Son olarak iki tane içecek aldıktan sonra arabaya doğru ilerlemeye başlamıştık. Hava hafiften kararmaya başlamıştı ve ben yorulmaya başlamıştım.
Abim gene zift gibi kahve içerken ben şekerli soğuk içecek içiyordum .
Ben abiminkinin tadına baktığımda yüzüm buruşuyor o da benimkinin tadına baktığında yüzü buruşuyordu .
Abim arabayı çalıştırdığında onun içeceğini tutuyor ve arada ona içiriyordum .
Biz gene şarkı söyleyerek eve geldiğimizde abim arabayı park etmiş ve ikimiz de inmiştik . Bu sefer poşetlerden bazılarını hızlıca alıp abimin koluna girmiş ve ilerlemeye başlamıştım.
Diğerleri fazla ağır olmasa da peluşlar gerçekten büyük ve diğerlerine göre ağırlardı .
Evin kapısını açtıktan sonra içeriye girdik .
Babam; Sonunda geldiniz , bir an kızımı kaçırdın sandım
Abim: Kardeşimi neden kaçırayım baba
İkisi de bir süre bakışmış sonra sarılmışlardı . Ben de aralarındaki ilişkiye gülüp Dicle ablaya sarılmıştım.
Aldıklarımızı göstermek için babamın sihirli sözcükleri söylemesini bekliyordum .
Babam: Ee ne aldınız bakayım ?
Gülümseyip hemen abimi oturtmuş ve poşetleri getirmiştim.
Abi takımı gene her zamanki yerlerindeydi ama bir kere bile bakmamıştım.
Hemen ilk peluşu çıkarıp babamlara gösterdim. Teker teker hepsini anlatıp peluşları bitirdim ve sıra abimle yüzümüzü bastırdığımız peluşa geldi .
Büyük bir heyecanla gösterdiğimde babam ve Dicle abla fazlasıyla gülmüş ve biz de onlara gülmüştük .
Sıra kitaplara geldiğinde abime sürpriz yapacağım kitap dışındaki tüm kitapların konusunu özetleyip gösterdim.
Sıra makyaj malzemelerine geldiğinde daha da heyecanlı bir şekilde poşeti aldım .
Babam halime gülüp dinlemeye devam etti
Ben bütün hepsini açıp renklerini gösteriyor sonra efsane bir icatmış gibi gösteriyordum .
İki glosstan renksiz olanı abimin dudağına renkli olanı babamın dudağına zorla sürdükten sonra bol bol gülmüştüm.
Abim tadını beğendiği için ben silmeden yemiş babam ise benden önce davranıp silmişti ama simleri durduğu için ben ve Dicle abla gene kahkaha atmıştık.
Allığı elimde gösterip Dicle abla ile bol bol rengini konuşmuştuk
Sonunda abimlerin hiçbir şey anlamadığını anlayınca maskaraya geçmiştim.
Maskarada daha heyecanlı olduğum için babama sürmeye çalışmıştım ama babam beni aşırı hızlı geri püskürtmüştü .
Ben de bu sefer Dicle ablama aldığım ruju vermiştim ve Dicle abla bana sıkıca sarılmış sonra açıp rengini kendinde ve babamda denemişti .
Ben gene gülerken Dicle abla ile rengin güzelliğini konuşmuştuk.
Ben hepsini poşetlere koyup hızlıca odama götürmüş sonra gene aşağı inip abimin yanına oturup kafamı göğsüne yaslamıştım .
Babam: Sabahtan beri berabersiniz buraya gel ben de hasret gidereyim
Abim babama inat ilk önce bana iyice sarılmış sonra gülerek bırakmıştı.
Ben de gülmüş ve babamın yanına giderek sarılmıştım.
Babam abime nispet yapar gibi sıkı sıkı sarılıyor ve haşatımı çıkarıyordu.
Sonunda Dicle abla duruma el koyup beni kendi yanına çekip sarılmıştı.
Biraz sohbet ettikten sonra masaya geçmiş ve yemek yemeye başlamıştık.
Benim tabağıma gene bir şey koyulduğunda kafamı kaldırdığımda bu sefer Pars olduğunu görmüştüm.
Kısık sesle teşekkür edip yemeye başlamıştım.
Yemeğimizi bitirdikten sonra gene salona geçmiştik ve babamlar iş konuşmaya başlamıştı.
Benim ise cilt bakımı yapmam gerektiği için yukarı çıkmış ve şarkı açmıştım. Abim büyük ihtimalle bir saate gelirdi o yüzden işlerimi halletmem lazımdı.
Pijamalarımı giyip hızlıca cilt bakımımı yaptım ve eşyalarımı yerleştirdim. Peluşlarımın bazılarını koltuğa bazılarını da salıncağa koymuştum. Bir ara yatağa da koyardım büyük ihtimalle.
Su almak ve abime bakmak için aşağı indiğimde Babam ve Dicle abla hariç herkes buradaydı.
Abimin yanına oturunca gülüp yanağımı sıktı.
Abim: Pijama çok güzelmiş
Balın: Beraber almıştık hatırlıyor musun ?
Abim; Nasıl unutayım seksen saat dil döktün almak için
Abime Side eye attıktan sonra ayağa kalktım
Abim: Nereye?
Balın: Su alacağım sonra da yatacağım
Abim: Tamam ben odadayım
Abim merdivenlerden çıkarken ben esneyerek mutfağa geçiş yapmıştım.
Büyük sürahiye suyu doldururken birden mutfağın kapısı kapandı.
Elimdeki suyu bırakıp sürahi ile arkamı döndüğümde Umut durmuş bana bakıyordu.
Ben de ona bakarken bu anlamsız bakışmaya son verip bardakları da alıp dışarıya doğru yöneldim.
Umut birden yanıma geldi ve sürahiyi alıp sertçe masaya koydu. Onun bu halini ilk defa gördüğüm için baya garibime gitmişti ve suratıma mal mal bakıyordu.
Balın: Umut? İyi misin ?
Umut: İyiyim!
Bana sert cevap vermesiyle bende mal mısın bakışlarım atıp sürahiyi geri aldım.
Umut gene sürahiyi sertçe elimden aldı ve masaya koydu.
Bıkkın bir nefes verip ona baktım . Gerçekten beyni var mı yok mu emin değildim
Balın: Delirdin galiba Umut
Umut: Hayır aklım gayet yerinde
Mutfağın kapısında gölgeler belirdiğinde umursamadım .
Balın: Umut şuan seninle uğraşamam yarın gel
Umut: hayır bugün konuşacağız
Balın: Umut bak sormak istemiyorum ama gerçekten artık merak ediyorum . Senin beynin harbi var mı ?
Umut bu sefer afallamıştı .
Haline gülmemeye çalışarak suyu aldım ve kapıya doğru yürümeye başladım
Umut: Sana meydan okuyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Mutluluğum /Abilerim
Novela JuvenilBir abisi ve anne babasıyla mutlu olan Balın birden kendisini 5 tane erkek çocuğu ve üvey annenin arasında bulur . [Arkadaşlar biyolojik ailem klasiğini bu sefer değiştirdim. Bu sefer baba ve annemiz ayrı ve baba başka bir kadınla evlenecek . Kadın...