7. Bölüm

11.3K 545 25
                                    

Kafamı sallayıp güldüm

Babam: Gülme kız babaya

Balın: Boşver ben evlenirken sen de gülersin

Babamın gülen yüzü solmuş ve kaşını kaldırarak bana bakmaya başlamıştı

Babam: Evlenmek? Sen ? Komikmiş kızım

Balın: Şaka gül diye

Babam anlamazken ben gülmüştüm.

Balın: Ben gelin hanıma bakmaya gidiyorum sen de rahatla sonra gelin hanımı almaya gel

Babamın omzunu patpatlayıp Dicle ablanın odasına doğru gitmeye başladım.

Dicle ablanın odasına girdiğimde babamla aynı olduğunu gördüm

Balın: Dicle abla sende mi ? Siz niye stres yapıyorsunuz ki ?

Dicle abla: Ne yapayım çok heyecanlandım

Balın: Bir şey olmayacak siz tarihin en efsane çifti olarak çıkacak ve evlenip buruş buruş olana kadar beraber kalacaksınız

Dicle ablanın gözü dolduktan sonra bana sıkıca sarıldı ve ben de karşılık verdim .

Balın; Makyajın akarsa düğünü ertelerim he haberin olsun . Hadi babam gelir birazdan

Sonunda kapı tıklatıldığında şükredip kapıyı açtım . Babam ve Dicle abla adasında Hint dizisindeki bakışma yaşanırken babamı dürttüm.

Babam ve Dicle abla kol kola girip merdivenlerden inmeye başladı ve biz de onların inmesini bekliyorduk .

Kamera babamları çektikten sonra biz de hızlıca aşağı indik ve masalardan birine kurulduk .

Nikah işlemleri cart curt derken ben abime görüntülü aramada her şeyi çektim. Daha sonra ilk dans olup sıra takı törenine geldi .

Biricik abim sıkılmasın diye telefonu kapattım ve ilk olarak altınları ve gerdan setini Dicle ablaya takıp babama da abimle beraber aldığımız efsanevi saati taktım.

Babamın gözleri dolduğunda bana sarıldı ve sonra fotoğraf çekildik. Benimle baya baya fotoğraf çekildikten sonra diğerleri geldi.

Babam dediği gibi yapmış ve ben takı kutusunun demek ayıp olurdu sandığının koyulduğu masanın arkasında sokakta fast food satıcıları gibi duruyordum .

Aile resimlerinde tekrar tekrar geliyor ve fotoğraf çekiniyordum .

Benden sonra dört tane adam gelmiş ve onlarda çekilmişti. Dicle abla beni de çağırmış ve hep beraber çekilmiştik . Kuzenlerin arasında onları gördüğüm için sıkıntı etmemiş ve fotoğraf çekilmiştim .

Bugün ben gene otelde kalacaktım ama sonraki günler artık odama geçebilirdim.

Babam beni baya küçük bebelerden saydığı için otelin bir gün fazla süresinin olduğunu tatil yapmamı falan saçmalamıştı . Ben de direkt bu akşam otelde kal desen yeterli olurdu diyerek onu biraz şaşırtmıştım .

Sonunda takı töreni bittiğinde Dicle ablanın üstündeki beş tonluk altınları çıkarıp sandığa koymuş ve kitleyip babama teslim etmiştim.

Müzik başladığında kaçacak yer ararken Dicle abla kolumdan tutmuş ve beni halay başı yapmıştı.

Ağlar suratımla ikna edecekken bir teyze gelip mendili benden kapmıştı .

Ben şoka girerken Dicle abla kahkaha atıp beni yakınına çekmiş ve halaya devam etmişti.

Babamın yanında dörtlü adam sonra diğer kuzenler sonra akrabalar geliyordu. Sonra sonra başka kişiler eklene eklene halay takımı baya büyümüştü.

Ben yorulmaya başlarken bir halaydan başka bir halaya geçiyorduk .

Birden birkaç teyze ağızlarından değişik seslerle ortamı inlettiğinde irkildim . İnternette görürdüm ve her seferinde beni ürkütürdü . Tabağa çatalı sürterken çıkan sesin beni rahatsız ettiği gibi bu ses de rahatsız ediyordu .

Ortam eğlenceli olduğu için sorun etmeden devam etmiştim. Babamın düğününde de zılgıt çeken teyzelere ters bakmadım da demezdim .

Saatler gene ilerlerken yemek saati gelmişti.

Nikah masası Damat ve Gelin masasına çevrilmiş ve yemek için ben de oraya oturtulmuştum . Dörtlü takım gene geldiğinde onlara bakmadan babamın koluna kafamı koymuştum.

Müzik devam ederken yemekler de gelmeye başlamıştı.

Dicle abla: Balın yoruldun mu canım?

Balın: Dünde oynadık ya Dicle abla yordu biraz

Dicle abla: Merak etme canım bir iki saat kaldı dayan

Onu onaylayıp önümdeki suyu çölde kalmış gibi kafaya diktim. Bu aralar her seferinden daha da susuyordum .

Ondan sonra içeceklerden birine dadandığımda babam beni durdurdu

Babam: Yemek yiyemeyeceksin kızım

Balın: Baba aç değilim ki ben meyve yesem

Babam benim meyve sevdamı bildiği için adamlardan birine söyledi ve bana yemek yerine çilek , karpuz ve kiraz olan bir tabak geldi . Ben gözüm parlayarak bakarken babam ve Dicle abla bana gülüp yemeklerine devam ettiler . Ben de mutlu bir şekilde meyvelerimi yemeye başladım.

Babam: Otele gittiğinde bir şeyler atıştır kızım sadece meyveyle olmaz

Balın: Merak etme baba ben gece yarısı uyanır yerim

Ben ve Dicle abla gülmüştü ama babam pek gülmemişti . En son Dicle abla ile konuşurken onları basmış ve babamdan pizza istemiştim. O andan beri babam gece yememi hem sağlıksız hem de kendi açısından sorunlu görüyordu.

Babam: Meyveleri benden daha çok seveceksin diye korkuyorum artık

Balın: Merak etme baba sen önce abimi geç meyveye de sıra gelir

Babam ihanet dolu yüzüyle bana bakmıştı

Babam: Nasıl o veledi benden daha çok seversin ?

Dicle abla: Zahir!

Babam: Bir şey demedim ki hayatım

Birbirlerine cilveli bakışlar atarken baygınca onlara bakıp meyveme geri döndüm .

Babam: Eğer abini istiyorsan beni daha çok sevdiğini itiraf etmelisin

Gülüp telefonda olan abimi gösterdim. Babam yutkundu ve bana baktı .

Üvey Mutluluğum /Abilerim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin