşımaya başladım.

Kutulardan sadece hafif görebiliyordum ve sinirim bozulmuştu.

Kaşlarımı çatıp kutularla ilerlemeye devam ettim .

Umarım çok komik gözükmüyorumdur çünkü son isteyeceğim şeylerden biriydi.

Sonunda kapıyı gördüğümde ilerledim ama son dakika hesaplamayıp kapıyla bir çarpışma yaşadım.

Kafam acıdığı için yüzümü buruşturup bu sefer temkinli bir şekilde kapıyı açtım . Tekrar eve girdiğimde babamın yanına gittim ve kolileri bıraktım

Balın: Baba bunların içinde ne var çok ağır bunlar

Babam: Vazo almıştım o kızım . Unuttum ben ağır olduklarını keşke beni çağırsaydın

Balın: Önemli değil babacım kas yaptım bir şey olmaz

Babam ve diğerleri gülünce ben de güldüm ve Dicle ablanın yanına gittim .

Dicle ablanın güzelliği karşısında bir dondum ama ona elimle mükemmel olmuşsun işaretimi atıp telefonumla oynamaya başladım.

Sonunda gitme vakti geldiğinde erkekler ayaklandı ve ben Dicle ablanın koluna girerek bizim arabaya doğru yürüdüm.

Arabalara binip kınanın olacağı mekana doğru gitmeye başladık. Ben şimdiden yorulmuştum ama baya mutluydum.

Mekana geldiğimiz andan itibaren erkekler kovulmuş ve müzik başlamıştı.

Beni baş masaya oturtmuş ve Dicle ablaya kına yakmaya başlamıştık.

Yemekler de gelmiş ve sonra oynama seansı başlamıştı.

Ben oynamaktan hiç haz etmesem de yengeler beni zorla kaldırmış ve oynamaya başlamıştık.

Özellikle Dicle abla hiçbir şekilde beni bırakmıyordu .

Artık yorgunluktan hepimiz helak olmuşken içecek molası verdik .

Yaklaşık üç şişe su ve birkaç meyve suyu bitirmiştim. Soğuk soğuk çok iyi gelmişti ve fazla sıvı tüketen biri olarak enerjim yerine gelmişti.

Saatler böyle ilerlerken sonunda kapanış zamanı geldi .

Biz yorgun argın eve döndükten sonra salondaki babamın yanına gittim ve anında kafamı omzuna koydum

Babam: Güzelim çok mu yoruldum

Balın: Kaç saat olduğunu bilmiyorum ama bizi bıraktığınızdan beri Dicle abla ile oynadık.

Benim ağlamaklı sesime karşı babam gülmüştü.

Ben ne zaman aşırı şekilde yorulup uykum gelse aşırı duygusal ve ağlak olurdum . Ve genellikle soru sorulduğunda alakasız cevaplar verirdim .

Babam: Biz artık kalkalım yoksa benim kız yorgunluktan bayılacak

Çoğu kişiyle zar zor sarıldım ve kalabalığın dağılmasıyla mutlu oldum

Babama efsanevi bakışlarımı atıp kucakta taşımasını istedim .

Beni kıramadı ve anında kafamı onun göğsüne yasladım , hiç yürüyemezdim .

Babam yürürken evden çıkış yaptık

Babam: Benim kızım çok mu yorulmuş?

Balın: Hı hı

Babam: Sen bir de bu topuklularla mı dans ettin ?

Babamın söylemesi ile daha ağlamaklı oldum

Balın; Ben bu kadar olacağını tahmin etmemiştim ki

Babam: Eğlendin mi bari ?

Balın: Eğlenmek ne kelime bayıldım ! Uzun süredir bu kadar eğlenmemiştim .

Babam: Bende uzun süredir seni bu kadar heyecanlı ve mutlu görmemiştim

[Yeni bölümle gene karşınızdayım.

Bugün efsanevi hasta olduğum için okula gitmedim ama bire kadar falan uyudum . Yemek falan yedim derken yeni bölüm yayınlıyorum.

Bugün bir bölüm daha gelebilir iyi olursam . Hepinize iyi okumalar seviliyorsunuz 🤍🐢]

Üvey Mutluluğum /Abilerim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin